3 Ağustos 2010 Salı

Kıl dönmesine karşı çözümler



Dermoid kist, bilinen adıyla kıl dönmesi derinin dermis tabakasında oluşan kılın çeşitli nedenlerle cilt üzerine çıkamayarak cilt altında uzaması sonucu oluşan cilt problemlerinden biridir. Vücudun her bölgesinde problem olarak karşımıza çıkabilir.

Cilt üzerinde uygulanan hatalı depilasyon (ağda, jilet, tüy dökücüler) işlemi, tıraş ve benzeri işlemlerde kılın kökü ile değil kırılarak alınması, hatalı kıyafet seçimi ile gözeneklerin tamamen kapanması veya cilt yapısı (çok kuru ciltler) kıl dönmesi probleminin nedenlerinden bazılarıdır.

Ciltte oluşan batık (kıl dönmesi) problemlerine karşı tavsiye edilen çözüm önerilerinden bazıları şunlardır:

Vücut Peelingi veya Kese uygulaması: Vücudunuza duş sırasında hafif hareketlerle yapacağınız kese cildin ölü tabakasını temizleyerek batık olan kılın dışarıya çıkmasını destekler. Ancak keseyi çok bastırmadan hafif hareketlerle yapmak önemlidir, aksi takdirde cildin üst yüzeyi zedelenebilir. Bu nedenle peeling uygulaması tavsiye daha fazla tavsiye edilir.

Peelingi duş sırasında cilt yüzeyine masaj yapılarak uygulanır, içindeki küçük granüllerle ölü tabakayı ciltten arındırır ve batıkların dışarıya çıkmasını destekler. Aynı zamanda kan dolaşımını hızlandırarak toksin atımını da desteklemiş olursunuz.

Peeling ve kese sonrası olumlu sonuçlar kılın deri altına batıklık derecesine göre farklılık gösterir. Kılın ucunun yüzeye çıkması zaman alabilir. Bu işlemlerin hafta da bir yapılması uygundur.

Uzmanlar tarafından önerilen özel bakım ürünleri: Uzmanlar tarafından tavsiye edilen özel batık ürünleri de kullanılabilir. Bu ürünler içindeki etken maddeler ile kılın dışarıya çıkmasını destekler, derinin altına kadar nüfus eder ve etkisini çok kısa sürede gösterir. Sabah ve akşam bölgeye düzenli uygulayarak etkisini çok kısa sürede görebilirsiniz. Bu tarz ürünler vücudun her bölgesinde genital bölge hariç rahatlılıkla kullanılabilir.

Eller 'parafin'le daha güzel



Kış aylarını yaşadığımız şu günlerde giderek düşen hava sıcaklığının cildimize yaptığı olumsuz etkiler göz ardı edilemez. Soğuk havanın etkisi ile kuruyan, çatlayan eller yoğun bir bakıma ihtiyaç duyuyor.

İletişimin büyük bir parçası olan eller, gün içinde durmadan çalışırlar. Dokunur, kavrar, yazar, anlatır ve hep göz önündedirler. Bakterilere karşı savunmasız olan ellerin sıklıkla yıkandığını da düşünürsek  karşı karşıya kaldıkları tahribatın derecesini daha iyi anlamış oluruz. Ayrıca vücudumuzun diğer yerlerine göre örtülmediklerinden daha fazla savunmasızdırlar ve darbelere, kurumaya tüm olumsuzluklara açıktırlar.

Zamanında,  gerekli bakımların yapılmaması durumlarında ise cilt lif dokusu zarar görerek, yaşlanma etkilerini çok daha çabuk ortaya çıkarır.  Ellere estetik yaptırmak artık mümkün olsa da maliyetini ve küçük de olsa bu işlemlerin belirli riskler taşıdığını göz ardı etmemek gerekir. Bu nedenle el bakımını ihmal etmemek ve düzenli yapmak önem taşımaktadır.

Bakım önerileri:
Öncelikle elleri yıkarken seçilecek olan sabunun elleri kurutmayan özel bir sabun olmasına dikkat etmek gerekmektedir. Bunun için bitkisel sabunların tercih edilmesi tavsiye edilmektedir.

Gün içinde kuruyan ellerin nemlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.  Özellikle akşamları yatmadan önce eller uygun bakım kremleri ile nemlendirilmelidir.

