31 Temmuz 2010 Cumartesi

Kadınların cinsel fantezileri



Sanıldığının aksine kadınların da cinsel fantezileri vardır. Erkekler bunu ne kadar görmezlikten gelse, bazı kadınlar da bu fantezileri ne kadar "sapıklık" olarak algılasa da, aslında "fanteziler" seksin tuzu biberidir... O yüzden fantezilerinize kulak verip zaman zaman aklınızdan geçenleri partnerinizle paylaşmaktan çekinmeyin... "Türk kadınlarının cinsel fantezi" örnekleri pek dillendirilmediği için bu hafta yabancı bir yazarın kitabındaki fantezilerden bazılarını yayınlıyoruz. Ama dileyen, yani cesareti olan kadın okurlarımız "cinsel fantezileri"ni paylaşmak isterse, "yatak odası" sayfamızın kapısı her zaman onlara açık!

Herkes hayal kurar, herkesin düşgücü vardır. Cinsel fantezilerde buna dahil. Ama en çok cinsel fanteziler gizlenir, açıklanmaz. Özellikle de kadınlar fantezilerini çok fazla paylaşma yanlısı değildir. Sadece yakın kız arkadaşlarıyla paylaşırlar cinsel fantezilerini... Kocalarına ya da sevgililerine "fantezilerini" anlatmaya korkarlar.

Nancy Friday'in "fantezi" kitabı
"Fanteziler, cinsiyetin gelişimi olarak düşünülmelidir. Bence kadınlardaki cinsel bilgi potansiyeli, bu gizli tehdit ve güçlü rakip en çok erkekleri rahatsız ediyor". Ünlü yazar Nancy Friday büyük ilgi gören "Benim Gizli Bahçem" adlı kitabının önsözünde böyle diyor.

Farklı sosyal gruplardan, değişik kültürde ve her yaştan kadınla yaptığı sohbetlerde sayısız fanteziyi biraraya getiren Nancy Friday "Benim Gizli Bahçem" adını taşıyan kitabını bu şekilde oluşturmuş. "Kimse kurduğu fantezi nedeniyle suçlanmamalı" diyen Friday'in kitabında birbirinden ilginç "kadın fantezileri" mevcut. İşte bu fantezileri anlatan kadınlardan biri ve onun hikayesi....

Sevgilimi yatakta bir doktor olarak hayal ediyordum!
Vicki, 30 yaşında. Bekar. İkinci eşinden yeni ayrılmış. Egzotik görünüşüyle birçok erkeği etkilemesine rağmen, o hep hain yaradılışlı erkekleri tercih ediyor. Şimdi gözlerini çoktan bir sonraki eşin keşfine dikmiş durumda! Fantezisine gelince...
"Son günlerde sevgilimin doktor olduğunu hayal etmeden onunla yatağa giremiyorum. Bu odaklandığım fantezinin seksi gözümde yüceltip yüceltmediği konusunda herhangi bir fikrim yok. Tek bildiğim hayal ettiğim doktorun, başlığı ve maskesiyle biraz kendi doktoruma benzediği... Oysa şimdiye kadar hiçbir doktorla romantik bir ilişki yaşamadım. Tanrı biliyor ki, muayeneler sırasında da tahrik olmadım. Zaten çocukken de komşu çocuklarıyla hiç doktorculuk oynamamıştım! Ama şu sıralar bir erkekle yatağa girdiğimde onu hep doktorum gibi görüyorum. Ne kadar çok heyecanlanırsam, bacaklarım o kadar havaya kalkıyor ve o doktor da o kadar bacaklarımın arasına giriyor... Ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Muayene ne kadar karmaşıksa heyecanım da o kadar şiddetli oluyor. Doktor teşhise yaklaştıkça ben de orgazma ulaşıyorum. Orgazmdan sonra doktorun maskeli suratı bana doğru yaklaşıyor ve o sevgi dolu gözler bana harika durumda olduğumu söylemeden önce her şey olması gerektiği yere dönüyor."

Hayli ilginç olan bu fantezi, Friday'in kitabında yer alanlardan sadece biri. İşin ilginç yanı, bugün birçok erkek, eşlerinin ya da sevgililerinin fantezileri olabileceğini düşünmek istemiyor. "Masum bir hayal" deyip geçiştirmeyi de başaramıyor. Ya kafası takılıyor ya da "olamaz" deyip inkar ediyor.

Bir fantezi daha!
Friday'ın kitabında yer alan diğer bir fantezi ise evli bir kadına ait:

"Size 3.5 yıldır evli olduğumu söylemeliyim. Kocama cinsel fantezilerimi hiç anlatmadığımı söylemeliyim. İşte zaman zaman düşündüğüm fantezilerden biri...

