Aşk ve Cinsellik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aşk ve Cinsellik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Eylül 2010 Çarşamba

Facebook profiline göre sevgili adayı

1. Görsellik tabii ki çok önemli. Ama karın veya kol kaslarını sergilemekten hoşlanan veya ilgilendiği şeyler arasında bir kadının fiziksel özelliklerini listeleyen erkeklerden uzak durun. Bu tip erkekler sadece eğlence peşindedir.
2. "Birlikte eğlenebileceğim birini arıyorum" cümlesi aslında "Bağlanmak istemiyorum" anlamına gelir.
3. Profilinde yüzlerce kızla çekilmiş fotoğraflarını ne kadar çok kişiyle birlikte olduğunu ispatlamak için yayınlayan tiplerden de uzak durmanızı öneriyoruz. Tabii eğer onun hareminin bir parçası olmak istemiyorsanız!
4. Özellikle sıkça duvarına yazı yazdığı ya da fotoğraflarını beğendiği bir kız olup olmadığına dikkat edin. Böylece birinin peşinde olup olmadığını anlayabilirsiniz.

27 Ağustos 2010 Cuma

2010 Düğün Trendleri



Teknolojinin, kazancın ve sosyal imkanların gelişmesi günümüz insanını daha geniş düşünüp, daha fazla deneyimci bir yapı sergiler hale soktu. Dolayısıyla yaşamsal alışkanlıklarımızda değişti. Her ne kadar geleneklerimize bağlı bir toplum olsak ta, yenilikleri ve ilklerin öncüsü olmayı seviyoruz.

Bir düğünü olması gerektiği gibi organize edip, öncesinde ya da sonrasında yapacağınız ekstra değişikliklerle bu süreci daha eğlenceli ve unutulmaz bir hale getirebilirsiniz…

İşte size birkaç sürpriz öneri…

Tek gelinlik yetmez!
Ne giyeceğine karar veremeyen gelinler, nikahta ayrı; düğünde ayrı kıyafet giymeye başladı. İki seremoni arasında saç modellerini bile değiştirenler var.

Vintage modası
Geçmişe özlem hem gelinlikler de hem de nikah yüzüklerinde kendini gösteriyor. Vintage butikler ve antikacıların yanı sıra, hesaplı fiyatlara gelinlikler bulabileceğiniz siteler mevcut.

Facebook’suz asla!
Evlilik teklif edilen anının video’sunu Youtube’a koymak da olabilir bu; davetiyeyi e-posta ile göndermek de, düğüne geri sayım blog’u kurmak da. Gecede çalınacak şarkılar ve diğer hazırlıklar için arkadaşlar arasındaoylama yapmak ve düğün listesini Facebook üzerinden şekillendirmek moda.

Yurtdışında evlilik
Türklerin de sıklıkla başvurduğu bu yöntem sayesinde sektör, geçtiğimiz yıllarda dört kat büyüdü. Yunan adaları, yakın Avrupa ülkeleri ilk tercihlerden. Katılımcı sayısı azaldığı için, düğün masrafı da düşebiliyor.

Renkli gelinlikler
Avrupa ve ABD’de farklı renkleri tercih eden gelinlerin sayısı artıyor. Kırmızı ve mor çok moda.

80′lere dönüş
Bugünün gelin ve damatlara, genellikle 1980′ler de genç olmuş veya ucundan yakalamış kişiler. Hazır, furya devam ederken düğünde 80′lerden çalacak DJ ve orkestralar tercih ediliyor. Eğlence garantili!

Ekolojik düğünler
Gelinliğinden davetiyesine kadar her şeyi ekolojik olan düğünlerde, gelin ve damada hediye alınmaması, onun yerine belli başlı vakıflara bağışta bulunulması isteniyor.

Düğün Pastası Seçimi



Yabancı filmlerde pek meşhurdur düğün öncesi gelinin damada pasta seçtirme sahnesi. Bizim gelinlerimizin böyle bir tasaları pek olmaz. Genellikle gelinliğin modeliyle ve çeyizin yetişmesiyle öyle bir uğraşırız ki kalan detaylarla ilgilenmek erkelere kalır. Büyük salon düğünlerinde pasta işi salon sahibine aittir. O sebeple pastanın tadının nasıl olacağı bizi ilgilendirmez. Eh biraz da ucuz olması işimize gelir. Malum evlenmek yeterince masraflı bir iştir. Ama sade bir tören olacaksa ve sizin için önemli olan sadece sevdiklerinizle birlikte bu güzel geceyi paylaşmaksa o zaman pasta daha bir önem kazanır. Hem daha az kalabalık olacak hem de sevdiklerinize güzel bir pasta ikram edecekseniz, pasta için ayırdığınız para biraz daha heybetli görünecek haliyle. Size en azından şimdi bir pasta fikri lazım değil mi?

2009 yaz gelinlerine makyaj önerileri



Damat hazır, gelinlikle çiçekler de… Her şey mükemmel… Kusursuz bir fotoğraf içinse geriye sadece makyajınız kalıyor. Max Factor Makyaj Uzmanı Nur Toktay, düğün  gününde en güzel haliyle görünmek ve kendini en iyi şekilde hissetmek isteyen 2009 yaz gelinlerine, kır ve salon düğünü makyajının ipuçlarını veriyor.


Duruluğun ve sadeliğin hakim olduğu; temiz, ışıltılı, porselen kadar pürüzsüz bir ciltte, bakışlardaki romantizmi ve saflığı yansıtmak, olabildiğince sade dramatik olmayan gözlere sahip olmak için Max Factor Makyaj Uzmanı Nur Toktay’ın,  kır düğününü tercih eden yaz gelinlerine  önerileri şöyle;


‘Nemlendiriciyle iyice nemlendirilmiş cildimize uygulayacağımız baz makyaj,  oldukça hafif, neredeyse yok gibi görünmeli. Nur Toktay, iyice temizlenmiş cildimizi, OLAY Regenerist nemlendiricileri ile makyaja hazırlandıktan sonra, doğal bir görünüm sağlamak için sürdükçe artan bir kapatıcık sağlayan Max Factor Natural Minerals Fondöten’i tercih ediyor. Hem doğal bir kapatıcılık hem de ışıltılı bir görünüm için ideal bir fondöten.


Gözlerimizin ön planda fakat abartıdan uzak görünmesi için olabildiğince doğal neredeyse makyajsız hissi veren Max Factor Colour Perfection Far’ın yumuşak renklerinden krem, sarı, turuncu, pembeyi tercih etmeliyiz. Gözlerimizde uyguladığımız iyice dağıtılmış renklerin geçişleri ise yumuşak olmalı. Derinlik hissinden çok daha ön planda olmasını istediğimiz gözlerimiz için takma kirpik etkisi yaratan maskara tercih edilmeli ve maskara, kirpik dibinden en ucuna kadar iyice sürülmeli.


