stres etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
stres etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ağustos 2010 Salı

Koku ve Tat Alma Duyunuz Kuvvetli mi?



Koku ve tat alma duyularımızdaki bozukluklar ciddi bir hastalığın habercisi olabiliyor.En önemli duyularımızdan olan ‘koku’ ve ‘tat alma’, bizleri yangın, zehirli gazlar, bozulmuş yiyecekler gibi pek çok kötü duruma karşı uyarırken, bu duyularımızdaki bozukluklar zaman zaman ciddi hastalıkların habercisi de olabiliyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Tamer Haliloğlu, koku alma bozukluğunun bir sinüs probleminin yanı sıra, burundaki doku büyümelerinden, nadir durumlarda da beyin tümörlerinden kaynaklanabileceğini söyledi.
Sayılar artıyor
Yapılan bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 2 milyon kişide koku ve tat alma bozukluğu olduğunun tespit edilmiş. Aşçılar, itfaiyeciler gibi bazı meslek grupları için koku ve tat alma duyularının mesleki bir gereklilik olduğunun altını çizen Opr. Dr. Haliloğlu şu bilgileri verdi: ‘Koku ve tat alma duyuları kişilerin yaşamdan zevk almalarını sağlar. Yazının tamamını okumak için aşağıdaKİ bağlantıya tıklayınız.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Stresinizi test edin



Çağımızın en büyük sorunu haline gelen stresin etkisi altında olduğunuzu nasıl anlarsınız? Yazımızı dikkatlice okursanız, bunun hiç de zor olmadığını göreceksiniz...

Uzun süreli fiziksel etkiler, vücudunuz uzun süre adrenaline maruz kaldığında görülür. Bu durumda vücut savunmanız için gerekli enerjinin bir kısmı kaslarınıza yönlendirilir. Bu, şu anlama geliyor.

Eğer vücudunuz devamlı olarak adrenaline maruz kalırsa sağlığınız bozulmaya başlar. Bu belirtileri şöyle özetleyelim:
- Yemek alışkanlıklarında değişme...

- Sık sık üşütmek...
- Astım, sırt ağrısı, sindirim problemleri, başağrısı ve deri rahatsızlıkları gibi hastalıklar...
- Cinsel problemler...
- Ağrı ve acılar...
- Şiddetli ve uzun süreli yorgunluk...

İçsel belirtiler
Uzun süre stres altında olduğunuzda veya yorgun hissettiğinizde problemler üzerine düşündüğünüzde yeterince açık ve mantıklı olmadığınızı fark edersiniz. Bu ise aşağıda saydığımız duygusal olumsuzluklara sebep olur:

- Endişe...
- Karmaşa ve karar vermede güçlük...
- Hasta hissetme...
- Olaylar karşısında kontrolden çıkmak ya da yenilgi hissi...
- Ruhsal durumda ani değişiklikler (depresyon, hayal kırıklığı, düşmanlık, çaresizlik, sabırsızlık, yerinde duramama)...
- Uyuşukluk...
- Uyumada güçlük...
- Alkol ve sigara kullanmada artış...
- Yeme alışkanlıklarında değişiklik...
- Cinsel dürtüde azalma...
- Hap almaya düşkünlük...

Davranış belirtileri
Aşağıdaki belirtileri kendinizde ya da bir başkasında görüyorsanız stres altında olabileceğini anlayabilirsiniz:

- Yüksek sesle veya çok hızlı konuşmak...
- Esnemek...
- Tırnak yemek, diş gıcırdatmak, hızlı bir şekilde yürümek...
- Olumsuz ruhsal durumlar (ani sinirlenme, savunma, saldırganlık, mantıksızlık, aşırı duygusal tepkiler)...
- Azalan şahsi etkinlik (mantıksız bir şekilde negatif olmak, gerçekçi olmama, konsantrasyon ve karar verme güçlüğü, unutkanlık, sık sık hata yapmak)...
- Çalışma alışkanlıklarında değişiklik...
- Sık sık işe gelmeme...
- Kişisel görüntüsünü ihmal etme...

Bu belirtileri tek tek değil de diğer faktörlerle beraber incelemek gerekir. Eğer kendinizde bu sebeplerden bir ya da birkaçını görüyorsanız, doktorunuza başvurun ve stresle baş etme tekniklerini öğrenmeye başlayın.

Stresin ilacı "SU"



Stres karşıtı hormonların üretimini artıran, bağışıklık sistemini uyaran, kan dolaşımı ve metabolizmayı canlandıran su, migren, hemoroit ve varise birebir iyi geliyor...

Osmanlı döneminde psikiyatrik bozuklukların tedavisinde su sesi kullanılırken günümüzde suyun her türlü özelliği ayrı bir hastalık reçetesi olarak kabul ediliyor. Bir araştırmaya göre, tıp dünyası suları keşfediyor. Birçok üniversitede hidroterapi kürsüleri açılıyor. Bu kürsülerde kaplıcaların farklı özellikleri kaydediliyor. iklim ve mineral özelliklerine göre, her kaplıca bir hastalık için reçete ediliyor.

Suyun tedavi amaçlı kullanılma yöntemleri arasında suyla yıkama, su akıtımı, suda yürüme, banyodan saunaya kadar varan hidro ve termoterapi yöntemleri geliyor. Suya dokunmak, su ile temas içinde olmak bağışıklık sistemini uyarıyor, stres karşıtı hormonların üretimini hızlandırıyor.

Hidroterapi, kan dolaşımını ve metabolizmayı canlandırıyor, ağrıları hafifletiyor. Suyun cilde teması sinir uçlarını uyarıyor. örneğin suyun enseye ve yüze dokunuşu nevraljiden migrene, kas tutulmasında, eklem atrozlarına kadar bir çok soruna çözüm olabiliyor. Damar çeperlerine de etkileyen su, varisleri rahatlatıyor, dolaşım bozukluklarını düzeltiyor.

Su, çeşitli hastalıklarda tıbbi tedavi yöntemlerinin yanında destekleyici olarak da kullanılabiliyor.

Suyun kullanıldığı başlıca yöntemler şunlar:

Hidroterapi: Suyun üç hali de bu yöntemde kullanılabiliyor. Su içmek, yüz yıkamak, yüzmek, yara üzerine buz koymak klasik hidroterapi biçimleri arasında geliyor. Duş almak, banyo küvetine girmek, ayak banyosu ve tüm vücut banyoları birer hidroterapi yöntemi olarak kabul ediliyor.

Oturma banyoları: Hemoroid ve varis tedavilerinde, rahim kasılmalarına bağlı ağrılarda işe yarıyor.

Basınçlı su uygulamaları
Jakuzi uygulamaları: Girdaplı ve basınçlı sular romatizmal yakınmaları hafifletiyor.

Sıcak kompresler veya sargılar: Ağrıyı azaltıyor, apse ve sivilcelerin iyileşmesini hızlandırıyor. Soğuk kompres ya da sargılar burkulma ve gerilme gibi kas travmalarını tedavi edilebiliyor.

Buğu tedavisi: Solunum yolları, sinüs ve akciğerlerdeki tahriş ve konjesyonların tedavisinde buhar solunumu yapılıyor. Ağrılı kasların tedavisinde buhar odaları ve saunalar kullanılıyor.