Kocamla sevişirken arkadaşlarımızdan birinin benimle seviştiğini düşünmek bana müthiş bir heyacan veriyor. Başka biriyle ilişkiye girmek gibi bir isteğim yok. Ama bu ekstra heyecanı düşünmek istiyorum. Bu çok mu yanlış? Bunu kocama anlattığımı düşünemiyorum. Kesinlikle onun erkeklik egosunu incitmek istemem, bunu ona anlatmam yanlış olabilir".

En sık rastlanan fantezi örnekleri
* Kocamla sevişirken onun metresi olduğunu hayal ediyorum. Onu, gururlu karısından uzaklaştırıp baştan çıkarmaya çalışıyorum. Veya kendimi bir fahişe gibi düşlüyorum.

* Çeşitli erkeklerin yatakta nasıl olduklarını düşlüyorum. Çok mutlu bir evliliğim var, ama eğer kocamın arkadaşı bana çekici gelirse, ikimizin seviştiğine dair fanteziler kurarım. Mesela içki alırken karşılıklı durduğumuzda onu çıplak hayal ediyorum. Bundan gerçekten fiziksel olarak uyarıldığım kadar zevk alıyorum.

* Masturbasyon yaparken, beni kaçırır kaçırmaz muhteşem güzelliğime dayanamayıp bana hemen tecavüz eden bir adamı hayal ediyorum. Ya da bakireliğime önem verdiğimden yatmadığım, ama çok seksi eski sevgilimle seviştiğimi hayal ediyorum.

* Hayatımdaki erkekler hep biraz zayıftılar. Fantezilerimdeki erkekler ise daima ayaklarını yere basmasını bilen He-man tarzı adamlar. Hayalimdeki erkek beni dizine oturtup çıplak popomu bir güzel dövüyor, sonra da sevişiyoruz.

* Hayalllerimde ben bir striptizciyim, sahnede gösteri yapıyorum. Sonra da seyircilerin arasına girip bir sürü erkekle sevişiyorum.

* Ben bir erkeğin kocaman kaslarıyla ilgili hayal kuruyorum. Tam evimizin önünden her gün caddeden geçtiğini gördüm birinin. Onun siyah sakalı ve çok güzel gözleri var.

* Ayaklarımın altından sular akan bir sahilde olduğumu hayal ediyorum. Başımın dönmesi ve uçma hissi kahredici. Denizle emiliyorum. Bu olağanüstü.

Pozisyona göre "karakter tahlili"



Sevgilinizin yataktaki favori pozisyonlarını bilmek, cinsel karakterini çözmenize ve seks hayatınızı renklendirmenize yardımcı olacak!
Bir erkekle birkaç ay (belki de hafta) beraber olduktan sonra, onun favori pozisyonlarını artık öğrenmiş olabilirsiniz. Mesela köpek pozisyonunu tercih ediyorsa, göğüslerinizden çok kalçalarınızla ilgilendiğini kabul etmelisiniz. Oysa pozisyon tercihleri bundan çok daha fazlasını ortaya koyabilir. Nitekim "Freeway of Love" (Aşkın Serbest Yolları) adlı kitabında yazar Jan Hargrave, "Tercih ettiği seks pozisyonlarından yola çıkarak, partnerinizin motive olma yolunu, karakter özelliklerini ve ilişki eğilimlerini çözebilirsiniz" diyor.

Sevgiliniz gelecekte tam bir maçoya mı dönüşecek, yoksa maceraperest karakteriyle size herkesi kıskandıran bir ilişki mi yaşatacak? Tavsiyelerimizle gerçek karakterini çözüp, aynı zamanda favori pozisyonlarında siz de maksimum zevk almayı öğreneceksiniz.

1. Misyonerci partner: Güven verici ve uysal
Bu pozisyonu tercih eden erkekler genellikle uysal, yumuşak başlıdır, ancak cinsel potansiyellerini küçümsemeye gelmez. Misyoner pozisyonu son derece samimi bir pozisyondur; tenini teninizde hissedersiniz, vücutlarınız ritmik olarak birlikte hareket eder. Üstte kalmayı tercih eden erkek geleneksel bir tiptir. İlk adımın erkekten gelmesi gerektiğine inanır, o yüzden sizi memnun etmeye, korumaya çalışacaktır. "O, planlı programlı çalışan biridir, onu yaratıcı olmamakla suçlasanız da, alışılmışın dışına çıkmayarak size güven duygusu vermeye çalışır" diyor Hargrave.

Bu pozisyon sizin de favori pozisyonunuz olsun: Erkeğin üstte olduğu pozisyondan en fazla zevk almak için, hareket açısını, sürtünmeyi ve dolayısıyla klitoral uyarılmayı mümkün kılacak şekilde ayarlamalısınız. "Bacaklarınızı onun omzuna koyun. Kalçalarınız yüksekteyse, sevgiliniz G noktanıza daha kolay ulaşacaktır" diyor "Sex for the Clueless" (İpucu Olmadan Seks) adlı kitabında yazar Marcy Sheiner. Rahat ederseniz, bacaklarınızı kendi omuzlarınıza doğru götürerek, vücudunuzu ikiye katlayın. Bu şekilde de pozisyondan maksimum zevk alacaksınız.