Nur Toktay’ın önerisi ise Max Factor False Lash Effect Maskara… Dudaklarımızı ise pembenin tüm tonları ve yarı ışıltılı rujlar ile renklendirmeden önce çok doğal bir şekilde uygulayacağımız kalem, dudak rujumuzun kalıcılığını artıracaktır. Nur Toktay’ın ruj tercihi ise  Max Factor Colour Collections Ruj serisi… Yanaklarımız için ise sanki güneşten kızarmış hissi yaratmak için pembe tonları tercih etmeli, allığı, elmacık kemiklerin üzerinden yüzün orta kısımlarına gelecek şekilde uygulamalıyız. Kaşlar ise olduğu gibi taranıp bırakılabilir’.


Salon gelinlerinin makyajları ‘biraz daha kalıcı fakat yine abartıdan uzak olup daha dramatik olabilir diyen Max Factor Makyaj Uzmanı Nur Toktay, ‘Çok iyi nemlendirilmiş bir cilt üzerine uygulayacağımız fondöten, hangi özellikte olursa olsun iyice cilde yedirilerek nerdeyse porselen gibi bir görüntü elde ettikten sonra göz makyajına geçilmeli’ diyor.Nur Toktay’ın porselen gibi bir cilt için tavsiyesi Max Factor Creme Puff pudra+fondöten. Nur Toktay, göz makyajı için sezonun gözde renklerinden Max Factor Colour Perfection Far’ın, bronz, bakır ya da daha iddaalı renklerinin tercih edilip uygulandıktan sonra mutlaka derinlik katmak için siyah eyeliner ya da siyah kalemle gölgelendirmemizi öneriyor.  Aynı uygulamayı, gözü çerçevelendirmek için alt kısmına da uyguladıktan sonra yine vurguyu artıran en önemli şey olan maskarayı, kirpiklerimizin en dibinden en uç kısmına kadar uygulamalıyız. Göz makyajımız yoğun ise dudaklar mutlaka daha doğal bırakılarak denge sağlanmalıdır diyen Nur Toktay, ‘Hatta sadece hafif bir parlatıcı çok yerinde bir seçim olacaktır. Allık ise elmacık kemiklerinin üzerinde ve çok aşağılara gelmeyecek şekilde sezonun gözde renklerinden gül rengi, şeftali yanığı ve toprak tonlarda olabilir.  Max Factor Flawless Perfection Allık tercih edilebilir. Kaşlar ise iyice taranmalı ve kaş aralarındaki boşluklar varsa kaş kalemi ile doldurulmalı’ diyor.


•    Max Factor False Lash Effect Maskara - 39.90 TL

•    Max Factor Colour Perfection Far - 32.90 TL

•    Max Factor Göz Kalemi - 19.90 TL

•    Max Factor Natural Minerals Fondöten - 49.90 TL

•    Max Factor Creme Puff Fondöten+Pudra – 39.90 TL

•    Max Factor Flawless Perfection Allık – 39.90 TL

•    Max Factor Colour Collections Ruj – 29.90 TL

•    Max Factor Dudak Kalemi - 29.90 TL

•    OLAY Regenerist Gündüz Kremi -49.90 TL

En ilginç evlenme teklifleri



Son zamanlarda erkekler tarafından ilginç evlenme teklifleri icat oldu. Hayal güçleri geniş olan insanlar tarafından yapılan evlenme teklifleri bazen beklendiği gibi gerçekleşmez. İşte en ilginç evlenme teklifleri…


1. EVLENME TEKLİFİNİ 20 BİN KİŞİNİN ÖNÜNDE SUNDU

Zavallı genç, sevgililer gününde, bir NBA maçı sırasında 20 bin kişinin önünde sevgilisine evlenme teklifini sundu. Maça ara verildiği anda sahaya fırlayan genç, kız arkadaşını da sahaya çağırdı. Ulusal kanalların da canlı yayın yaptığı maçta şoka giren genç kız evlilik teklifini reddetti.


2. MİLKSHAKE İÇİNDEKİ YÜZÜĞÜ YUTTU

Reed Harris nişanlısı Kaitlin Whipple'a evlenme teklifini fast-food zinciri bir restoranda gerçekleştirdi. Sıcak bir yaz gününde soğuk çilekli bir milkshake içine pırlanta yüzüğü atan Reed, arkadaşlarını da restorana davet etti. Ancak bu esprili evlenme teklifinin sonu pek de eğlenceli bitmedi. İçeceğin içindeki yüzüğü yutan talihsiz Kaitlin'i zar zor hastaneye yetiştirebildiler. İki gün hastanede kalan genç kadın iyileştikten sonra Reed Harris'ten yeni bir evlenme teklifi aldı ve en sonunda evlendiler.


3. BALON İÇİNDEKİ PIRLANTA YÜZÜKLE TEKLİF

Londra'da Lefkos Hajji isimli adam, nişanlısı Leanne'ye evlenme teklifini helyum gazıyla şişirilmiş bir balonun içine konmuş 12 bin dolarlık pırlanta taşlı yüzükle yaptı. Evlenme teklifini sözlü bir şekilde yaptıktan sonra içinde yüzük bulunan balonu sevigilisine verirken ani bir rüzgar çıktı ve balon bir anda havalanmaya başladı. Balonun arkasından bir süre koşan genç adam balona yetişemeyeceğini anlayınca, arabasıyla bir süre daha balonun peşinden devam etti. Havalanan balon gittikçe gözden kaybolunca, Lefkos yüzükten umudu kesti. Olayın ardından yeni bir yüzük alıncaya kadar Lefkos'la tüm ilişkisini kesen Leanne'ı tekrar ikna etmek genç adamın zamanını aldı.


4. EVLENME TEKLİFİ ŞOVUNU UFO ZANNETTİLER

Almanya'nın Plattling kentindeki genç bir adamın evlenme teklifi bölgede UFO paniği yarattı. İçinde ışık yanan balonları havada uçuran genç adam, tüm kasabanın balonlarla renklenmesine neden oldu. Kasaba halkının 'Kenti UFO'lar bastı' diye yorumladığı bu gösteri, şüphesiz 'evet' cevabını da beraberinde getirdi.


Adım Adım Davetiye Seçimi



Düğününüz, gelinliğiniz hakıkında titizlendiğiniz kadar, davetiyeler konusunda da özenli olmalısınız. Çünkü davet ettiğiniz insanlar sizin muhteşem gelinliğinizi, düğün salonunun ihtişamını, elinizdeki gelin buketinin şıklığını, salon süslemelerini görmeden önce davetiyenizle karşılaşırlar…


HAYAL EDİN

Tıpkı gelinliğiniz gibi davetiyenizin ölçülerini, detaylarını, stilini ilk önce hayal ederek işe başlayın. Uzmalara göre davetiyenin rengi, tasarımı, yazı stili, ölçüleri tıpkı düğününüzü mükemmel yapan detaylar gibi düşünülmelidir.


