25 Ağustos 2010 Çarşamba

Gelin Ayakkabısı Seçerken



Düğün günü, tebrikleri ayakta kabul edeceğinizi, dans edeceğinizi, kuaföre,stüdyoya bu ayakkabılarla koşturacağınızı düşünürsek ayakkabı seçiminin de ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Bu nedenle ayakkabınızı seçerken, rahat olmasına, fazla yüksek topuklu olmamasına ve ayağınızı terletmeyecek yumuşak bir deriden yapılmış olmasına dikkat etmek gerekiyor.Ve unutmayın ayakkabınız, uzun etekli bir gelinlik modeli giyseniz bile görünecektir.

Ayakkabı seçerken ayakların akşam saatlerine doğru şiştiğini unutmayın. Ayakkabınızı çorapsız giymemenizi öneririz ama çorapsız giyecekseniz pudralamanız önerilir. Topuk konusunda karar verirken, damat ile boy uyumunuzu da düşünün.

Eğer sipariş verip ayakkabınızı imal ettirecekseniz, ayakkabınızın gelinlik provasına yetişmesine dikkat edin. Gelinlik kumaşınızı kullanarak ayakkabı imal ettirebilirsiniz.

Ayrıca topuklu bir model giymekte ısrarcıysanız,o gece için biri diğerine göre daha düz, daha rahat bir modeli de yanınıza bulundurarak istediğinizde değiştirebileceğinizi de hatırlatmak isteriz.

Son olarak ayakkabınızın altına evlenmek isteyen kız arkadaşların adını yazmayı da unutmayın!

Kaynak: Mutlugelin.com

Evlilik öncesi yapılan testler neleri içeriyor?



Evlilik öncesi çiftler doğum kontrol yöntemleri belirlemek için zaman ayırsa da gelecekteki doğurganlıkları konusunu çok önemsemiyor. Oysa bu testler çiftlere önemli bir gelecek haritası çiziyor.

Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Kliniği Uzmanı Dr. Aytuğ Kolankaya merak edilenleri yanıtladı:

Evlilik öncesi test yaptırmak kanuni olarak gerekli görülüyor. Bu testler neleri içeriyor?

Bu testleri evlilik öncesi ve gebelik öncesi olarak 2 aşamalı değerlendirmek gerek. İlki, kanunun gerektirdiği ve zorunlu kıldığı testler, diğerleri ise kadın doğum uzmanları olarak bizlerin gebelik öncesi çiftlerin durumlarını tespit için gerekli gördüğümüz testlerdir. Devletin istediği testler içinde; ölümcül olabilen HIV/ AIDS, bulaşıcı olan Hepatit B ve daha nadir rastlanan ama daha tehlikeli olan Hepatit C ile VDRL/ Frengi taraması yer almaktadır. Hemogram dediğimiz kan testi de genel olarak yapılıyor. Bu arada bu testle, Akdeniz anemisi taraması da yapılıyor.

Akdeniz anemisine ülkemizde daha seyrek rastlansa da daha çok Kıbrıs’ta görülüyor. Taşıyıcı olan anne ve babanın çocuklarında hastalık riski çok yüksek oluyor.

Gebelik öncesi testlere gelince de bizler, Rubella denilen kızamıkçığa bakıyoruz. Kızamıkçık gebeliğin erken döneminde ortaya çıkarsa; düşüklere, bebekte sağırlık ve çeşitli anomalilere neden olabilecek bulaşıcı bir hastalıktır. Toplumumuzda genellikle evlilik öncesinde %70-80 oranında geçirilmiş ve bağışıklık kazanılmış oluyor ama yine de yapılan tahlillerde bağışıklık kazanmadığı görülenlere mutlaka, aşılama yapıp birkaç ay beklemek gerekmektedir.

Bunun dışında mutlaka, kadından PAP-smear alıyoruz. Rahim ağzından bir sürüntü ile alınan bu testte, rahim ağzı kanseri riski ortaya çıkmaktadır. Normalde de kadınlar yılda bir kez bu testi yaptırmalıdır.

Son olarak da, metabolik sendrom içeren durumları analiz ediyoruz. Örneğin, ailesinde şeker hastalığı olanlarda gebelik öncesi şeker taraması yapıyoruz veya adet düzensizliği, kilo değişimi, metabolizması düşük olanlarda hipotiroidi denilen tiroid bezinin az çalışması durumu olabileceğinden, araştırmalarımızı bu yönde yapıyoruz.