Zevk alma potansiyeli G noktasını uyarma derecesiyle orantılıdır. Vücudunuzu zeminle 75 derecelik bir açı oluşturacak şekilde kaldırırsanız (kendi başınıza veya onun yardımıyla), daha fazla zevk almanız mümkün. "Yine mi?" sorusunu "Haydi, tekrar!"a dönüştürmenin bir tekniği daha var. Normal misyoner pozisyonuna girin, sevgiliniz ağırlığının yarısını göğsünüze, yarısını da yatağın bir tarafına versin.

Ayaklarınızı birbirine dolayın. Baseninizi yüksekte olan kasıklarına sürterken, klitorisiniz sürekli cinsel organının alt kısmına değecektir. Bu şekilde orgazm şansınız daha fazla olacaktır.

2. Jokeyci partner: Biraz tembel ve genelde görsel olarak uyarılıyor
Kadının üstte olduğu jokey pozisyonu, onunla ilgili şu gerçeği ortaya koyuyor: Sizi üstüne alan erkek, kontrolü elinize vermeyi ve en muhteşem cinsel görüntünüzü seyretmeyi sever. "Erkekliğinden hiçbir şüphesi yok ve ilişkide eşitliğe önem verir. Her ikinizin arzularını tatmin etmesi onun için çok önemlidir" diyor seks terapisti Carole Pasahow, "Sexy Encounters" (Cinsellik Hakkında" adlı kitabında. Bu pozisyonu tercih edenlerin görsel uyarılma potansiyeli çok yüksek. Seks sırasında vücudunuzu seyretmek onlar için büyük bir zevktir. Bu erkekler yatakta biraz tembel davranır.

Bu pozisyon sizin de favori pozisyonunuz olsun: Kontrolü elinize alırsanız, derinliği de hızı da ayarlayabilirsiniz. Klitoral uyarılmaya ihtiyacınız varsa, sevgilinizin bulunduğu rahat pozisyon, ona klitorisinizi elleme olanağı verir. Eğer çekingen biriyseniz veya vücudunuzun üst kısmının güzelliğinden endişe duyuyorsanız, ters dönerek aynı pozisyona girebilirsiniz veya vücudunuzun üst tarafını onunkinin üzerine yatırabilirsiniz. 21 yaşındaki Özlem bu pozisyonu favori pozisyonuna nasıl dönüştürdüğünü şöyle anlatıyor: "Ata biner gibi sevgilimin üzerine binmeye bayılırım. Özellikle sevgilimin ayak bileklerime sarılmasından hoşlanırım. Ayaklarıma dokunmasıyla basen bölgeme daha çok kan gidiyor ve bu, daha fazla zevk almamı sağlıyor. Ayaklarımı öperken onu ayaklarıma kapanan bir köle gibi hayal ediyorum."

3. Ayaküstücü partner: Ateşli ve maceracı
Onunla ilgili neyi ortaya koyuyor: Herkes tarafından tercih edilecek bir pozisyon olmamakla birlikte, eğer sevgiliniz genellikle ayakta seks yaparsa, bu onun içten ve ateşli bir insan olduğu anlamına gelir.

Ateşli ve maceracı sevgiliniz sizi o anda ve bulunduğunuz yerde ister, onun sizi yatağa götürecek kadar sabrı yoktur. "Sevgiliniz her şeye açıktır ve onunla birlikteyken hayatınız renkli bir maceraya benzer" diyor Hargrave. Ancak dikkat: Bu tür erkek zor bağlanır, sadakat onu sıkar. Eğer ille de uzun süreli ilişki demiyorsanız, kısa ama hayatınızın
macerası olmaya aday bir ilişki yaşayabilirsiniz.

Bu pozisyon sizin de favori pozisyonunuz olsun: Bu pozisyon erkeğin erken boşalmasını engeller, size de uzun süren bir seks olanağı verir. Tek eksiği; uzun süre tek ayak üzerinde dengenizi tutmakta zorlanmanız. Bunun için boşta kalan bacağınızı onun bacaklarına dolayın veya size destek verecek bir obje bulun.

4. "Yüzyüze"ci partner: Yaratıcı ve şefkatli
Bu erkek gözlerinizin içine bakmayı, sizinle aynı havayı solumayı sever. Yatakta ve ilişkide ruhların birleşmesine inanır. O yaratıcı, şefkatli ve duygularını derin yaşayan bir insan. Tıpkı bir şair gibi ruhunuzu okşamayı sever. "Sizinle derin ve samimi
bir ilişki yaşamak ister" diyor Pasahow. Uzun aşk gecelerine hazır olun.