RENK SEÇİN

Araştırmalara göre davetiyelerde ençok tercih edilen renk fildişi, krem ve beyaz. Riske girmekten kaçınıyordanız hiç düşünmeden bu tonlardan birini seçin. Ama herkesin yaptığını yapmak istemiyorsanız ve modern bir tören planınız varsa farklı bir seçim neden yapmayasınız ki?


KAĞIT SEÇİN

Resmi törenler söz konusu olduğunda kalın kuşe kağıtlardan yapılmış davetiyeler uygun olur. Bu kağıtları ağaç, ipek, metal çeşitleri, cam givi malzemelerle detaylandırıldığında gerçekten çok zengin bir görünüme sahip oluyor. Günümüzde geri dönüşüm kağıtlarından bile davetiyeler yapılabiliyor.


YAZI STİLİ

Davetiyelerde genel olarak, aynı yazı tipinin iki farklı fontu birlikte kullanılır.


Davetiye

BOYUT

Davetiyelerinizi tıpkı nikah yüzüğünüzdeki elmaslar gibi hayal ediyorsunuz. Size göre başkalarındakilerden daha büyük, daha ağır ve daha kaliteli olmalıdır. Hatta kimi zaman daha pakalı olmalarında bir sakınca yok. Maliyet ve postalamadki maliyetleri de düşünürsek büyük davaetiyeler yerine normal boyuttaki daveriyeler daha makul olur.


ÇOCUKSUZ TÖREN

Çocukların davet edilmesiği bir düğün töreni yapacaksanız bunu mutlaka davetiyeyle birlikte bildirin.


DAVETİYELERİN YOLCULUĞU

12 AY ÖNCE: Kimi misafirlerin davetiyeleri diğerlerinkinden daha önce postaya verilmelidir. Örneğin ülke dışından gelecek konuklarınki. Bir yıl yada altı ay kadar önce özel davetiyeler hazırlatıp adreslere yollamalısınız.


6 AY ÖNCE: Davetiyelerin siparişlerini verin. Davetiyenizin basım işleminde mutlaka bir örnek isteyin.


2 AY ÖNCE: Davetiyeleri postalayın. Şayet LCV istiyorsanız size geri dönüşüm için zarfa ikinci bir pul ilave ettirmelisiniz.


2 AY iLE 4 HaftaÖNCE: LCV için tüm kayıtlarınızı kontrol edin. Eksik olanları mutlaka tamamlayın. Geri dönüş yapmayan davetlilerin cevabını beklemek yerine onları arayıp telefonla sorun. Bu noktadan itibaren süprizler yaşamasına izin vermemelisiniz.


Kaynak: Moderndugun.com

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Gelin Ayakkabısı Seçerken



Düğün günü, tebrikleri ayakta kabul edeceğinizi, dans edeceğinizi, kuaföre,stüdyoya bu ayakkabılarla koşturacağınızı düşünürsek ayakkabı seçiminin de ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Bu nedenle ayakkabınızı seçerken, rahat olmasına, fazla yüksek topuklu olmamasına ve ayağınızı terletmeyecek yumuşak bir deriden yapılmış olmasına dikkat etmek gerekiyor.Ve unutmayın ayakkabınız, uzun etekli bir gelinlik modeli giyseniz bile görünecektir.

Ayakkabı seçerken ayakların akşam saatlerine doğru şiştiğini unutmayın. Ayakkabınızı çorapsız giymemenizi öneririz ama çorapsız giyecekseniz pudralamanız önerilir. Topuk konusunda karar verirken, damat ile boy uyumunuzu da düşünün.

Eğer sipariş verip ayakkabınızı imal ettirecekseniz, ayakkabınızın gelinlik provasına yetişmesine dikkat edin. Gelinlik kumaşınızı kullanarak ayakkabı imal ettirebilirsiniz.

Ayrıca topuklu bir model giymekte ısrarcıysanız,o gece için biri diğerine göre daha düz, daha rahat bir modeli de yanınıza bulundurarak istediğinizde değiştirebileceğinizi de hatırlatmak isteriz.

Son olarak ayakkabınızın altına evlenmek isteyen kız arkadaşların adını yazmayı da unutmayın!

Kaynak: Mutlugelin.com

Evlilik öncesi yapılan testler neleri içeriyor?



Evlilik öncesi çiftler doğum kontrol yöntemleri belirlemek için zaman ayırsa da gelecekteki doğurganlıkları konusunu çok önemsemiyor. Oysa bu testler çiftlere önemli bir gelecek haritası çiziyor.

Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Kliniği Uzmanı Dr. Aytuğ Kolankaya merak edilenleri yanıtladı:

Evlilik öncesi test yaptırmak kanuni olarak gerekli görülüyor. Bu testler neleri içeriyor?

Bu testleri evlilik öncesi ve gebelik öncesi olarak 2 aşamalı değerlendirmek gerek. İlki, kanunun gerektirdiği ve zorunlu kıldığı testler, diğerleri ise kadın doğum uzmanları olarak bizlerin gebelik öncesi çiftlerin durumlarını tespit için gerekli gördüğümüz testlerdir. Devletin istediği testler içinde; ölümcül olabilen HIV/ AIDS, bulaşıcı olan Hepatit B ve daha nadir rastlanan ama daha tehlikeli olan Hepatit C ile VDRL/ Frengi taraması yer almaktadır. Hemogram dediğimiz kan testi de genel olarak yapılıyor. Bu arada bu testle, Akdeniz anemisi taraması da yapılıyor.

Akdeniz anemisine ülkemizde daha seyrek rastlansa da daha çok Kıbrıs’ta görülüyor. Taşıyıcı olan anne ve babanın çocuklarında hastalık riski çok yüksek oluyor.

Gebelik öncesi testlere gelince de bizler, Rubella denilen kızamıkçığa bakıyoruz. Kızamıkçık gebeliğin erken döneminde ortaya çıkarsa; düşüklere, bebekte sağırlık ve çeşitli anomalilere neden olabilecek bulaşıcı bir hastalıktır. Toplumumuzda genellikle evlilik öncesinde %70-80 oranında geçirilmiş ve bağışıklık kazanılmış oluyor ama yine de yapılan tahlillerde bağışıklık kazanmadığı görülenlere mutlaka, aşılama yapıp birkaç ay beklemek gerekmektedir.

Bunun dışında mutlaka, kadından PAP-smear alıyoruz. Rahim ağzından bir sürüntü ile alınan bu testte, rahim ağzı kanseri riski ortaya çıkmaktadır. Normalde de kadınlar yılda bir kez bu testi yaptırmalıdır.

Son olarak da, metabolik sendrom içeren durumları analiz ediyoruz. Örneğin, ailesinde şeker hastalığı olanlarda gebelik öncesi şeker taraması yapıyoruz veya adet düzensizliği, kilo değişimi, metabolizması düşük olanlarda hipotiroidi denilen tiroid bezinin az çalışması durumu olabileceğinden, araştırmalarımızı bu yönde yapıyoruz.

Bu sebeple hamileliği planlamadan önce, sağlıklı bir gebelik ve doğum geçirmek için mutlaka bu testleri yaptırmak gerekmektedir.