Bu sebeple hamileliği planlamadan önce, sağlıklı bir gebelik ve doğum geçirmek için mutlaka bu testleri yaptırmak gerekmektedir.

Çiftelerden kadının evlilik öncesi doğum kontrol hapı ile korunuyor olması bu testleri etkiler mi?

Kesinlikle etkilemez.

Çiftler sağlıklı bir tarama için ne tür merkezler tercih etmelidir?

Tüm bu testleri yapabilecek, konusunda uzman hekimlerin olduğu bir merkez seçilmelidir.

Bu testler devlet geri ödeme kapsamında mıdır?

Tüm bu testler, devlet geri ödeme kapsamındadır.

Kaynak: www.evlilikhazirliklari.com

Başarılı bir evliliğin 7 sırrı



Hayatınızı paylaşacağınız insanı bulup, birbirinize bir ömür boyu ‘eş’ olma sözünü verdiniz… Ama verdiğiniz bu sözü tutabilmek için bazı noktalara dikkat etmelisiniz; ilişki uzmanı Jennifer Good’dan size 7 önemli tavsiye:

1. Birbirinizin destek sistemi olun.
Hayat içerisinde pek çok şeyle karşılaşacaksınız. Bunların güç olanlarını atlatmak için yanınızda sizinle birlikte zorluklara kol kanat gerecek birinin olduğunu bilmek sizi rahatlatacaktır. Aynı şekilde siz de eşinizin zor anlarında onun yanında olduğunuzu belli edin. Bu karşılıklı özveri ve destek ilişkinizin temellerini sağlamlaştıracaktır.

2. Fedakarlık etmekten kaçınmayın.Şimdiye kadar insanın her zaman kendi istediklerinin olmadığı, olamadığı konusunda hemfikir olmuş olmalıyız. Fedakarlık etmek çoğu anlaşmazlığı çözümleme yolunda iyi ve büyük bir adımdır. Kişisel isteklerinizde esnek davranmalı, isteğinizin ilişki içinde olduğunuz insanı nasıl etkileyeceğini de düşünmeli ve belki biraz törpülemelisiniz. Bazen ise değiştirilmeyen istekler karşılıklı özveriler şeklinde tatmin edilebilir; mesela bir bulaşık makinesi karşılığında erkek erkeğe bir geceye ses çıkarmamak, ne yaptıklarını biliyor olduğumuz sürece iyi bir değiş tokuş olabilir. Fedakarlık, birbirinizdeki farklılıkları nasıl göğüslediğinizdir ve bu pek çok zaman size birbiriniz hakkında yeni şeyler keşfettirebilir.

3. Aşkınızı ifade etmek için farklı yollar deneyin.
Sadece söylemeyin, gösterin! Sadece göstermeyin, söyleyin! Yani eşinize olan duygularınızı ifade etmek için tek bir yoldan fazlasını deneyin. Çeşitlilik evliliği tatlandıran baharat gibidir. Sevgilinizin yastığının altına aşk notları bırakın, işe gitmeden önce aynaya rujla ‘seni seviyorum’ yazın. Arabasının sürücü koltuğuna, binerken bulacağı şekilde çiçek bırakın. Birlikte yürüyüş yaparken durun ve onu kendinize doğru çekip öpün. Birbirinizi sürekli şaşırtın ki aşkınız taze kalsın!

4. Birbirinizin özeline saygı duyun
Eşinizi kendi özel hobilerini geliştirmesi için yüreklendirin. Böylece onun gerçekten zamanını geçirmekten zevk aldığı şeyleri öğrenme ve paylaşma şansını elde edeceksiniz. Aynı şekilde sizin de kendi özel zevklerinizi tatmin edeceğiniz ve hatta geliştireceğiniz zamanı da elde etmiş olacaksınız. Bu yeni ilgi alanları birbirinize ayırdığınız zamanları daha verimli geçirmenize de sebep olacaktır.

5. İlişkinizin değerini bilin.
Hayat belirsizliklerle doludur. Birbirinizle küskün bile olsanız, hiçbir tartışma yollarınızı ayıracak kadar önemli değildir. Bunu aklınızın bir köşesine yazarsanız, hem beraberliğinizin ömrünü uzar hem de ilişkilerinizdeki tavırlarınızı daha net bir bakış açısıyla değerlendirebilirsiniz. İlişkilerinizin değerini iyi bilmek, işleri çığırından çıkartmamanın anahtarıdır.