Bu pozisyon sizin de favori pozisyonunuz olsun: Sevgilinizi yatağın ucuna oturtun, ayakları da yere bassın. Kucağına oturun, bacaklarınızla sırtına sarılın ve başınızı arkaya doğru bırakın. Bu pozisyonda kan beyne daha hızlı ulaşır ve orgazm daha şiddetli olur. Başınızı aşağıya vermek başınızı döndürüyorsa, sevgilinizin kucağına oturun ama gövdenizi ondan ayırmak yerine, ona sıkıca sarılın ve hareketi sırf basen bölgenizle yapın.

5. Köpek duruşunu seven partner: Vahşi ama derin
Bu pozisyonu tercih eden sevgiliniz ateşli, cinselliğin yanı sıra seksin vahşi tarafından hoşlanan biri. Sevgilinizin ilişki davranışları cinsellikteki davranışlarından uzak değil. İlişkide de aynı tutumu gösterecektir; ateşli ve sıcak ama biraz mesafeli: "Sevgiliniz özgür bir tip ve özgürlüklerinden ödün vermek istemiyor. Kendi zevklerinin kontrolünü daima elinde tutmak istiyor" diyor Hargrave. Ondan sevgi dolu bakışlar ve aşk şiirleri beklemeyin, o tam içinden geldiği gibi davranır, işin romantik tarafı daima ikinci plandadır. Aranızdaki duvarı kırmayı başarırsanız, onun duygusuz değil, tam tersine derin duygulara sahip olduğunu göreceksiniz.

Bu pozisyon sizin de favori pozisyonunuz olsun: Cinselliği görsel yaşayın, kendi görüntünüzü aynada yakalamaya çalışın.

Yatakta edepsiz misiniz yoksa romantik mi?



Kadınların büyük çoğunluğu eşlerinden duygusal aşk sözcükleri bekliyor, ancak erkekler ya sessizliği tercih ediyor ya da kaba, agresif, kadınlara aşağılayıcı gelen sözcükleri kullanıyor. İlişki bazen sırf bu nedenle bitebiliyor.

"Kenan ve Aylin aynı işyerinde çalışıyorlardı ve iki yıldır birliktelerdi. İkisi de 29 yaşındaydı. Birbirlerini çok seviyorlardı ama bir problemleri vardı. Aylin sevişirken Kenan'ın ona fısıldadığı kaba sözcüklerden rahatsız oluyordu. Çünkü kendini aşağılanmış hissediyordu bu sözcükleri duyunca..."

Elbet bu durum sadece kadınlara mahsus bir şey değil. Bazen tam tersi olabiliyor. Kimi kadınlar bu kaba ve edepsiz sözcükleri tercih ediyorlar. Bu sözcükleri sarfetmekten hoşlanmayan "romantik erkek" ise ne yapacağını şaşırıyor...

Seksologlar her kişinin cinsel olarak farklı bir şekilde uyarıldığını söylüyorlar. Bazı çiftler kaba saba ve edepsizce diye niteleyebileceğimiz tarzdaki sözcükleri duymak istiyor ve kullanıyorlar, çünkü bu onlara müthiş bir zevk veriyor. Bazıları ise romantik, duygusal sözlerden hoşlanıyor.

Bir de sessizliği tercih edenler var. Onlar konuşmanın, ortamın büyüsünü bozacağına inanıyor ve sevişirken asla konuşmuyorlar.

Sonuç olarak sevişirken çoğu kez sözcükler önem kazanıyor. Tek bir kelime, kişinin cinsel isteğini uyandırabiliyor. Ya da bu ateşi tamamen söndürebiliyor. Bazen partnere zevk verebilmek ve onun cinsel ilişki sırasında gösterdiği beceriyi övebilmek için güçlü kelimelere ihtiyaç var.

İnleyen nameler...
İlişki sırasında kişinin -daha doğrusu erkeklerin- bir diğer beklentisi de partnerinin inlemesi! Çoğu kadın bunu yapmkaya çekindiği halde erkekler onlardan bunu bekliyor. Erkekler bunu cinsel güçlerine karşı bir övgü, bir onay olarak algılıyorlar. Pek çok çift, ilişki esnasında birbirlerine gündelik yaşamda küfür olarak değerlendirebilecek sözcüklerle hitab etmekten hoşlanıyor. Bu kelimeler kişilerin aslında farkında olmadıkları ama içlerinde taşıdıkları o ilkel, belki de doğal yönün ortaya çıkmasını sağlıyor, Kadınlar özellikle baskı altında yetişmiş genç kadınlar bundan çok hoşlanıyor. Böylece "bazı şeyleri" yapabilecek kadar büyümüş olduklarını hissediyorlar.

Yasaklara karşı geliş...
Freud'a göre küfür etmek, yasaklardan sıyrılmak anlamını taşır. 25 yaşında bir bankacı olan Ercan, "İçinde taşıdığı ve gündelik yaşamında bastırdığı saldırganlığın bu şekilde ortaya çıktığını" itiraf edenlerden biri.