Çiftelerden kadının evlilik öncesi doğum kontrol hapı ile korunuyor olması bu testleri etkiler mi?

Kesinlikle etkilemez.

Çiftler sağlıklı bir tarama için ne tür merkezler tercih etmelidir?

Tüm bu testleri yapabilecek, konusunda uzman hekimlerin olduğu bir merkez seçilmelidir.

Bu testler devlet geri ödeme kapsamında mıdır?

Tüm bu testler, devlet geri ödeme kapsamındadır.

Kaynak: www.evlilikhazirliklari.com

Başarılı bir evliliğin 7 sırrı



Hayatınızı paylaşacağınız insanı bulup, birbirinize bir ömür boyu ‘eş’ olma sözünü verdiniz… Ama verdiğiniz bu sözü tutabilmek için bazı noktalara dikkat etmelisiniz; ilişki uzmanı Jennifer Good’dan size 7 önemli tavsiye:

1. Birbirinizin destek sistemi olun.
Hayat içerisinde pek çok şeyle karşılaşacaksınız. Bunların güç olanlarını atlatmak için yanınızda sizinle birlikte zorluklara kol kanat gerecek birinin olduğunu bilmek sizi rahatlatacaktır. Aynı şekilde siz de eşinizin zor anlarında onun yanında olduğunuzu belli edin. Bu karşılıklı özveri ve destek ilişkinizin temellerini sağlamlaştıracaktır.

2. Fedakarlık etmekten kaçınmayın.Şimdiye kadar insanın her zaman kendi istediklerinin olmadığı, olamadığı konusunda hemfikir olmuş olmalıyız. Fedakarlık etmek çoğu anlaşmazlığı çözümleme yolunda iyi ve büyük bir adımdır. Kişisel isteklerinizde esnek davranmalı, isteğinizin ilişki içinde olduğunuz insanı nasıl etkileyeceğini de düşünmeli ve belki biraz törpülemelisiniz. Bazen ise değiştirilmeyen istekler karşılıklı özveriler şeklinde tatmin edilebilir; mesela bir bulaşık makinesi karşılığında erkek erkeğe bir geceye ses çıkarmamak, ne yaptıklarını biliyor olduğumuz sürece iyi bir değiş tokuş olabilir. Fedakarlık, birbirinizdeki farklılıkları nasıl göğüslediğinizdir ve bu pek çok zaman size birbiriniz hakkında yeni şeyler keşfettirebilir.

3. Aşkınızı ifade etmek için farklı yollar deneyin.
Sadece söylemeyin, gösterin! Sadece göstermeyin, söyleyin! Yani eşinize olan duygularınızı ifade etmek için tek bir yoldan fazlasını deneyin. Çeşitlilik evliliği tatlandıran baharat gibidir. Sevgilinizin yastığının altına aşk notları bırakın, işe gitmeden önce aynaya rujla ‘seni seviyorum’ yazın. Arabasının sürücü koltuğuna, binerken bulacağı şekilde çiçek bırakın. Birlikte yürüyüş yaparken durun ve onu kendinize doğru çekip öpün. Birbirinizi sürekli şaşırtın ki aşkınız taze kalsın!

4. Birbirinizin özeline saygı duyun
Eşinizi kendi özel hobilerini geliştirmesi için yüreklendirin. Böylece onun gerçekten zamanını geçirmekten zevk aldığı şeyleri öğrenme ve paylaşma şansını elde edeceksiniz. Aynı şekilde sizin de kendi özel zevklerinizi tatmin edeceğiniz ve hatta geliştireceğiniz zamanı da elde etmiş olacaksınız. Bu yeni ilgi alanları birbirinize ayırdığınız zamanları daha verimli geçirmenize de sebep olacaktır.

5. İlişkinizin değerini bilin.
Hayat belirsizliklerle doludur. Birbirinizle küskün bile olsanız, hiçbir tartışma yollarınızı ayıracak kadar önemli değildir. Bunu aklınızın bir köşesine yazarsanız, hem beraberliğinizin ömrünü uzar hem de ilişkilerinizdeki tavırlarınızı daha net bir bakış açısıyla değerlendirebilirsiniz. İlişkilerinizin değerini iyi bilmek, işleri çığırından çıkartmamanın anahtarıdır.

6. Birbirinize karşı düşünceli ve nazik olun.
Bu kulağa yabancı gelmeyecektir, fakat yine de kaç kere sevgilinizi sinirden ısırdığınızı veya gereksiz tenkitlerde bulunduğunuzu bir düşünün. Kelimeler ve kullanıldıkları tonlar kalıcı bir intiba bırakacaklardır. Bunu kullanarak, geçmişe baktığınızda sizi gülümsetecek anılara sahip olabilirsiniz… Veya tam tersi… Uzun evliliklere imza atanlar, karşılıklı nezaket ve saygıyı günlük hayatlarının bir parçası haline getirerek başarırlar.

7. Birbirinizin başarılarını gündeme getirin, zayıflıklarını değil.
Siz bir takımsınız. Birlikte çalışıp pek çok şeyi birlikte sırtlanacaksınız; ev alacak, arabanızı yenileyecek, kişisel kariyerlerinizi geliştirecek, çocuk büyüteceksiniz ve daha fazlası… Eğer zamanınızı birbirinizin yanlışlarını yüzüne vurarak geçiriyorsanız, hayallerinizi gerçekleştirmek için gerekli olan eforu boşa harcıyorsunuz demektir. Birleşmenin, daha güçlü olmanın ve bunun için de birbirinizi motive etmenin yollarını bulmalısınız. İyi bir ilişkinin her şeyden önce iyi bir denge gerektirdiğini unutmayın ve birbirinizin eksiklerini tamamlayın; böylece sizi bekleyen zor hayat şartlarına karşı çok daha dirençli ve güçlü olacaksınız.

Kaynak: Gelindergisi.org

Nikah masasında ikinci kez



Sütten ağzınız yandı, yoğurdu üfleyerek de olsa yemek istiyorsunuz… Yani ikinci kez evlenmeye karar verdiniz. İşte size ikinci evlilik öncesi küçük uyarılar:

Aslında kaygı duymanızı gerektiren bir durum olmasa da, çevreniz sizi ikinci evliliğe maalesef böyle hazırlar. İlk kez evlenen her kadın ufak çaplı bir buhran geçirir. Ne de olsa bir yanda böylesi büyük bir karar almanın yükü, diğer yanda etiketler ve mutlu olup, herkesi mutlu etme çabası var.

Ama eğer konu ikinci evlilikse, o zaman sorunlar ve baskı da katlanıyor. Bir kere her şeyden önce ilk evlilikten olan çocuk meselesi ve bu durumda ortaya çıkan, sevimsiz ‘üvey’ kavramı var. Tabii bir de fazladan işe karışan aile ve akrabalar. Üstelik her birinin de bu düğünün nasıl olması gerektiğiyle ilgili değiştirilmesi zor fikirleri var…

Çocuğunuz varsa…

İlk evlilikten çocukların olması ihtimal dahilinde. Tabii onlara bu durumu açıklamak da kolay bir iş değil. Peki ne yapabilirsiniz?