6. Birbirinize karşı düşünceli ve nazik olun.
Bu kulağa yabancı gelmeyecektir, fakat yine de kaç kere sevgilinizi sinirden ısırdığınızı veya gereksiz tenkitlerde bulunduğunuzu bir düşünün. Kelimeler ve kullanıldıkları tonlar kalıcı bir intiba bırakacaklardır. Bunu kullanarak, geçmişe baktığınızda sizi gülümsetecek anılara sahip olabilirsiniz… Veya tam tersi… Uzun evliliklere imza atanlar, karşılıklı nezaket ve saygıyı günlük hayatlarının bir parçası haline getirerek başarırlar.

7. Birbirinizin başarılarını gündeme getirin, zayıflıklarını değil.
Siz bir takımsınız. Birlikte çalışıp pek çok şeyi birlikte sırtlanacaksınız; ev alacak, arabanızı yenileyecek, kişisel kariyerlerinizi geliştirecek, çocuk büyüteceksiniz ve daha fazlası… Eğer zamanınızı birbirinizin yanlışlarını yüzüne vurarak geçiriyorsanız, hayallerinizi gerçekleştirmek için gerekli olan eforu boşa harcıyorsunuz demektir. Birleşmenin, daha güçlü olmanın ve bunun için de birbirinizi motive etmenin yollarını bulmalısınız. İyi bir ilişkinin her şeyden önce iyi bir denge gerektirdiğini unutmayın ve birbirinizin eksiklerini tamamlayın; böylece sizi bekleyen zor hayat şartlarına karşı çok daha dirençli ve güçlü olacaksınız.

Kaynak: Gelindergisi.org

Nikah masasında ikinci kez



Sütten ağzınız yandı, yoğurdu üfleyerek de olsa yemek istiyorsunuz… Yani ikinci kez evlenmeye karar verdiniz. İşte size ikinci evlilik öncesi küçük uyarılar:

Aslında kaygı duymanızı gerektiren bir durum olmasa da, çevreniz sizi ikinci evliliğe maalesef böyle hazırlar. İlk kez evlenen her kadın ufak çaplı bir buhran geçirir. Ne de olsa bir yanda böylesi büyük bir karar almanın yükü, diğer yanda etiketler ve mutlu olup, herkesi mutlu etme çabası var.

Ama eğer konu ikinci evlilikse, o zaman sorunlar ve baskı da katlanıyor. Bir kere her şeyden önce ilk evlilikten olan çocuk meselesi ve bu durumda ortaya çıkan, sevimsiz ‘üvey’ kavramı var. Tabii bir de fazladan işe karışan aile ve akrabalar. Üstelik her birinin de bu düğünün nasıl olması gerektiğiyle ilgili değiştirilmesi zor fikirleri var…

Çocuğunuz varsa…

İlk evlilikten çocukların olması ihtimal dahilinde. Tabii onlara bu durumu açıklamak da kolay bir iş değil. Peki ne yapabilirsiniz?

Onlara evlenme planlarınızdan bahsedin ve bunu olabildiğince erken yapmaya çalışın. Bunu, evleneceğiniz kişiyle beraber yapın. Çünkü sizi birlikte görmek, çift olarak algılanmanızı ve kararın önemini vurgular.

Bu konuyu sizinle konuşmaları için onlara zaman ayırın.

Çocuklarınızın yaşları büyük bile olsa bu onları için kolay bir durum olmayacaktır.

Bu durumun onları nasıl etkileyeceğine dair gelecek sorulara hazırlıklı olun.

Bu yeni haberi sindirebilmeleri için onlara zaman tanıyın.

Fikre karşı çıkan çocuklar bile zamanla bunu kabul edebilir. Unutmayın, eğer eşinizin çocuğu varsa bir aileyle evleniyorsunuz demektir.

Çocuklarınıza düğün günüyle ilgili önerilerini sorun. Onları da hazırlıklara dahil edin.

Eğer çocuk nikahta bulunmazsa, bu olayı asla kabul etmeyebilir. Bu da yeni bir aile yaşantısı için en iyi başlangıç değildir.

