21 Ağustos 2010 Cumartesi

Feng Shui Ev Dekorasyonu



Feng Shui felsefesinin dekorasyon üzerindeki etkilerini merak edenler için bilgilendirici bir yazı. İşte Feng Shui ev dekorasyonu hakkında bilmek isteyecekleriniz:

Sözlük anlamı olarak Su ve Rüzgar olan Feng Shui ifadesi doğayı etkileyen faktörleri açıklamaktadır. Doğayı yönlendiren Su ve Rüzgar güçleridir Feng Shui ‘ye göre…

Feng Shui yaşamakta olduğumuz iç mekanlarda ve dış mekanlarda olumlu etkenlerin artırılması ve buna karşılık olumsuz etkenlerden arındırılmasına dayanmaktadır. Su ve Rüzgar etkenleri doğayı etkilediği gibi, Feng Shui ev dekorasyonu konusunu da etkilemektedir. Evin atmosferini değiştirerek Feng Shui ağırlıklı yeni bir feng shui ev dekorasyonu hayatın olumsuzluklarını silecektir. Daha iç açıcı mekanlar, dinamik iki yapı; yani Feng Shui dekorasyon anlayışına göre Rüzgar ve Su ile daha yaşanılır kılınacaktır.

Kısacası Feng Shui felsefesinden hareket ederek ev ve mobilya dekorasyonlarımızı düzenleyerek daha yaşanılır mekanlar elde edebiliriz… Peki Feng Shui’ye göre mekan dekorasyonları nasıl olmalıdır?

Işıklandırmanın böylesini görmediniz



Esnek, dilediğiniz şekli verebileceğiniz bir lamba… Karanlık sularda yüzen bir deniz anasını andıran bu lamba Ira Rozhavsky tarafından tasarlanmış.

Asarak Toplayın



Duvarlarda askılı üniteler kullanarak hem yerden kazanabilir, hem yaşam alanınıza düzen getirebilirsiniz.

Evdeki eşyaları toplamak için yeterince yeriniz olmayabilir. Asarak depolamak sizin için pratik bir yol olacaktır. Duvarlarınıza alıcı gözle bakmaya başlayın. Asarak depolamak hem geleneksel, hem modern dekorasyonun trendlerinde vardır. Ancak güvenlik kurallarına dikkat edin.

Duvarlarınıza ağır raflar ve askılı üniteler takmadan önce mutlaka bir uzmana danışın. Duvarlarınız sandığınız kadar sağlam olmayabilir. Alçak tavanlara askılı depolama üniteleri uygulamaktan kaçının.

Yüksekteki askılı sistemler için evinizde mutlaka merdiven bulundurun. Askıları, çocukların ulaşamayacağı yüksekliğe monte edin.

TV sehpanızın altı artık Cd’lerinizi kaldırmıyorsa, yeni ve askılı bir CD’lik edinebilirsiniz.

Çok amaçlı duvar askılarıyla, mutfakta tezgah üstünü rahatlatabilirsiniz. Tava, mutfak önlüğü gibi pek çok alet edavatı, bu askılara asarak yerden tasarruf sağlayabilirsiniz.

Ayakkabıları portmantoya sığdırmakta zorlanıyorsanız, askılı ayakkabılıklar size yerden tasarruf sağlayacaktır.

Banyonuzda ekstra bir dolaba yer yoksa, rafları kullanarak banyo eşyalarını düzene sokabilirsiniz.

Depolama çözümleri için bütçeniz kısıtlıysa, alışveriş çantaları imdadınıza yetişebilir. Yapmanız gereken bir mutfak rayı ve S kanca edinmek. Sonrasında kancalara torbaları asarak, sebze, kuru bakliyat gibi ürünleri burada depolayabilirsiniz.

Ayakkabıları mevsimi geçince kaldırmak, size yerden alan kazandırır. Ancak nereye kaldıracaksınız? Kapı arkalarına asacağınız ayakkabı torbaları kimseyi rahatsız etmeden depolamanın yollarından biridir.

Tuvalet masasının üstünü derleyip toplamak için askılı kutular ideal bir çözümdür.

Kaynak: kadin.tr.msn.com

Tekli koltuklarla sıradışı çizgiler



Ligne Roset’nin farklı tasarımlara sahip tekli koltuk modelleri dünyaca ünlü tasarımcıların imzalarını taşıyor. Renk alternatifleri ve sağladıkları konforla dikkat çeken modeller; mekanların durağan ve monoton akışını kesen, heyecan verici çalışmalar olarak dikkat çekiyor. Seride yer alan Archi, Anda, Moel ve Pumpkin modellerindeki tekli koltuklar Pierre Paulin tarafından hayata geçirilmiş.