Onlara evlenme planlarınızdan bahsedin ve bunu olabildiğince erken yapmaya çalışın. Bunu, evleneceğiniz kişiyle beraber yapın. Çünkü sizi birlikte görmek, çift olarak algılanmanızı ve kararın önemini vurgular.

Bu konuyu sizinle konuşmaları için onlara zaman ayırın.

Çocuklarınızın yaşları büyük bile olsa bu onları için kolay bir durum olmayacaktır.

Bu durumun onları nasıl etkileyeceğine dair gelecek sorulara hazırlıklı olun.

Bu yeni haberi sindirebilmeleri için onlara zaman tanıyın.

Fikre karşı çıkan çocuklar bile zamanla bunu kabul edebilir. Unutmayın, eğer eşinizin çocuğu varsa bir aileyle evleniyorsunuz demektir.

Çocuklarınıza düğün günüyle ilgili önerilerini sorun. Onları da hazırlıklara dahil edin.

Eğer çocuk nikahta bulunmazsa, bu olayı asla kabul etmeyebilir. Bu da yeni bir aile yaşantısı için en iyi başlangıç değildir.

Tüm bu şartları sağladığınız halde çocuğunuz durumu kabullenmek istemiyorsa, o zaman ödün vermeniz gerekecek. Bu durumda sağduyu gösterip, üstüne gitmemek ve bunu büyük bir olaya çevirmemek en akıllıcası. Eğer geri çekilirseniz, çocuğun saygısını kazanabilirsiniz. Düğüne katılsınlar, ya da katılmasından, hep beraber fotoğraf çektirmeye çalışın. Bu, sizin yeni bir aile kurduğunuzun göstergesi olacaktır. Çocuk, bunu o an kabul etmese de, ileriki zamanlarda kendini bu oluşumun değerli bir parçası gibi hisseder.

Ne giymelisiniz?

İkinci kez evlenen gelinler, ne giyecekleri konusunda kararsız kalırlar. Beyaz gelinlik mi, yoksa özel bir elbise mi gibi soruların cevabı aslında tamamen size bağlı. Önemli olan, bu günün size ait bir gün olması. Etrafın fikirlerinden etkilenmemeye çalışın. Sonuçta ikinci kez evlenenlerin ne giyeceğine dair bir kural yok. Bu konudaki tek etiket, gelinliğin duvaksız ve kuyruksuz olması.

Bu ikinci evliliğiniz olduğu için, size ‘makul’ bir giysi giydirmeye kararlı akraba ve mağaza görevlilerinden uzak durun. Başta da belirttiğimiz gibi, her şey sizin ne istediğinize bağlı. Sonuçta bu sizin düğününüz.

Kimleri çağıracaksınız?

Davetiyeleri göndermeden önce evlenme planlarınızdan olabildiğince az insana bahsedin. Özellikle de küçük bir törenle evlenmek istiyorsanız. Muhtemelen herkese bu haberi vermek istiyorsunuz ama düğüne çağırmayı düşünmediğiniz insanlara da bunu haber vermek alınmalarına sebep olacaktır.

Eski eşinize mutlaka söyleyin. Çünkü bunu başkalarından duymak, aranızdaki ilişkiyi zedeleyebilir. Evliliğiniz dolayısıyla onun ailesinden bazı kişiler, ya da arkadaşlarıyla yakınlaşmış olabilirsiniz. Eğer onları da düğüne açğırmak istiyorsanız, davetlileri yerleştirme planına özen gösterin.

Biraz özgünlük…

İlk evliliğinizi düşünün ve eğer mümkünse, evleneceğiniz kişinin sizden önceki düğün fotoğraflarına da bakmaya çalışın. Bu, size nasıl hazırlanacağınıza dair iyi bir başlama noktası sunacaktır.

Yeni bir hayata başlıyorsunuz. Düğününüze çağıracaklarınızın bir çoğu sizi daha önce de evlenirken görmüş olacak. Bu nedenle tamamen yeni bir başlangıç yaptığınızı göstermeniz iyi olacaktır.

Daha önce hiç evlenmemiş biriyle evleniyorsanız, kendisinin ‘ikinci’ olduğunu hissettirmemelisiniz. İlk evliliğinizde kullandığınız tema, öğeleri vs kullanmak onu mutsuz edip, sizden uzaklaşmasına sebep olabilir.

Kaynak: Cosmoturk.com

Gelin çantasında olması gerekenler



Hayatınızın en önemli gününde yanınızdan eksik etmemeniz gereken şeyleri çantaya koymayı sakın unutmayın. Her an her şey olabilir!

GÜZELLİK İÇİN

-El kremi, ıslak mendil
-Selpak mendil
-Bebe pudrası (gelinliğinizde oluşabilecek lekeler için birebirdir- sadece lekenin üzerine su sürüp pudrayla kaplamanız yeterli.)
-Makyaj temizleme mendilleri (hem yüzünüz hem de gerekirse elbiseniz için)
-Deodorant
-O gece için seçtiğiniz parfümünüz
-O gece sürülen tonda ojeniz ve aseton
-Küçük bir havlu (makyajınızı tazelerken boynunuza koyarsanız gelinliğinizin leke olmasını önlersiniz)
-Saç kurutma makinesi (saçınız için değil, çıkardığınız lekeleri kurutmak için!)
-10-15 tane tel toka

SAĞLIK İÇİN

-Ağrı kesici- ateş düşürücü
-Sakinleştirici
-Mideniz için anti-asit tabletleri
-Alerji ilacı
-Grip veya nezle ilacı
-Kullanıyorsanız sizin veya sevgili damadın reçeteli ilacı
-Aspirin
-Yara bandı
-Boğaz pastili
-Kolonyalı mendil
-Tampon ya da hijyenik ped

PRATİK GEREÇLER

-Toplu iğne
-Yedek küpe arkaları (küpenizin arkası düşerse kullanmak için)
-Damat için yedek düğme
-Düz tabanlı ayakkabı (giydiğiniz ayakkabı vurursa veya ayağınız şişerse giymek için)
-O gece giydiğiniz renkte fazladan bir ince çorap
-Olası sökükler için küçük dikiş seti ve çengelli iğne
-Duvağınızda son anda oluşabilecek yırtılmalar için şeffaf selo-bant
-Küçük makas

Kaynak: Trendus.com

Evliliğe Hazırlanırken Kriz Önleme Tüyoları



Kayınvalide gelinlik hakkında sürekli konuşur, gelinin teyzesi mücevheleri seçme konusunu ele alır… Gelinle damadın sinirleri de yay gibi gerilir. Bunları önlemek için sakin olmak gerek.

Birbirlerine deli gibi aşık oldukları halde düğün arifesinde ‘yollarını ayırmaya kalkan’ çiftlerin sayısı hiç de az değil… Nikah öncesi gerilen sinirler, düğün telaşı sırasında ailelerin birbirlerine laf dokundurması gibi etkenler; mutluluğa yelken açacaklarını sanan çiftlere hayatı zindan eder.