Tüm bu şartları sağladığınız halde çocuğunuz durumu kabullenmek istemiyorsa, o zaman ödün vermeniz gerekecek. Bu durumda sağduyu gösterip, üstüne gitmemek ve bunu büyük bir olaya çevirmemek en akıllıcası. Eğer geri çekilirseniz, çocuğun saygısını kazanabilirsiniz. Düğüne katılsınlar, ya da katılmasından, hep beraber fotoğraf çektirmeye çalışın. Bu, sizin yeni bir aile kurduğunuzun göstergesi olacaktır. Çocuk, bunu o an kabul etmese de, ileriki zamanlarda kendini bu oluşumun değerli bir parçası gibi hisseder.

Ne giymelisiniz?

İkinci kez evlenen gelinler, ne giyecekleri konusunda kararsız kalırlar. Beyaz gelinlik mi, yoksa özel bir elbise mi gibi soruların cevabı aslında tamamen size bağlı. Önemli olan, bu günün size ait bir gün olması. Etrafın fikirlerinden etkilenmemeye çalışın. Sonuçta ikinci kez evlenenlerin ne giyeceğine dair bir kural yok. Bu konudaki tek etiket, gelinliğin duvaksız ve kuyruksuz olması.

Bu ikinci evliliğiniz olduğu için, size ‘makul’ bir giysi giydirmeye kararlı akraba ve mağaza görevlilerinden uzak durun. Başta da belirttiğimiz gibi, her şey sizin ne istediğinize bağlı. Sonuçta bu sizin düğününüz.

Kimleri çağıracaksınız?

Davetiyeleri göndermeden önce evlenme planlarınızdan olabildiğince az insana bahsedin. Özellikle de küçük bir törenle evlenmek istiyorsanız. Muhtemelen herkese bu haberi vermek istiyorsunuz ama düğüne çağırmayı düşünmediğiniz insanlara da bunu haber vermek alınmalarına sebep olacaktır.

Eski eşinize mutlaka söyleyin. Çünkü bunu başkalarından duymak, aranızdaki ilişkiyi zedeleyebilir. Evliliğiniz dolayısıyla onun ailesinden bazı kişiler, ya da arkadaşlarıyla yakınlaşmış olabilirsiniz. Eğer onları da düğüne açğırmak istiyorsanız, davetlileri yerleştirme planına özen gösterin.

Biraz özgünlük…

İlk evliliğinizi düşünün ve eğer mümkünse, evleneceğiniz kişinin sizden önceki düğün fotoğraflarına da bakmaya çalışın. Bu, size nasıl hazırlanacağınıza dair iyi bir başlama noktası sunacaktır.

Yeni bir hayata başlıyorsunuz. Düğününüze çağıracaklarınızın bir çoğu sizi daha önce de evlenirken görmüş olacak. Bu nedenle tamamen yeni bir başlangıç yaptığınızı göstermeniz iyi olacaktır.

Daha önce hiç evlenmemiş biriyle evleniyorsanız, kendisinin ‘ikinci’ olduğunu hissettirmemelisiniz. İlk evliliğinizde kullandığınız tema, öğeleri vs kullanmak onu mutsuz edip, sizden uzaklaşmasına sebep olabilir.

Kaynak: Cosmoturk.com

Gelin çantasında olması gerekenler



Hayatınızın en önemli gününde yanınızdan eksik etmemeniz gereken şeyleri çantaya koymayı sakın unutmayın. Her an her şey olabilir!

GÜZELLİK İÇİN

-El kremi, ıslak mendil
-Selpak mendil
-Bebe pudrası (gelinliğinizde oluşabilecek lekeler için birebirdir- sadece lekenin üzerine su sürüp pudrayla kaplamanız yeterli.)
-Makyaj temizleme mendilleri (hem yüzünüz hem de gerekirse elbiseniz için)
-Deodorant
-O gece için seçtiğiniz parfümünüz
-O gece sürülen tonda ojeniz ve aseton
-Küçük bir havlu (makyajınızı tazelerken boynunuza koyarsanız gelinliğinizin leke olmasını önlersiniz)
-Saç kurutma makinesi (saçınız için değil, çıkardığınız lekeleri kurutmak için!)
-10-15 tane tel toka

SAĞLIK İÇİN

-Ağrı kesici- ateş düşürücü
-Sakinleştirici
-Mideniz için anti-asit tabletleri
-Alerji ilacı
-Grip veya nezle ilacı
-Kullanıyorsanız sizin veya sevgili damadın reçeteli ilacı
-Aspirin
-Yara bandı
-Boğaz pastili
-Kolonyalı mendil
-Tampon ya da hijyenik ped