Pumpkin serisinde tekli koltuğun yanı sıra, yüksek sırtlı, ikili, üçlü ve puf modelleri de yer alıyor. Bu tasarımı puf modelleriyle birlikte kullanarak, hem konforunuzu artırabilir hem de farklı bir dekorasyon oluşturabilirsiniz.

Archi tekli koltuk sağladığı konforla vazgeçemeyeceğiniz modellerden biri olabilir. Yüksek sırt kısmı ve ergonomik tasarımıyla özel bir seçim.

Anda tekli koltuk mekanlara kattığı şıklıkla göz alıyor. Renk alternatifleri oldukça geniş… Tasarımın farklı boyutlarda alternatifleri de bulunuyor.

Kaynak: Homeshowroom.com.tr

20 Ağustos 2010 Cuma

5 Dakikada Sabah Makyajı



Her sabah makyaj yapmak özellikle evli ve çocuklu olanlarımıza çok zor gelir. Her şeye yetişip sadece 5 dakikada makyaj yapmak istemez misiniz? Özellikle de sabah işe yetişmeye çalışırken…


İlk kural acele etmeyin!

Yüzünüze ayrı ayrı fondöten ve nemlendirici sürmek yerine renkli nemlendiricileri tercih edin. Nemlendiricinizi fırça ya da sünger yerine temiz ellerinizle cildinize uygulayın.


Fondötene göre daha ince olacağından yüzünüzde fondöten gibi koyu veya açık renk farkları oluşmaz.


Daha sonra krem allığınızı yüzük parmağınızın ucuyla elmacık kemiklerinize uygulayın. Yumuşak karışım sizi daha mutlu gösterecektir.


Yumuşak siyah bir eyeliner kalemi alın ve kirpik diplerinize doğru uygulayın. Uygulama sırasında bulaşma olursa parmağınızla veya kulak çubuğu pamuğuyla silebilirsiniz. Sonrasında kirpiklerinize maskaranızı sürün. Biraz kuruması için gözlerinizi kapamayın.


Dudaklarınıza dudak renginize yakın bir ruj uygulayın veya parlatıcı sürün. Kırmızı gibi iddialı renkleri düzgünce sürmek zaman aldığı için bunları tercih etmeyin.


İşte sabah makyajınız tamam! Göreceksiniz 3 dakikanızı bile almayacak.

Parfüm seçmenin püf noktaları



Parfüm satın alırken ve kullanırken nelere dikkat etmek gerektiğini biliyor musunuz? İşte işinize yarayacak ipuçları…

Alırken…


*Parfüm alışverişi için sabah erken saatleri tercih et. Bu saatlerde burun daha hassas olur ve böylece daha doğru bir karar verebilirsin.


*Parfümü denerken, bileklerine uzaktan püskürtmeli ve kurumasını bekledikten sonra kalan kokuyu koklamalısın.


*Bir parfümü asla şişeden koklayarak test etme! Teninde nasıl duracağı çok daha önemli!


*Parfüm alırken kolunun üst kısmına kokuyu uygula ve 10 dakika bekle.


*Parfüm alırken son moda parfümler yerine tenine uygun olanları tercih et.

Kullanırken…


*Parfümü sadece vücuduna değil, elbiselerinin üzerine de sıkarsan, kokun gün boyu kalır. Tabii öncelikle parfümün leke bırakmayacağından emin olmalısın.


*Parfümünü asla güneşe maruz kalacağın günlerde kullanma! Aksi halde cildinin tahriş olmasına ve cildinde lekeler oluşmasına neden olabilirsin.


*Parfümünün uzun süre etkisini korumasını istiyorsan, temiz cilde uygulamalı ve 20 cm uzaktan sıkmalısın. Böylelikle çok daha fazla yere koku gelmiş olur.


*Gündüz tenine uygun hafif kokuları, gece ise biraz daha ağır kokuları tercih edebilirsin.


*Spor yapmadan önce parfüm kullanmamalısın.


*Aynı anda üç ya da daha fazla koku kullanmamalısın. Hepsi birbirine karışacağı için yeni fakat kötü bir kokun olabilir.


*Parfümünü kulak arkası, bilekler ve boyun çukuruna sıkarsan, üzerindeki koku çok daha uzun süreli kalır.


*Geçtiğin yerde kalıcı bir etki bırakmak istiyorsan, dizlerinin arkalarına ve saçlarına da parfüm sıkmalısın.


*Parfümünün daha uzun süre dayanmasını ve bozulmamasını istiyorsan, mutlaka kutusunda ve güneş görmeyen bir yerde saklamalısın.