Yine de kadınların büyük çoğunluğu eşlerinden duygusal aşk sözcükleri bekliyor, ancak erkekler ya sessizliği tercih ediyor ya da kaba, agresif, kadınlara aşağılayıcı gelen sözcükleri kullanıyor. İlişki bazen sırf bu nedenle bitebiliyor.

Yoğun sessizlik
Bir de sessizliği tercih edenler var. Sinemada da erotik sahneler genellikle kutsal bir sessizlik içinde gerçekleşir. Mesela Mickey Rourke, "Dokuzbuçuk hafta" filminde Kim Basinger'ın karnında buz parçasını gezdirirken nasıl da dili tutulmuştu.

Söylediklerinin tek kelimesini daha anlamadığınız bir insanla da sevişebilirsiniz. Ve hatta kendinizi dilini anladığınız bir eşle hissettiğinizden çok daha özgür hissedersiniz (Bu da yabancılarla birlikte olan kadınların ortak görüşü!)

Öte yandan sevişme sırasındaki beklentilerin yanı sıra sevişme sonrasında da taraflar farklı beklentiler içerisinde olabiliyor. Mesela 30 yaşında bir ev hanımı olan Şükran, "Evlendiğimde eşimle birbirimize bütün duygularımızı ne kadar zevk aldığımızı belli ederdik. Ama artık kocam seviştikten sonra sadece bir oh diyor ve bu bana yetmiyor."

Bazen sessizlik kadınlara, müşteri ile fahişe arasında geçen bir sevişmeyi hatırlatabiliyor (bunun ne denli itici olduğunu tahmin edersiniz) Kısacası sevişme bitiminden sonraki ölüm sessizliği de kadınlar açısından rahatsız edici olabiliyor.

Sonuç olarak, kadınların çoğu sevişme öncesinde, sevişme sırasında ve sonrasında iltifatlar ve duygusal sözler duymayı bekliyor. Unutmamak gerekir ki sevişme iki kişilik bir süreçtir. Taraflardan birinin, diğerinin istek ve duygularını dikkate almaması kendi hazzını ve mutluluğunu engeller.

Erotizmin dili



Normalde hiç kullanmadığınız kelimeler sevişme sırasında afrodizyak etkisi yaratabilir. Partnerinizin size daha istekle sarıldığını, hatta karşılık verdiğini görebilirsiniz...

Öğrenilmesi kolay olsa da, sevişmenin de bir kuralı var. Sevişme sırasında söylenilecek doğru sözler, üzerinde fazla düşünülmeden kendiliğinden akla gelen sözler olmalı. Bunun dışında önemli olan bir diğer nokta da, gerçeklerden uzaklaşarak fanteziye yer verilmesi ve bunu yaparken yanlış anlaşılmaktan korkulmaması, bu konudaki şüphelerin ortadan
kaldırılmasıdır.

O halde siz de olayı akışına bırakın ve ne düşünüyorsanız, ne hissediyorsanız, partnerinize onu söyleyin. Şimdi bu sözlerin etkilerine bir göz atalım:

"Seni arzuluyorum"
Belki bu sözler sizin de zaman zaman aklınıza gelir ama son anda sarf etmekten çekindiğiniz için kelimeler boğazınızda düğümlenir. Bunlar sahiplenilme duygusunu yansıtan sözlerdir: "Seninim", "Bana sahip ol", "Bana istediğini yapabilirsin" gibi cümleler, kadınlar tarafından sevişme sırasında söylendiğinde, hemen hemen tüm erkekleri uyarır. Peki ama bunun sebebi ne olabilir?

1. Bu gibi sözler erkekte sahiplik duygusunu alevlendirir ve erkek kendini daha güçlü hisseder. Bir başka deyişle, kendini "daha erkek" hisseder. Bundan dolayı erkek genelde buna büyük bir istekle karşılık verir ve sahip olma duygusunu ortaya koyar.

2. Genellikle, erkekler erotizmde kadınlara oranla daha agresif bir dil kullanırlar. Ama bunun olumsuz bir sonucuna rastlanmamıştır. Aksine, erkeklerin böyle bir dil kullanması sonucunda çoğu kadının bu tür bir yaklaşımdan hoşnut kaldığı gözlenmiştir.

3. Artık erotizmin dili devreye girmiştir. Kadının sözleri erkeği heyecanlandırır ve harekete geçirir. Buna karşılık kadın da aynı şekilde erkeğin konuşmaları sayesinde heyecanlanır. Bu şekilde, çiftler farkında olmadan birbirine en derin duygularını ifade eder, içlerindeki duyguları
kontrolsüzce ortaya koyarlar. Hatta, konuşarak sevişmeleri sayesinde tam anlamıyla birliktelik sağlandığını da fark ederler.