Bunun yanında cilt üzerindeki ölü tabakayı alan ve bunu yaparken cildin nemini dengeleyen bir çok ürün bulunmaktadır. Bu şekilde hem cilt yenilenmesi sağlarsınız, hem dolaşımı hareketlendirirsiniz hem de sonrasında kullandığınız bakım kreminin etkisinin arttırılmasını desteklersiniz. Peeling ve benzeri uygulamaların haftada en fazla 1 defa yapılması tavsiye edilir.

Genelde profesyonel salonlarda uygulanan ancak ufak maliyetler ile evde de herkesin kendine uygulayabileceği parafin bakımı da bayanlar tarafından yoğun bir şekilde tercih edilen bakımlardan biridir. Kişisel kullanım düşünülerek üretilmiş olan tek kullanımlık Sprey Parafinler evde yapılacak parafin bakımı için büyük kolaylık sağlamaktadır.

Parafin elleri yoğun bir şekilde nemlendirir, sertleşmiş dokuyu yumuşatır ve dolaşımı hareketlendirir. Sıcak uygulanan bir bakım olduğundan soğuk kış günleri için rahatlatıcı bir bakımdır. Parafin verdiği ısı sayesinde sürülen kremin derideki en alt gözeneklere kadar inmesini ve ipeksi bir ten sağlar. Sprey parafinin farklı koku seçenekleri ile aroma terapi için eşsiz bir yöntemdir.

Parafin sonrasında ise muhakkak el ve ayaklarınıza özel üretilmiş kremler sürülerek bitirilir. El ve Ayak kremlerini ayrı olarak kullanmakta fayda var. Çünkü vücudumuzdaki bölgelerin  ph değeri farklı olduğu için el ve ayak kremleri bu ph değerlerine göre üretilir. Böylece nemlendirme işlemi ise en etkili biçimde sağlamış oluruz.

Meme estetiğinde patlama



Yaz aylarına hazırlık amacıyla meme operasyonları için ilkbahar ayları daha çok tercih ediliyor.

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, iyileşme süresinin kısa olması nedeni ve yaz aylarına hazırlık amacıyla meme operasyonları için ilkbahar aylarının tercih edildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Kışlaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, dış görünüşüne önem veren kadınların estetikte burun ameliyatlarından sonra meme büyütme veya küçültme operasyonlarını tercih ettiğine dikkati çekerek, meme ameliyatı yaptıran kadınların sayısının her geçen gün arttığını kaydetti.

Kışlaoğlu, kadınların genellikle meme küçültme, büyütme ve dikleştirme operasyonlarını, erkeklerin de meme küçültme ve meme ucu onarımı gibi ameliyatları tercih ettiğini bildirdi. Kadınların giydikleri kıyafetleri güzel taşıma çabasında olduklarını vurgulayan Kışlaoğlu, şu bilgileri verdi:

"Ülkemizde meme ameliyatı olan kadın oranı gün geçtikçe artıyor. Meme büyütme ameliyatı olmak isteyen gençler de ailelerinden artık daha kolay izin alabiliyor ve 18-20 yaşlarında ameliyat için başvurabiliyor. İri memeye sahip kadınlar, yaşları ilerlemiş de olsa estetik düşüncenin de dışında rahatlamak, rahat elbise giyebilmek, gittikçe artan bel ve boyun ağrılarından kurtulmak için meme küçültme ameliyatı olmak istiyor. Kadınlar modern çağda kendilerini daha öz güvenli hissederek, giydiğini yakıştırmak istiyor."

Meme büyütme ameliyatlarının sıklıkla genç yaşlarda yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Kışlaoğlu, şöyle devam etti:  "Genç kızlar, normal hormonal gelişimlerini takiben kendi vücudunu daha iyi tanıyor. Bu nedenle gençler, büyütme ameliyatını daha erken dönemde
isteyebiliyor. Dikleştirme ameliyatları ise genellikle doğum yapmış, emzirmiş hastaların tercihidir ki bu da genç ve orta-genç yaş hastalardan oluşan gruptur. Küçültme ameliyatları genellikle orta ve olgun yaş hasta grubunu kapsar. Çok
genç, doğum yapmamış hastalarda da küçültme yapılabildiği gibi iki doğum yapmış ama düşüklüğü olmayan bir kadına da büyütme ameliyatı yapılabilir."