PRATİK GEREÇLER

-Toplu iğne
-Yedek küpe arkaları (küpenizin arkası düşerse kullanmak için)
-Damat için yedek düğme
-Düz tabanlı ayakkabı (giydiğiniz ayakkabı vurursa veya ayağınız şişerse giymek için)
-O gece giydiğiniz renkte fazladan bir ince çorap
-Olası sökükler için küçük dikiş seti ve çengelli iğne
-Duvağınızda son anda oluşabilecek yırtılmalar için şeffaf selo-bant
-Küçük makas

Kaynak: Trendus.com

Evliliğe Hazırlanırken Kriz Önleme Tüyoları



Kayınvalide gelinlik hakkında sürekli konuşur, gelinin teyzesi mücevheleri seçme konusunu ele alır… Gelinle damadın sinirleri de yay gibi gerilir. Bunları önlemek için sakin olmak gerek.

Birbirlerine deli gibi aşık oldukları halde düğün arifesinde ‘yollarını ayırmaya kalkan’ çiftlerin sayısı hiç de az değil… Nikah öncesi gerilen sinirler, düğün telaşı sırasında ailelerin birbirlerine laf dokundurması gibi etkenler; mutluluğa yelken açacaklarını sanan çiftlere hayatı zindan eder.

Ortak Karar Alın

‘Düğün öncesi yaşanan tatsızlıklar’la ilgili araştırmalar yapan Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk, çiftlere ‘kavga çıkmasını önleyecek’ tavsiyelerde bulundu.

♦Evlenmeye karar veren gençler, evlilik sürecinin nasıl yönetileceğine karar vermeli. “Gelinliğe kim karar verecek?” ya da “Eve alınacak halı konusunda kimin sözü geçecek?” gibi soruların yanıtı verilmeli.

♦Para nasıl bölüşülecek, kime borçlanılacak, o borç ne zaman ödenecek, kimden ne kadar alınacak? Bunlar bu iki insan tarafından kararlaştırılması gereken başlıca sorular. Bunların yanıtı açık yüreklilikle işin başında belirlenirse; hazırlık süreci daha az sancılı geçer.

♦Her ailenin ‘bilge’ konumunda bir üyesi vardır. Onlar sağduyulu insanlardır ve ilişkilerin toparlanmasına ve düzgün gitmesine çok katkıda bulunur. Çiftler; herhangi bir sorun çıktığında bu kişilerden destek almalıdır.

Sinirler Geriliyor

Bu mutlu ana gelinceye kadar gelinle damat ‘yakın çevrelerinin de etkisiyle’ pek çok badire atlatıyor. Gelinlik modelinden, düğünün nerede yapılacağına kadar en özel konularda bile karışanlar olunca; sinirler geriliyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk, bu tür gerginlikleri önlemek için çiftlerin en baştan birlikte karar almasını öneriyor.

Evliliğe Hazırlık Projesi

Yurtdışında da uygulanan ‘Evliliğe Hazırlık Projesi’ Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından Türkiye’de yürütülüyor. Psikolog Emre Konuk, ‘Evlilige Hazırlık Projesi’ne ilişkin şu bilgileri verdi: “Gençlerle yolun başındayken ilişkileri için birşeyler yapmanın, gerekirse müdahalelerde bulunmanın, ilişkilerin geleceğine bakıldığında da bu müdahalelerin boşanmaları önemli ölçüde azalttığını görüyoruz.”

Projenin Faydaları

♦Evlenmeyi veya beraber yaşamayı düşünen çiftler arasındaki uyumu göstermek.
♦Danışanların ilişkilerini güçlendirmek için neler yapabileceklerine ışık tutmak.

Kaynak: Mutlugelin.com

Yaz Gelinlerine Öneriler



Beklenen gün yaklaşıyor…

Yıllardır hayal ettiğiniz güne çok az kaldı ve her şeyin mükemmel geçmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz.

Peki, bu koşuşturma arasında kendinize gereken önemi veriyor musunuz?

Evlilik hazırlıkları ve stresle baş edebilmek için bağışıklık sisteminizin güçlü olması gerekir. Düğün gününüze henüz vakit varsa bu süreyi, bedeniniz için en iyi şekilde değerlendirmenizi öneririm. Genelde düğün öncesi son 1-2 gün ve düğün günü, gelinlerde heyecan doruk noktasına ulaştığı için iştahta kesilmeler yaşanması normaldir. Ancak düğün günü parlayan bir cilt ve gözler, enerjik ve fit bir vücut için her gün az yağlı süt, yoğurt, sebze, meyve, hayvansal bir protein ve dengeli karbonhidrat tükettiğinizden emin olmalısınız.