Ortak Karar Alın

‘Düğün öncesi yaşanan tatsızlıklar’la ilgili araştırmalar yapan Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk, çiftlere ‘kavga çıkmasını önleyecek’ tavsiyelerde bulundu.

♦Evlenmeye karar veren gençler, evlilik sürecinin nasıl yönetileceğine karar vermeli. “Gelinliğe kim karar verecek?” ya da “Eve alınacak halı konusunda kimin sözü geçecek?” gibi soruların yanıtı verilmeli.

♦Para nasıl bölüşülecek, kime borçlanılacak, o borç ne zaman ödenecek, kimden ne kadar alınacak? Bunlar bu iki insan tarafından kararlaştırılması gereken başlıca sorular. Bunların yanıtı açık yüreklilikle işin başında belirlenirse; hazırlık süreci daha az sancılı geçer.

♦Her ailenin ‘bilge’ konumunda bir üyesi vardır. Onlar sağduyulu insanlardır ve ilişkilerin toparlanmasına ve düzgün gitmesine çok katkıda bulunur. Çiftler; herhangi bir sorun çıktığında bu kişilerden destek almalıdır.

Sinirler Geriliyor

Bu mutlu ana gelinceye kadar gelinle damat ‘yakın çevrelerinin de etkisiyle’ pek çok badire atlatıyor. Gelinlik modelinden, düğünün nerede yapılacağına kadar en özel konularda bile karışanlar olunca; sinirler geriliyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk, bu tür gerginlikleri önlemek için çiftlerin en baştan birlikte karar almasını öneriyor.

Evliliğe Hazırlık Projesi

Yurtdışında da uygulanan ‘Evliliğe Hazırlık Projesi’ Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından Türkiye’de yürütülüyor. Psikolog Emre Konuk, ‘Evlilige Hazırlık Projesi’ne ilişkin şu bilgileri verdi: “Gençlerle yolun başındayken ilişkileri için birşeyler yapmanın, gerekirse müdahalelerde bulunmanın, ilişkilerin geleceğine bakıldığında da bu müdahalelerin boşanmaları önemli ölçüde azalttığını görüyoruz.”

Projenin Faydaları

♦Evlenmeyi veya beraber yaşamayı düşünen çiftler arasındaki uyumu göstermek.
♦Danışanların ilişkilerini güçlendirmek için neler yapabileceklerine ışık tutmak.

Kaynak: Mutlugelin.com

Yaz Gelinlerine Öneriler



Beklenen gün yaklaşıyor…

Yıllardır hayal ettiğiniz güne çok az kaldı ve her şeyin mükemmel geçmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz.

Peki, bu koşuşturma arasında kendinize gereken önemi veriyor musunuz?

Evlilik hazırlıkları ve stresle baş edebilmek için bağışıklık sisteminizin güçlü olması gerekir. Düğün gününüze henüz vakit varsa bu süreyi, bedeniniz için en iyi şekilde değerlendirmenizi öneririm. Genelde düğün öncesi son 1-2 gün ve düğün günü, gelinlerde heyecan doruk noktasına ulaştığı için iştahta kesilmeler yaşanması normaldir. Ancak düğün günü parlayan bir cilt ve gözler, enerjik ve fit bir vücut için her gün az yağlı süt, yoğurt, sebze, meyve, hayvansal bir protein ve dengeli karbonhidrat tükettiğinizden emin olmalısınız.

Düğün öncesi ihtiyaç duyulan ve koşuşturma sırasında yıpranan bedeninizin onarılması için gerekli olan vitaminler ve mineraller:

Vitaminler

VİTAMİN A: Cildimizi ve deriyi korur. En zengin A vitamini kaynaklarımız; havuç, kayısı, kırmız biber, koyu yeşil ve sarı sebzeler, yumurta, süt ve sütürünleridir.

VİTAMİN E: Kan dolaşımını düzenler ve cildin yaşlanmasını önleyen vitamindir. En iyi E vitamini kaynakları; buğday tohumu, soya fasulyesi, bitkisel yağlar, fındık, B-brüksel lahanası, yeşil yapraklılar, ıspanak, zenginleştirilmiş un, kepek, tahıl ve yumurtadır.

VİTAMİN C: Vücudumuzun direncini arttırır. Cildi güzelleştirir. Zengin C vitamini kaynaklarımız; kivi, maydanoz, kuşburnu, salatalık, şalgam, kırmızı biber, yeşil sivri biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnıbahar, brokoli, portakal, limon, greyfurt gibi turunçgillere dahil meyveler, domates, çilek, kızılcık, böğürtlen, patates ve diğer sebze ve meyvelerdir.

VİTAMİN B2: Bağışıklık sistemimiz güçlendirmenin yanı sıra cildi dış etkenlerden koruyarak yenilenmesine yardımcı olur. En iyi kaynakları; et, süt, yumurta, yoğurt, yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller ve mayadır.

VİTAMİN B3: Daha sağlıklı görünüşlü bir cilt gelişimini ve aft yaralarının iyileşmesini sağlar. B3 vitaminin en iyi kaynakları; balık, yağsız et, kepekli un ürünleri, buğday tohumu, yumurta, kavrulmuş yer fıstığı, kümes hayvanlarının beyaz eti, avokado, hurma, incir ve kuru eriktir.

VİTAMİN B6: Halk arasında mutluluk hormonu olarak da bilinen “serotonin” üretimi için gereklidir. B6 vitamini az alındığı zaman yeterince serotonin üretimi yapılamadığından, depresyon ve bitkinlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. B6 vitamininin en iyi kaynakları; tavuğun göğüs eti, yumurta, pirinç, soya fasulyesi, yulaf, fındık, fıstık, muz, patates, avokado, kuru meyveler ve somon balığıdır.

Mineraller

KALSİYUM: Vücudumuzun en önemli destekçilerinin başında gelir. Kadınların ve özellikle anne adaylarının özen göstermesi gereken en önemli minerallerden biridir. Çünkü kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi, alınan kalsiyum miktarıyla doğru orantılıdır ayrıca kaslar ve sinirler için de oldukça önemlidir. Kaynakları; süt ve süt ürünleri, pekmez, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagillerdir.

MAGNEZYUM: Vücut sağlığı açısından çok önemli rolü olan bir mineraldir. Stres ve zor koşullarda yardımcıdır. Magnezyum yetersizliği, iştah kaybına, depresyona, kasların zayıflamasına ve zaman zaman göz kararmasına sebep olabilir. Kaynakları; kabuklu yemişler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıl ürünleridir.

DEMİR: Kanın, oksijeni vücuda dağıtmasını sağlayan hemoglobin, demir sayesinde oluşur. Regl ve hamilelik dönemleri, vücuttaki demir seviyesini azaltan faktörlerdendir. Yetersiz demir alımı anemi (kansızlık) hastalığına neden olur. Kaynakları; kırmızı et, kurutulmuş meyve, yumurta sarısı ve yeşil yapraklı sebzelerdir.