MEME BÜYÜTMEDE PROTEZLER TERCİH SEBEBİ
Prof. Dr. Kışlaoğlu, meme büyütme ameliyatlarında vücuda daha kolay uyum sağladığından protez kullanıldığını belirterek, meme ameliyatlarının 4 ila 7 gün arasında iyileştiğini bildirdi. Bedensel şekil bozukluklarının, ruh sağlığı ve kişilik üzerinde olumsuz etkiler gösterdiğine dikkati çeken Kışlaoğlu, şunları kaydetti:  "Memelerinin iriliğinden şikayetçi olan biri, kendini diğer insanlardan farklı hissederek, çeşitli sorunlar yaşayabilir. Birçok estetik cerrah hastalarında beden deformasyonunun giderilmesi ile okul ve kariyer başarısında artış, sosyal ilişkilerde gelişme ve kendileri üzerindeki öz güven artışına bizzat şahit olmuşlardır. İri göğüs kişide sırt ağrıları, omuz ağrıları, meme altı pişikleri ve cilt sorunları olabilir. Bu sebepler doğrultusunda göğüs küçültme operasyonu hem görsellik hem de sağlık için uygulanan bir operasyon."

Kışlaoğlu, estetik meme operasyonlarının kadınlar tarafından genellikle ilkbahar aylarında tercih edildiğini belirterek, açıklamasında "Bunun sebebi ise operasyon sonrası iyileşme sürecinin bahar aylarında kış ve yaz mevsimine göre daha kolay olması ve yaklaşan yaz aylarına hazırlık olarak düşünülebilir" görünüşe yer verdi.

Sağlıklı bronzlaşmak için



Bronzlaşmak isterken cildiniz esnekliğini ve ışıltısını kaybetmesin.

'Bronzlaşayım' derken cildinizin esnekliğini ve ışıltısını kaybetmemek ve yavaş bir şekilde kalıcı bronzluk sağlamak çok önemli. Güneşle olan randevunuzda yiyeceklerin size birçok faydası dokunacak...

Antioksidanlardan faydalanın!
Güneşin kızıl ötesi ışınları melanin üretimini tetikleyerek cildin bronzlaşmasını sağlar. Ama tıpkı zamanla cildin üst tabakalarındaki serbest radikallerin artmasına da sebep olurlar. Bu da cildin vakitsiz yaşlanması veya cilt kanseri riskine sebep olabilir. Serbest radikallerin sebep olduğu zararı en aza indirgemek ve onlara karşı bir kalkan oluşturmak için yeterli oranda antioksidan vitamin tüketmek gerekmektedir.

Bu muhteşem vitamin üçlüsü A, C ve E vitaminleridir. Vücuda ve bu nedenle cilde yeterli antioksidan, selenyum, betakaroten ve provitamin A sağlayarak organizmanızın daha güçlü olmasını, cildin güneş ışınlarına daha iyi direnmesini ve doğru olan biçimde hafifçe renklenmesini sağlar.

10 dakikada evden çıkmanın ipuçları



Hazırlanmanız saatlerce sürüyorsa size vereceğimiz ipuçlarıyla mucizenin gerçekleştiğini göreceksiniz. İşte evden on dakika içinde çıkmanızı sağlayacak makyaj ipuçları...

YÜZ / 5 dakika
Cildinizin renk tonunu sabitlemek için kremle pudra arası kompakt bir fondöten sürün. Sorun yaratan noktaları ya da kızarıklıkları kapatmak için, hafifçe ikinci bir tabaka çekin.

Göz altındaki halkalara kapatıcı uygulayın. Ardından parmak uçlarınızla hafifçe yayın.

Cildinizin sağlıkla parlaması için elmacık kemiklerinizin üzerine krem ya da jel şeklindeki allıktan bir parça sürerek parmak uçlarınızla, dairesel hareketlerle yayın.

GÖZLER / 3 dakika
Farınızı kirpiklerin dibinden göz kapağı çizgisinin hemen yukarısına kadar fırçayla sürün. Doğal bir ton ya da açık bronz rengi bir parıltı seçin.

Kirpiklerinize bir tabaka lacivert maskara sürün. Mavi renk göz aklarınızı ortaya çıkarır.

DUDAKLAR / 2 dakika
Dudaklarınızı pürüzsüz bir biçimde renklendirin. Doğal renginizden iki ton daha koyu olan bir renk seçin. Dudak kalemi çekmeyin.