Düğün öncesi ihtiyaç duyulan ve koşuşturma sırasında yıpranan bedeninizin onarılması için gerekli olan vitaminler ve mineraller:

Vitaminler

VİTAMİN A: Cildimizi ve deriyi korur. En zengin A vitamini kaynaklarımız; havuç, kayısı, kırmız biber, koyu yeşil ve sarı sebzeler, yumurta, süt ve sütürünleridir.

VİTAMİN E: Kan dolaşımını düzenler ve cildin yaşlanmasını önleyen vitamindir. En iyi E vitamini kaynakları; buğday tohumu, soya fasulyesi, bitkisel yağlar, fındık, B-brüksel lahanası, yeşil yapraklılar, ıspanak, zenginleştirilmiş un, kepek, tahıl ve yumurtadır.

VİTAMİN C: Vücudumuzun direncini arttırır. Cildi güzelleştirir. Zengin C vitamini kaynaklarımız; kivi, maydanoz, kuşburnu, salatalık, şalgam, kırmızı biber, yeşil sivri biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnıbahar, brokoli, portakal, limon, greyfurt gibi turunçgillere dahil meyveler, domates, çilek, kızılcık, böğürtlen, patates ve diğer sebze ve meyvelerdir.

VİTAMİN B2: Bağışıklık sistemimiz güçlendirmenin yanı sıra cildi dış etkenlerden koruyarak yenilenmesine yardımcı olur. En iyi kaynakları; et, süt, yumurta, yoğurt, yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller ve mayadır.

VİTAMİN B3: Daha sağlıklı görünüşlü bir cilt gelişimini ve aft yaralarının iyileşmesini sağlar. B3 vitaminin en iyi kaynakları; balık, yağsız et, kepekli un ürünleri, buğday tohumu, yumurta, kavrulmuş yer fıstığı, kümes hayvanlarının beyaz eti, avokado, hurma, incir ve kuru eriktir.

VİTAMİN B6: Halk arasında mutluluk hormonu olarak da bilinen “serotonin” üretimi için gereklidir. B6 vitamini az alındığı zaman yeterince serotonin üretimi yapılamadığından, depresyon ve bitkinlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. B6 vitamininin en iyi kaynakları; tavuğun göğüs eti, yumurta, pirinç, soya fasulyesi, yulaf, fındık, fıstık, muz, patates, avokado, kuru meyveler ve somon balığıdır.

Mineraller

KALSİYUM: Vücudumuzun en önemli destekçilerinin başında gelir. Kadınların ve özellikle anne adaylarının özen göstermesi gereken en önemli minerallerden biridir. Çünkü kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi, alınan kalsiyum miktarıyla doğru orantılıdır ayrıca kaslar ve sinirler için de oldukça önemlidir. Kaynakları; süt ve süt ürünleri, pekmez, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagillerdir.

MAGNEZYUM: Vücut sağlığı açısından çok önemli rolü olan bir mineraldir. Stres ve zor koşullarda yardımcıdır. Magnezyum yetersizliği, iştah kaybına, depresyona, kasların zayıflamasına ve zaman zaman göz kararmasına sebep olabilir. Kaynakları; kabuklu yemişler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıl ürünleridir.

DEMİR: Kanın, oksijeni vücuda dağıtmasını sağlayan hemoglobin, demir sayesinde oluşur. Regl ve hamilelik dönemleri, vücuttaki demir seviyesini azaltan faktörlerdendir. Yetersiz demir alımı anemi (kansızlık) hastalığına neden olur. Kaynakları; kırmızı et, kurutulmuş meyve, yumurta sarısı ve yeşil yapraklı sebzelerdir.

ÇİNKO: Çinko, bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için ihtiyaç duyulan bir mineraldir. Çinko eksikliği, vücudu enfeksiyonlara karşı dirençsiz kılacak, ayrıca tat ve koku duyularını da zayıflatacaktır. Kaynakları; kırmızı et, yumurta, deniz ürünleri, fasulye, bezelye ve fındıktır.

Düğününüzde ışıl ışıl parıldamanız dileğiyle…

Kaynak: Dilarakocak.com.tr