ÇİNKO: Çinko, bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için ihtiyaç duyulan bir mineraldir. Çinko eksikliği, vücudu enfeksiyonlara karşı dirençsiz kılacak, ayrıca tat ve koku duyularını da zayıflatacaktır. Kaynakları; kırmızı et, yumurta, deniz ürünleri, fasulye, bezelye ve fındıktır.

Düğününüzde ışıl ışıl parıldamanız dileğiyle…

Kaynak: Dilarakocak.com.tr

Erkekler Neden Alyans Takmak İstemez?



Yeni evlenen erkekler veya yıllardır evli olan bazı erkekler alyans takmayı sevmezler. Bu onların sadakatsiz ya da anlayışsız olduğunu gösterir mi? İşte bu sorunun cevabı!

Burada önemli olan şey eşinizin yüzük takmamak için nasıl bir gerekçe sunduğu! Rahatsız ettiğini mi söylüyor? O zaman parmağına göre tekrar ayarlatmayı teklif edebilirsin.

Kaybetmekten mi korkuyor? O zaman sigorta yaptıralım önerisinde bulun. Elleriyle çalışıyorsa, iş dışında takmasını isteyebilirsin. Kısacası bahanelerini çürütebilirsin.

Ancak eşin sana yüzüğü taktığını söyleyip istemediği zamanlarda çıkartabilir. Bu yüzden bu konuyu çok da dert etmek, boşu boşuna can sıkıntısı yapmana neden olur. Zaten eşinin sana sadık kalmasını o yüzüğün sağlayacağını düşünüyorsan, başka konulardaki sıkıntılarını irdelemelisin. Günümüzde parmağa takılan bir yüzük kadın ve erkekler için çok caydırıcı olamayabiliyor.

Kaynak: iVillage Türkiye

Vücut Tipine Göre Gelinlik Tüyoları



Düğün gününde mükemmel görünmek için doğru gelinlik seçimi yapmak çok önemli…

Genç kızların en mükemmel olmayı istedikleri gün düğün günleridir. Bu özel günde harikulade görünmek için gelinlik seçimini doğru yapmak büyük önem taşır. İşte çeşitli vücut yapılarına göre gelinlik tavsiyeleri…

DİKDÖRTGENLERE BÜZGÜL

Bu vücut türünde bel kısmı çok fazla belli değildir. Omuzlardan kalçalara doğru düze yakın bir hat inmektedir. Dikdörtgen vücutlu bayanların, bellerini ortaya çıkaran büzgülü bir gelinlik modeli seçmeleri onlara uygunolacaktır.

KUM SAATİNE HER MODEL

Genelde ideal vücut tipi olarak görülen bu vücutlar için hemen her model gelinliğin yakıştığı söylenebilir. Yine de bu tiptekilere bellerini ortaya çıkaran modeller önerilebilir.

ARMUTLARA HAFİF VATKALI

Bu tipteki bir kadının kalçaları omuzlarından daha geniştir. Aradaki bu farkı en aza indirmek için hafif vatkalı gelinlik modelleri uygun olabilir. Bunun yanısıra, kalın kumaşlı modeller tercih edilmelidir. Kalçalar geniş ve yuvarlaksa düz kesimli modellerden kaçınılmalıdır. Çünkü bu tür modeller kalçaların genişliğini daha fazla ortaya çıkaracaktır. Kalın belli bir vücut için kesinlikle V tipinde bir gelinlik modeli seçilmelidir. Armut vücutlulara kemerli ve geniş gelinlik modelleri de pek uygun değildir.

ÜÇGENLERE DÜZ KESİM

Üçgen tipli vücuda sahip kadınların omuzları kalçalarına göre daha geniştir. Genelde sporcu bayanlarda rastlanılan bu tip vücut için, omuzların genişliğini kapatmak amacıyla, üst kısmı düz kesimli ve uzun kollu modeller uygundur.

Kaynak: Cosmoturk.com

İlk Dans İçin Tavsiyeler



Hayatınızın en özel dansı olan “İlk Dans”ınızın unutulmaz olması için tavsiyeler:

1. Düğünden önce gecede DJ’lik yapacak kişi ile birlikte müzikli bir prova yapın. Ona ne zaman müziği gireceğini ve ne zaman (eğer istiyorsanız) müziği kesebileceğini anlatın.

2. Düğünde anons yapacak kişiye İlk Dansın sadece size özel bir dans olduğunu belirtmesini isteyin. Bazen bu dansta başka çiftlerinde sahneye çıkıp dans etmeye başladıkları görülmektedir. Aman Dikkat!

3. Prova esnasında dans edeceğiniz yeri belirleyin. Herkesin görebileceği bir yerde dans etmeye ve çok kenarlarda kalmadan her zaman pisti ortalamaya dikkat edin. Dilerseniz bir anons yaparak kişilerin pistin çevresinde bir halka oluşturmasını da isteyebilirsiniz. Böylece özenle hazırladığınız bu İlk Dansı tüm misafirlerinizle paylaşmış olursunuz.

4. Düğünden önce dansınızı düğün ayakkabınızla ve varsa gelinliğinize benzer bir kıyafetle mutlaka tekrar edin.

5. Fotoğraf ve Kamera ile çekecek olan kişiye koreografinizde yer alangüzel figür ve pozları kaçırmaması için uyarın. Ayrıca dansınız esnasında size odaklanmasını belirtin. Çok yakın çekimde yaparak yüzünüze odaklanmak yerine boydan çekim yapmasını isteyin. Aksi taktirde hazırlamış olduğunuz dans kamerada veya fotoğrafta belli olmayacaktır.

6. Son olarak GÜLÜMSEYİN ve dansın keyfini çıkarın! İnanın hata bile yapsanız. Bunu orada kimse fark etmeyecektir. Yeter ki yüzünüzden gülücükler eksik olmasın.

Kaynak:Dugundansi.com

Kadınların Yatakta Yaptıkları 8 Hata



Psikoterapistlerin gözlemleri kadınların yatakta yaptığı hataların evlilikte mutluluğu gölgelediği yönünde. Uyumlu bir evlilikte cinsel mutluluğun gözardı edilmemesi gerektiğini savunan uzmanlar kadınlara ait hataları sıralamışlar. İşte onlar…

1- Kadın olduğunu unutmak! Kocanıza ya da erkek arkadaşınıza ‘en yakın kız arkadaşınız’ muamelesi yapmayın. O sizin eşiniz, kız arkadaşınız değil.

2- Kutsal anne maskesinin ardına saklanmak. Sanki cinsel kimliği yokmuşcasına kadınların sürekli anne haliyle dolaşması erkeklerin tadını kaçırıyor. Mümkünse anne kimliğinizi yatak odasına taşımayın.

