aşırı Kıskançlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşırı Kıskançlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2010 Pazar

Kıskançlık zararlı mı?



Kıskançlığın ölçüsü kaçtığında yan etkileri hayli ağır oluyor. Uzmanlar, kendisi ya da eşi kıskanç olanlar için önemli bir 'rehber' hazırladı...

Genç- yaşlı, kadın-erkek herkes hayatında en az bir kere kıskanır. Aşık olunan kişinin başkasına ilgi göstermesi, şüpheli davranışlar, aldatma... Kıskançlık hem kıskananın hem de kıskanılanın hayatını zehir edebilir. Ara sıra yapılan kıskançlık, bir ilişkinin canlı kalmasını sağlayabilir, ancak rahatsız edici ve mantık dışı boyutlara ulaştığında, çok zarar verici olabilir.

Değişik duygular
Kıskanan insan birçok duyguyu aynı anda yaşar, aklından bin türlü düşünce geçer, bir sürü farklı davranış biçimleri sergiler.

Duygular: Acı, kızgınlık, kin, üzüntü, haset, keder, aşağılanma...

Düşünceler: İçerleme, suçlama, kendini rakiple kıyaslama, imajın sarsılmasından korkma, kendine acıma...

Davranışlar: Kendini bitkin hissetmek, titremek ve terlemek, sürekli soru sormak ve karşındakinden sürekli güvence istemek, saldırgan davranışlar, hatta şiddet...

Kıskançlık dozunda olduğu sürece, var olan bir ilişkinin korunmasını bile sağlayabilir. Kişilere, sevgililerinin, eşlerinin çantada keklik olmadığını hatırlatır. Karşındakine emek vermeye, onun kendisini değerli hissetmesi için çaba göstermeye yöneltir. Üstelik duyguları güçlendirir, aşkın ateşlenmesini sağlar ve sevişmeleri daha ihtiraslı kılar. Ama bir de aşkın dozunda olmadığı durumlar var...

Ölçüsü kaçarsa...
Bazen kıskançlıkta ölçü kaçar. Örneğin eşi eski bir arkadaşıyla dans ettiği için bir erkek kavga çıkarabilir veya kadın eşinin yeni patronu güzel bir kadın olduğu için çileden çıkar. Bu tarz kıskançlıklar gerginlik yaratır. Karşıdaki, kıskançlığa mahal vermemek için sürekli temkinli davranmak, tetikte olmak zorunda hisseder. Durumun farkında olan kıskanç taraf ise kendini suçlama ve haklı çıkarma arasında gidip gelir. Çiftlere bazen hayatı zehir eden, ayrılmalarına bile yol açan kıskançlık duygusuyla başa çıkmak aslında hiç de kolay sayılmaz. Uzun zaman ve emek isteyen bir mücadele olabilir. Kıskançlığınızın çocukluğunuzda yaşadıklarınızdan kaynaklandığını düşünüyorsanız, bir psikolağa başvurmanızda yarar var. Çocukluğunuzla ilgili bağlantı kuramıyorsanız o zaman şu noktaları gözden geçirmeniz faydalı olabilir:

Haydi deneyin!
- Kıskançlığınızın gerçekçi olup olmadığını gözden geçirin.
- Onu neden kıskandığınızı düşünün. Gerçekten ilişkinize yönelik bir tehdit söz konusu mu? Sizin tavırlarınız ilişkinizi kötüleşmesine neden mi?
- Kendi kendinize telkin edin.
- Kıskançlık belirtileri hissettiğinizde partnerinizin sizi sevdiğini, size bağlı olduğunu ve saygı duyduğunu hatırlayın.
- Sevilmeye layık, hoş bir insan olduğunuzu ve ters giden bir şeylerin olmadığını söyleyin kendi kendinize...
- Partnerinizden güvence isteyin. Kıskançlıkla başa çıkmanın iyi bir yolu da partnerinizden güvence istemek.