4. Kadınlar ise genellikle erkeklerden "Seni istiyorum", "Sana doyamıyorum", "Sana aşığım" gibi beğeni ifade eden cümleleri duymaktan hoşlanırlar. Erkeğin kendi gücünü ve kadını arzuladığını hissettirdiği cümleler kadınların heyecanlanmasına yol açar.

Duygularınızı ifade edin
Kullanılan çoğu kelime ve sarf edilen birçok söz, erotizmi harekete geçirici olabilir. Önemli olan, partnerinizin duyarlılığını olumsuz yönde etkilememek için bu tür sözlerin düzeyli bir şekilde ve yerli yerinde kullanılmasıdır. Örneğin, sizin ağzınızdan çıkan bir cümle partnerinizi sessizliğe itiyorsa ya da gözlerini yuvalarından fırlatıyorsa, hatta nefes alışını bile farklı bir hale sokuyorsa, hemen konuyu değiştirin.

Bu gibi tepkiler, sözlerinizin bir şekilde onu rahatsız ettiği anlamına gelir. Bu yüzden partneriniz kendini kontrolü kaybolmuş hissedebilir ve yeniden kontrolü ele almak uğruna ilişkinin seyri değişebilir. Bunun aksi de söz konusu olabilir. Söyledikleriniz onun hoşuna gittiği taktirde davranışları daha yumuşak, kullandığı kelimeler daha yoğun ve etkileyici olabilir.

1. Eğer birlikte olan çift her konuda açık konuşabiliyorsa, cinsellik konusunda da akla gelen her türlü isteği ve düşünceyi özgürce ifade edebilirler. Bunun için süslü kelimeler aramaya
hiç gerek yoktur, istenen ve beklenen davranış en doğal ve açık haliyle ifade edilir. Bu şekilde partnerden beklenenler tamamen aktarılmış olur ve ortada herhangi bir şekilde
yanlış anlamaya rastlanmaz.

2. Peki bu tür davranışlar erkekler üzerinde ne gibi etkiler sağlar? Bu gibi durumlarda erkekler genellikle kendilerini uyarılmış hissederler. Akıllarından geçen düşünceler ise "Böyle konuşuyor, çünkü ben onun kontrolünü kaybetmesini sağladım" yönündedir.

3. Birçok kadın için bu tür konuşmalar yapmak yadırganan bir durum olarak karşılanabilir. Hatta bu şekilde davranmak zor gelebilir, yani kadın ne hissettiğini kolayca kelimelere dökemeyebilir. Tabii ki hiç kimse kimseyi sevişme sırasında konuşmaya zorlayamaz. Ama en azından partnerinizin sizi etkileyen bir sözüne sakince ve yumuşakça karşılık verebilirsiniz.

4. Konuşmaktan hoşlanmıyorsanız hareketlerinizle ne hissettiğinizi belirtebilirsiniz. Mimikleriniz bu konuda size yardımcı olabilir. Uzmanların belirttiğine göre hissettiklerinizi anlamakta kendinizi serbest bırakmanız da büyük önem taşıyor, çünkü ancak bu şekilde davranırsanız, gerçek duygularınızı ifade edebilirsiniz.

Evde pratik bakımlar



Devir ekonomi devri, cilt bakımı yaptırmak için güzellik merkezlerine gitmek haliyle bütçeleri sarsabiliyor. O zaman ne yapıyoruz?.. Evde kendi kendimize bakım yapıyoruz tabii ki! İşte size pratik, evde yapabileceğiniz şipşak bakım önerileri...

1. Kendi toniğinizi kendiniz yapın
Bir çay bardağı suyun içine iki damla lavanta esansı damlatın. Bir süre buzdolabında soğutun. Ardından bir tutam pamukla yüzünüze sürün. Cildinizdeki canlanmayı hemen göreceksiniz.

2. Evde kolay manikür
Tırnaklarınızı ve etlerinizi yumuşatmak için ellerinizi bir süre sabunlu suda bekletin. Yumuşayan etleri, keskin bir makas yardımı ile fazla derine inmeden kesin. Eğer bu işlem size zor geliyorsa etlerinizi tırnak diplerine bir havlu yardımıyla itin.

3. Gözlerinizi hafifletin!
İki çay kaşığı küçük doğranmış salatalığı, 1 çay kaşığı süt tozu ile karıştırın. Göz çevrenize ve göz kapağınıza sürün. 10 dakika bekleyip yıkayın. Gözlerinizdeki ağırlığın uçup gittiğini hissedeceksiniz.

4. Ojelerin çabuk kuruması için
Yapmanız gereken tek şey, ojeyi sürdükten sonra buzlu suda birkaç dakika bekletmek. Ne kadar çabuk kuruduğuna inanamayacaksınız. Ancak küçük bir ayrıntı var. Bu işlem ojenin tırnağınızdaki ömrünü kısaltır.