3- Heyecansız, yorgun, bitkin halde yatağa girmek. Cinselliği yaşamanızı utanma duygunuz engelliyorsa hata yapıyorsunuz diyor uzmanlar. Tam tersi yatak odasında canlı ve yeniliğe açık olun.

4- Dut yemiş bülbül gibi olmak. Cinsel hayat söz konusu olduğunda erkeklerin uyarılmak için duymaya ve görmeye ihtiyaçları olduğu bilinen bir gerçek. Bu gerçeği göz ardı etmeyin.

5- Vücudundan memnun olmamak. Bunu düşünmek için biraz geç değil mi? O sizi olduğunuz gibi beğendi ve sevdi, sizin de kendinizi sevmeniz ve beğenmeniz hayatınızı kurtaracak kadar önemli, unutmayın!

6- Eşinizin beğendiği diğer kadınları aşağılamak erkeklerin hiç de hoşuna gitmiyor. Beğendiği kadın sıradan ve basit olabilir. Eşiniz beğendiği için yorum yapmamayı deneyebilirsiniz.

7- Cinselliği araç edinmek. İlişkiyi yönlendirmeyi ayaktayken deneyin, yatar pozisyonun, uzun süreli evliliklerde sakıncalı olduğu görüşünde uzmanlar.

8- Eşinizin de dokunulmaya, ihtiyacı olabilir. Dokunmak dünyanın en muhteşem iyileştiricisi. O sizi nasıl seviyorsa, siz de onun sevmeyi öğrenmelisiniz.

Erkekler Aldatmaya Hazır



İvillage’ın yayınladığı habere göre erkekler kadınlara oranlara aldatmaya daha çok meyilli…Araştırmada cinsellikte iletişim, seksin anlamı sorgulandı, çarpıcı sonuçlar çıktı.


Erkekler aldatmaya meyilli..


10 erkekten 4’ü, 10 kadından 2’si 'aldatmaya hazırım! diyor. Kadınların yakalanmayacaklarını bilseler aldatıp aldatmayacakları sorulduğunda ise, 10 kişiden sadece 2’si asla diyor, 8’i düşünürdüm ama aldatırdım fikrinde..

24 Ağustos 2010 Salı

Yanlış Cinsel Bilgiler



Tüm toplumlarda olduğu gibi toplumumuzda da, çocuklar, kız ya da erkek oluşlarına göre ayrı biçimlerde yetiştirilmeleriyle başlayan büyüme sürecinde, cinsellik de dahil, bir kadının ve bir erkeğin neleri yapması neleri yapmaması gerektiğine dair kültürel değerleri, kuralları öğrenmiş olurlar. Ancak ne yazık ki öğrenilen ve benimsenen bu kurallardan pek çoğu yanlıştır.
Öğrenilen ve benimsenen bu yanlış kurallar, erkeğin ya da kadının cinselliğe, cinsel ilişkiye karşı olumsuz bir bakış açısı ve tutum geliştirmesine, hatta çoğu zaman herhangi bir cinsel işlev bozukluğunun ortaya çıkmasına ve devamlılığına sebep olmaktadırlar.

Cinsellik ve cinsel ilişki ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan bazıları şunlardır:

Sevişmek Cinsel Birleşme Demektir.
Hayır. Cinsel birleşme, sevişmenin, eşlerin / partnerlerin karşılıklı keyif almalarını sağlayan yönlerinden biridir. Keyif almanın tek yolu değildir. Bu yanlış inanış, sevişmenin birleşme dışındaki, karşılıklı keyif alınabilecek diğer yönlerinin ihmal edilmesine ve cinsel ilişkide yakınlık, sıcaklık gibi duygusal yönlere daha çok gereksinim duyan kadını hayal kırıklığına uğratıp, onun cinsel ilişkiye katılımını ve zevk almasını ketleyebilmektedir.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Cinsel isteği kamçılar: Kereviz



Kerevizin tarihi çok eskilere, antik Yunan'a kadar dayanır. O zamanlar kereviz o kadar kutsal bir bitki olarak biliniyordu ki, spor yarışmalarını kazananların başlarına ödül olarak yabani kerevizden taç yapılıp konulurdu. Ancak kerevizin şöhreti kötü bir talihsizlik sonucu (spor yarışmalarını kazanan kralın oğlunu kereviz yaprakları arasına giren bir yılan soktu) lekelendi ve yalnızca ölüm çelengi olarak kullanılmaya başlandı.

Kereviz, çeşitli iklim koşullarına uyum sağlayabilir, ancak ılıman ve nemli iklimlerde daha verimli olarak yetişir. Geniş yaprakları ve uzun yaprak sapları ve şişkin bir gövdesi vardır. İki çeşit kereviz vardır, bunlarda bir tanesi kökü yumru bağlamayan, yaprak sapları uzun olan yaprak kerevizi, diğeri ise, yaprak sapları kısa kökü yumrulu, kök kerevizidir.

A, B ve C vitamini, kalsiyum, demir, potasyum ve kireç içerir. Kanserden yüksek tansiyona, gripten kolestrole kadar her türlü hastalığa karşı tedavi edici etkisi vardır. Onun mucizevi etkileyici gücü geçmişte Yunanlılar ve Romalılar tarafından keşfedilmiş ve onlar kerevizi tıpta ve yemeklerinde kullanmaya başlamışlardı.

2500 yıl önce hekimlerin babası Hipokrat, "altüst olmuş sinirleriniz için kereviz besininiz ve ilacınız olsun" demiştir. Özellikle erkeklerde cinsel arzuyu kamçılayan ve cinsel gücü arttıran kereviz, zamansız iktidarsızlık için doğal bir çaredir.

Nelere faydası vardır?
- Cinsel gücü arttırır ve cinsel isteği kamçılar
- İç salgı bezlerini, özellikle böbrek üstü bezlerini çalıştırır
- Sinir yorgunluğunu engeller
- Kanı pisliklerden temizler
- Akneleri geçirici ve cildi temizleyici özelliği vardır
- Böbrek taşı ve kumunun kolay düşürülmesini sağlar
- Diyet uygulayanların zayıflamasını kolaylaştırır
- Unutkanlığa iyi gelir
- İdrarı söker
- Kan ve süt yapar
- Karaciğeri temizler
- Yüksek tansiyona iyi gelir
- Romatizmayı tedavi edici etkisi vardır
- Uygusuzluğu giderir
- Baş ağrılarını geçirir
- Mideyi güçlendirir

Nasıl kullanılır?
Sofrada: Tohumu öğütülür. Çorba, köri, güveç ve turşulara kullanılır, tuzsuz rejimlerde tuz yerine bu tohum uygulanabilir. Yaprağı salataya doğranabilir, bunun dışında yemeklere de katılabilir. Sebze çorbası ve güveçlere, ateşten alınmadan 3 dakika önce eklenebilir.

Sağlık için: Tohumu kaynatılarak özü çıkarılır ve içilir. Sinirleri yatıştırıcıdır ve midedeki fazla gazı çıkarmaya yardımcı olur. Yaprağı çay gibi demlenerek içilir. İştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.