Kaynak: www.heygirl.com.tr

Işıltılı cildin sırrı mutfakta



Sağlıklı bir cilde sahip olmak için öncelikle doğru beslenme alışkanlığına sahip olmak lazım.

Tükettiğiniz yiyeceklerin arasına yeşil çay, C vitaminli meyve ve yeşil yapraklı sebzeleri mutlaka katmanız gerekiyor. Sağlıklı bir cilde sahip olmak isteyenler öncelikle beslenme şekline dikkat etmesi gerekiyor. Medicana Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Serpil Uysal, ışıltılı bir cilde sahip olmak isteyenlerin mutfaklarından yeşil çay, soya çekirdeği, sarımsak, sarı-turuncu meyve ve yeşil yapraklı sebzeleri eksik etmemelerini öneriyor.

Cild sorunu olan doktor yerine güzellik merkezlerini tercih ediyor. Hangi tür sorunlar doktora danışılmalı?

Toplumuzda genellikle kişiler güzellik uzmanlarına akne, tüylenme, lekeler gibi kozmetik olarak rahatsızlık verici sorunlar için başvuruyor. Bu tür rahatsızlıkların altında oysa farklı sebepler olabileceği için uygulamalarda yanlışlıklar yapılabiliniyor ve tedavi başarısız olabiliyor. Dolayısıyla deride, saçta ve tırnaklarda rahatsızlığı bulunan hastalar mutlaka deri hastalıkları uzmanı tarafından değelendirilmelidir.

Peki derimizdeki ne tür bir değişiklik sağlık sorunu olarak ele alınmalı?

Deri hastalıkları kaşınma, ağrı, yanma ve kozmetik sorunlara neden olabilir. Akne, ekzema, sedef, siğiller ve deri tümörleri en sık görülen deri hastalıklarıdır. Özellikle deri tümörleri ve kanserleri, sedef hastalığı, allerjik hastalıklar, saç dökülmeleri ve ekzema gibi hastalıklar ciddi tedaviler gerektirir.

Son yıllarda yüzdeki kıllanma hanımlar arasında arttı. Bu artışın sebebi ne?
Tüylerin gelişmesinde androjen hormonların (erkeklik hormonları) büyük rolü vardır. Yüzde en çok tüylenmenin olduğu bölge üst dudak, yanaklar, çene ve çene altı bölgelerdir. Androjen hormon düzeylerinin artışı ve bunun sonucunda tüylenmenin neden olduğu durumlar şunlardır: “Menopoz, genetik, ilaçların yan etkileri, yumurtalık tümörleri ve böbrek üstü bezi bozuklukları.”

Tüylenmeye karşı nasıl bir tedavi önerirsiniz?

Tüylenme yakınması olan bir kişi öncelikler sorgulanır, hormonal bir bozukluğun değerlendirilmesi için tahliller önerilir. Böyle bir tespit yapıldığında ise sebebe yönelik tedaviye başlanmalıdır. Hormon tedavisiyle yeni tüy çıkması engellenir. Önceden çıkan tüyler hormon tedavisi ile dökülmez. Tedavini bitiminden sonra epilasyon uygulanarak yok edilebilir. Hormon tedavisine başladıktan ortalama bir iki yıl sonra ilacın dozu arttırılarak tüylenmenin tekrarlanıp tekrarlanmadığı tespit edilir, gerekirse ilaca daha uzun süre devam edilir.

Vitaminle toksini at

Beslenme ile cilt sorunları arasında nasıl bir bağlantı var. Sağlıklı bir cilt için nelere dikkat edilmeli?

Sağlıklı bir derinin ilk şartlarından biri sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak ve sağlam bir bünyeye sahip olmaktır. Yani saç ve deri için gerekli olan protein, vitamin ve mineraller günlük olarak yeterli miktarda alınmalıdır. Derini hasarını azaltan E, C, B ve A vitaminleri gibi antioksidan vitaminlerin yanında doğal antioksidanlar olan yeşil çay, soya çekirdeği, sarımsak ve sarı-turuncu sebzeler ve meyveler ile maydonoz, nane, roka gibi yeşil yapraklı sebzelerde bulunan karotenoidler günlük diyette yeterince bulunmalıdır. Bunun yanında deriye etkisi bulunan güneş ışınları, sigara, egzoz gazı, endüstri artıkları gibi çevresel faktörlerden korunmak gerekir. Özellikle yazın güneşten koruyucu kremler, şapka, kapalı kıyafetler gibi koruyucular kullanılmalı, bunların yanında bol sıvı tüketip derinin nemi sağlanmalıdır. Kışın ise soğuk ve kuru hava deriyi kurutup çatlatabilir. Özellikle banyo sonraları tüm vücuda, yüz ve ellere nemlendirici krem sürülmelidir.