5. Yüzünüz dinlenmiş görünsün
Yüzünüzün dinlenmiş görünmesini isitiyorsanız, önce sıcak hemen ardından soğuk suyla yıkayın. Bu işlem kan dolaşımını hızlandıracağı gibi kaslarınız da harekete geçirecektir.

6. Omuzlarınız tutulduysa
Vücudunuza çok ince tabaka halinde vücut yağı sürün. Ardından sıcak suyla ıslattığınız havluyu tutulan bölgeye koyup duşa girin. Havlu, yağın iyice derinin içine girmesini sağlayacağından teniniz yumuşayacak ve kaslarınız gevşeyecektir.

7. Göz halkalarına karşı
Gözaltında oluşan keseleri ve renk değişikliklerini, buzlu suya batırılan pamuk parçalarını gözünüzün üzerinde ve çevresinde gezdirerek geçici olarak ortadan kaldırabilirsiniz.

Gözenekler ve siyah noktalarla savaş



Geniş gözenekler ve siyah noktalar, cildiniz ne kadar ne kadar temiz olursa olsun bakımsız görünmenize neden olur. Oysa ki gözeneklerin genişlemesini önlemek ve siyah noktalardan kurtulmak mümkün. Nasıl mı?

Aslında gözenekler yağ üretip salgıladıkları için cildimizi alerjiden ve çevre kirliliğinden korurlar. Eğer gözenekler olmasaydı, yağlar derinin altına iner, yüzümüzde kistler oluşur ve deri altında enfeksiyonlar meydana gelirdi.

Ancak çok gözenekli ciltlerde, eğer cilt iyi temizlenmiyorsa siyah nokta oluşur. Hem görünüm hem de sağlık açısından siyah noktanın oluşmasını engellemek lazım.

Gözenekler neden genişler?
. Yağlı ciltlerde gözenekler daha açık olur.
. Herhangi bir sağlık problemi yaşayıp tedavi amaçlı ağır ilaçlar kullanıldığı zaman cilt yağlanabilir. Cilt yağlandığı zaman da gözenekler açılır.
. Gözeneklerin nasıl olacağı kalıtımla belirlenir.
. UV ışınlarının da gözenekleri genişlettiği yapılan araştırmalarla saptanmış durumda.
Gözenekleri daraltmak için...
Gözeneklerin açılması için ilk etapta gözenekleri kapatmaya çalışmak yerine, yağ ifrazatını durdurmak ya da dengelemek lazım. Yağlı ciltler daima su miktarı az olan ciltlerdir. Su miktarı az olduğu zaman ölü hücrelerin doku yüzeyine çıkıp asitli tabaka ile koruma faktörü oluşturması zorlaşır. Bu nedenle cildin yüzeyi dış etkenlerden zarar görür.

Yağ ifrazatının yavaşlatılması, ciltteki su miktarının artırılmasıyla mümkündür. Bunun için de su bazlı ürünler kullanılması ve doğru ürünün kullanılması şart. Cildinize uygun ürünü kullanmak için de bir uzmana danışmanızda fayda var.

Dengeli bir cildin gözenekleri kendiliğinden kapanır. 35 yaşın altındaki genç ciltlerde gözeneklerin kapanması kolaydır. Eğer cildin su ve yağ dengesi düzelirse gözenekler ya kendiliğinden ya bakımla ya da maskeyle kapatılabilir. Ama yaşınız 35'in üzerindeyse deri kalınlaşmış, çizgiler kırık çizgi haline gelmişse, bu gözenekleri kapatmak biraz daha zordur. Gözenekleri kapatmak için mücadele vermek yerine, daha fazla büyümemelerini önlemek daha iyi bir çözümdür.

Gözenekleri temizleyen bantlar işe yarıyor mu?
Siyah noktaları azaltmak için uygulanan yöntemlerden biri de bantlar... Siyah noktaları kimi zaman tümüyle ortadan kaldıran bu bantların kullanımı çok kolay. Bantları yapıştırmadan önce uygulayacağınız alanı ıslatıyorsunuz, suyla birlikte yapışkan bir özelliğe kavuşan bandı yapıştırıp kuruyunca çıkartıyorsunuz. Ancak siyah noktaları alan bu bantlar, gözenekteki yağları boşaltamıyor. Oksitlenen bölümü alabilen bantların, dokunun içindeki kanalı kapatan yağ kütlesini alması mümkün değil.

Siyah noktalardan nasıl kurtuluruz?
Siyah noktalar oluştuktan hemen sonra bir uzmana başvurup temizletilerek uygun ürünle tekrar oluşmamasını sağlamak lazım. Oluşmaması için de cildi, sabah akşam temizlemek gerekir. Ancak bunu sabunla yapmamak lazım.

Cildi, türüne göre temizleme sütü ve tonikle temizlemek en doğrusu. Ardından sürülecek bir nemlendirici kremle bakım tamamlanabilir. Makyaj yapılmasa bile, gündüz çok kirlenen cildi akşam mutlaka temizlemek gerekir.