Dudaklarınızı çok parıltılı olmadan, nemli tutmak için, alt dudağınızın ortasına bir miktar şeffaf dudak parlatıcısı sürün. Dudaklarınız böylece daha da dolgun görünür.

Kusursuz bacaklarınız olsun



Bakım programları, terapiler ve egzersizler dışında, birkaç küçük püf noktasıyla da kusursuz bacaklara sahip olabilirsiniz. İşte, adım adım mükemmel bacaklara ulaşmanın sırrı...

Bacak bacak üstüne atmanın göze her ne kadar hoş görünsede sağlık açısından pek yararlı olduğunu söylemek zor. Çünkü bu "estetik" hareket, kan dolaşımını düzensizleştiriyor ve metabolizmanın yavaşlamasına neden oluyor. Özellikle masa başında çalışıyorsanız, bacak bacak üstüne atmak yerine,bacaklarınızı mümkün olduğunca uzatın ve gerin. Her öğünde karbonhidrat bakımından zengin tahıl ürünleri, ekmek, makarna, pilav ve meyve gibi gıdaları tüketin. Bu gıdalar sindirim sistemini düzene sokarak metobolizmanızı harekete geçirecektir.

Düzenli masaj yapın: Cildinizdeki ölü hücreleri gidermek için harcadığınız çaba ve enerjiyi vücudunuz içinde harcamalısınız. Temizleyici ve yenileyici etkisi olan peeling'in canlandırıcı etkisi vücut içinde geçerlidir. Özellikle cildin kalınlaştığı diz ve dirseklerinizi peeling ile yumuşatabilirsiniz.

Banyodan sonra özellikle sıcak suyun etkisiyle kuruyan cildinizi nemlendirmek için vücut sütü kullanmalısınız. Bacaklarınızı kremlerken ürünü topuklarınıza kadar sürmeye özen gösterin. Böylece kuruyan, çatlayan ve kalınlaşan topuklarınızı yumuşatabilirsiniz.

Özellikle sıcak yaz günlerinde sık sık duş almak için birçok nedeniniz olacak. Bunlardan biri de yüksek topuklar üzerinde şişen ve yorulan bacaklardaki gerginliği yok etmek... Duşun son üç dakikasını bacaklarınıza ayırın ve soğuk suyu doğrudan bacaklarınıza tutun. Bacaklarınızın daha zinde bir görünüm kazandığını göreceksiniz.

Hiç sigara hiçmeyin: Sigaranın en büyük sağlık düşmanı olduğu hiç kuşkusuz ki bilinen bir gerçek. Sigara birçok sağlık sorununun yanında cildin havasız kalmasına neden oluyor ve gözeneklerin de tıkanmasına yol açıyor. Sağlıklı bir yaşam için asla sigara içmeyin.

Egzersiz yapın: Yapacağınız egzersizler kan dolaşımını hızlandırarak, bacak kaslarını besler. Özellikle aerobik ya da step egzersizleriyle ya da bisiklet kullanarak bacak kaslarınızı şekillendirebilirsiniz.

Masa başında otururken de egzersiz yapabilirsiniz.

Oturduğunuz yerde popo kaslarınızı gerin ve bırakın. Bu hareketi hergün 10 kez tekrarlayarak kalça ve bacaklarınızın şekillenmesini sağlayabilirsiniz.

Bacaklarınızın iç kısımlarını sıkılaştırmak için dizlerinizin arasına bir tenis topu koyup, onu patlatacakmış gibi sıkın. Kaslarınızın çalıştığını hissedeceksiniz.

Haftada bir kez lavanta ya da kekik yağı katılarak yapılan rahatlatıcı bir banyonun, kan dolaşımını düzenleyici bir etkisi bulunuyor. Ama dikkat; banyo süresi beş dakikadan fazla olmamalı. Yoksa bacaklarınız kurur ve cilt yüzeyinde pul pul dökülmeler olur.

Dondurucuda 10 dakika beklettiğiniz kalın naylon çorapları giyerek bacaklarınıza buz terapisi uygulayabilirsiniz. Böylece bacaklarınızın eskisinden daha sıkı ve canlı bir görünüme kavuştuklarını göreceksiniz.