Yapılan yanlışlardan biri de siyah noktaları bilinçsizce sıkmak. Böylece kılcal damarlarda ve doku altı hücrelerinde tahribat meydana gelebiliyor. En iyisi bir cilt uzmanına gidip siyah noktaları temizletmek...

Söylemeye utandığınız bakım problemleri



Sabahları kalktığınızda yüzünüz çok yağlı mı görünüyor? Göğsünüzde sizi "kıl" eden kıllar mı çıkmaya başladı? Dudaklarınız hep kuru ve çatlak mı? Bu ve bunun gibi bir sürü bakım problemi günlük hayatımızı sürekli meşgul ediyor. Dert etmeyin, her şeyin bir çaresi var.

1. Bazen dilim paslanıyor ve nefesim kötü kokuyor...
Sindirim bozukluğundan kaynaklanan bir sorun olabilir. Ya da karaciğerin yorulması, dişlerdeki sorunlar da bunlara sebeb olabilir.

Ne yapılabilir?
Baharatsız ve çok karışık olmayan yiyecekler yiyin. Sindirimi düzenleyici bitki çayları, ilaç ya da bol lifli yiyecekler tüketebilirsiniz. Ayrıca bir diş hekimine görünmenizde fayda var.

2. Karma cilt tipine sahibim, ama sabahları yüzüm parlıyor.
Eğer geceleri yatarken makyajınızı temizlemezseniz, uyurken cildin yağ salgısı daha da artar.

Ne yapılabilir?
Yatmadan önce cildinizi her zamanki temizleme sütünüzle değil, yumuşak bir temizlik ürünüyle silin. Bu ürünün yağ salgısını kontrol altına alıcı bir etkisi olmasına da dikkat edin. Örneğin Clarins'in Gel Nuit Normalisant temizleme jeli gece boyu cildin dengesini koruyor.

3. O kadar çok terliyorum ki, giysilerimin koltukaltında hep lekeler oluşuyor.
Aşırı derecede terlemek heyecanın, ısı değişimlerinin veya hormonal dengesizliğin göstergesidir.

Ne yapılabilir?
Bluzlarda ve tişörtlerde leke oluşumunu önlemek için giysilerin tene değen koltukaltı kısımlarına talk pudrası sürün. Koltukaltınızı gün içinde hassas formüllü bir vücut temizleme ürünüyle yıkayın. Ardından da giyside leke bırakmayan bir deodorant sürün.

4. Ağdadan sonra kasıklarımda kırmızı sivilceler oluşuyor.
İşini çok iyi bilen bir kuaförle geçiş dönemini kolay atlatabilirsiniz. Çeşitli ışık oyunlarıyla gölgelerle geçiş dönemini iyi bir saç modeliyle geçiştirebilirsiniz.

Ne Yapılabilir?
Ağdadan birkaç gün önce meyve asidi içeren bir jel kullanın. Bu jel, ölü hücreleri temizleyici ve batık tüyleri çıkarıcı bir etki yapacaktır. Tüyleri aldıktan birkaç saat sonra da o bölgeye antibiyotikli bir pomat sürün. Yıkanırken parfümlü duş jeli kullanmayın.

5. Dişlerim niçin lekeli?
Sigaranın gözle görülen en önemli etkilerinden biri. Ama yanlış beslenme alışkanlıkları, çok fazla çay ve kahve tüketiminin de etkisi var.

Ne yapılabilir?
En az yılda bir dişçinizden dişlerinizi temizlemek için randevu alın. Dişinizdeki tartarları temizletin, gülüşünüz değişsin.

6. Dudaklarım hep kuru ve çatlak
Vitamin eksikliği, soğuk ve güneş, dudaklarda kurumaya ve çatlamaya sebeb olur.

Ne yapılabilir?
Günde birkaç defa dudaklarınıza bol miktarda dudak koruyucusu sürün. Ruj sürüyorsanız, UVA filtreli ve E vitaminli olanlarını tercih edin. Ayrıca dudaklarınızı yalamayın ve ısırmayın.

7. Göğsümde aniden sert tüyler oluştu. Alabilir miyim?
Göğüs çevresindeki tüylenmenin sebebi hormonal dengesizliklerdir.

Ne yapılabilir?
Cildinizi gergin tutarak cımbızla tüyleri alabilirsiniz.

8. Biraz bronzlaşmanın bacaklarımdaki varisleri kapatacağını düşünüyordum. Ama tersi oldu .
Aslında güneş, damarları genişlettiği için varislerin en büyük düşmanıdır.

Ne yapılabilir?
Güneş ışınlarından bacaklarınızı koruyun. Bu konuda uzman bir hekime başvurun. Ayrıca çok yüksek topuklu ayakkabı giymekten kaçının.