Banyo yaptığınız suyun sıcaklığını kontrol altına alın. Çünkü çok sıcak su özellikle bacak ve kalçalardaki ince damarların ortaya çıkmasına yol açar.

Uygun bir yere uzanın, bacaklarınız kalbin seviyesinde olsun. Örneğin, ayağınızın altına yastık koyabilirsiniz. Bacaklarınızı sırayla havaya kaldırın, elleriniz ile eksenler çizerek masaj yapın.

Tüm gün vücudumuzun yükünü çeken bacaklarınız için yapacağınız egzersizlerin yanında en etkili yöntemlerden biri de trambolin ile zıplamak. Daha çok spor salonlarında bulunan trambolin ile 10 dakika yapacağınız zıplama hareketi bacak kaslarınızı açacak ve güçlendirecektir.

Elleriniz yıpranmadan önleminizi alın



En çok kulladığımız ve dolayısıyla en çok yıpranan organlarımızdan biri eller... Bu yüzden onlara gerekli özeni göstermek boynumuzun borcu!

Ellere ne zarar verir?
. Fazla sıcak ve fazla soğuk su
. Deterjanlar, evde kullanılan temizlik ürünleri
. Güneş, soğuk, yağmur, deniz ve toprak da elleri hırpalar.

Elleri nasıl korumalısınız?
. Suyla yapılacak işlerde lastik eldiven giyin.
. Ev işlerinde ise pamuklu eldiven kullanın.

Elleriniz için küçük yardımcılar
. Ellerinizi ıslattıktan sonra iyice kurulayın. El kremi ya da losyon sürün.
. Ellerinizi günde iki, üç kere yumuşak sabunla yıkayıp bol suyla durulayın. Günde bir kere parmakları, tırnakları fırçalayın.
. Sert olmayan bir ponza taşı da elleriniz için yararlıdır. Sert derileri aldığı lekeleri de çıkarır.
. Haftada bir kere ellere çok yağlı kremle masaj yapın. Her parmağın ucundan başlayarak dibine kadar iyice sıvazlayın. Avuç ve el üstüne masaj yapmayı unutmayın. Bunun için en uygun zaman gece yatmadan öncedir.
. Arada bir ellerinize kalın tabaka krem, vazelin sürün pamuklu eldiven takıp yatın. Uyumakta biraz zorlanabilirsiniz. Ama sabah kalktığınızda elleriniz çok bakımlı olacaktır.
. El üstlerine sürülecek parafin tabakası gözenekleri açmak için çok yararlıdır.
. Limon da eller için yararlıdır. Elin rengine iyi gelir.

Özel bakım gerektiren durumlar

1. Esmer lekeler: Bunlara yaşlılık lekeleri denir. Ellerde kahverengimsi lekeler oluşur. Bu lekelerin çıkmasını geciktirmek, hatta önlemek mümkündür. Bunun için filtreli güneş ilacı kullanabilirsiniz. Eldeki benekler için de pigmen renklerini açan bir krem yararlı olur. En kötü ihtimalde suda çıkmayan fondotenle kapatabilirsiniz. Bu yöntem aynı zamanda damarların gözükmesini engeller.

2. Soğuk kabarcıkları: Parmakların yeteri kadar hareket etmemesi, soğuk ve nemden yeterince korunmaması neden olur. En iyi yol, egzersiz yapmaktır. Çünkü bu egzersizler kan dolaşımını hızlandırır.

3. Sert deri ve çatlaklar: Bunlara soğuk hava, elleri fazla zorlayan işler yol açar. Çatlaklara kir dolabilir. Bu kirleri limonla çıkarabilirsiniz. Sonra da bir parça pamuk yardımıyla zeytinyağı sürün. Bir süre bekledikten sonra ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp iyice durulayın. Tabii ki sonra krem sürmeyi unutmayın. Bunun her gün yaparsanız elleriniz düzelir.

El ve parmak egzersizleri

1. Yumruk açma: Yumruğunuzu iyice sıkın. Sonra parmaklarınızı öne doğru mümkün olduğunca açın. İki eli de aynı zamanda yapın. Bu hareketi en az 6 kere yapmalısınız.

2. Parmak ayırma: Ellerinizi avuçlarınızın yere bakacağı şekilde tam önünüze koyun. Parmaklar birbirlerine sıkaca yapışmış olsun. Sonra parmaklarınızı açabildiğiniz kadar açın.