27 Ağustos 2010 Cuma

Selülit Tedavisinde Madonna’nın Yöntemi



Dünyada ilk uygulaması ünlü şarkıcı Madonna üzerinde yapılan ve popülerliği hızla artan AWT cihazı; etkili sonuçları sayesinde hızla yükselen bir trendle selülit tedavisinde en tepeye yerleşmiştir.

AWT cihazının çalışma prensibi şimdiye kadar ki selülit tedavileri için üretilmiş cihazlardan oldukça farklıdır. Akustik Dalga Terapisi (AWT) selülit için yeni bir yaklaşım getirmektedir. AWT selülitin başlıca iki nedeni üzerine etki gösteren tek uygulamadır. Şok dalgaları hem fibröz septa ve yağların alt dermis içinde oluşturduğu çıkıntılar üzerinde etki gösterirken, hemde üretilen şok dalgaları deriden ve yağlardan geçerek fibröz septayı kollajenden ayırarak deriyi serbest bırakmakta ve bu sayede daha düzgün bir yüzey oluşmasını sağlamaktadır.

Derinin Kıvrılmış Görünümü:

AWT aynı zamanda dermisin kalınlaşmasına ve yağ tümseklerinin azalmasına da yardımcı olmaktadır. Ultrason görüntüleri tedaviden sonra cildin yeni kollajen oluşumu ile kalınlaştığını doğrulamaktadır.

Dermisin kalınlaşması cilt içine doğru çıkıntı oluşturan yağ tabakalarını azalmasına yardımcı olmakta ve ayrıca selülitli görünümü de azaltmaktadır. Selülite yol açan başlıca nedenlerin ikisi üzerinde de etkili olan AWT selülitli görünümün iyileştirilmesinde eşsiz bir tedavi yöntemidir.

AWT ile selülitin yanı sıra bölgesel yağ fazlalıkları ve cilt gevşekliği sorunu da birlikte çözüm bulmaktadır. Cilt elastikiyetindeki artış 3. ayda %71,6 olarak bildirilmiştir. Genetik olarak erkek vücudunda 18 milyon kadın vücudunda ise 21 milyon yağ hücresi vardır ayrıca kadın bedeni lenfatik dolaşım açısından daha yavaştır. Bunların sonucunda lipogenez yani yağ yapımı da daha yüksek ve kolaydır. AWT ile bu kısır döngü tamamen tersine dönmekte lipoliz artmakta ve ödem çözülmektedir. Selülitteki iki büyük sorun ödem ve yağ birikmesidir. Verilen şok dalgaları direk yağ dokuda çözülme sağlar. Lenfatik damarlarda ise özel metabolitlerin açığa çıkıp geçirgenliğin artmasıyla ödem sorunu da çözülmüş olur.

Selülit Tedavisinde Kullanılan Yeni Cihazlar:

Yıllar boyunca selülit birçok farklı yöntemle tedavi edilmeye çalışılmış, ama bu tedavilerden birçoğundan tatmin edici sonuçlar alınamamıştır. Günümüzde ise AWT CelluActor ve D-actor ile önemli bir yeni buluşun temsilcisi konumundadır.

Radyal Şok Dalgası Terapisi:

Radyal başlıkta, AWT şok dalgasının üretilmesi için cihazın içindeki bir hava bölmesinin iç kısmına yerleştirilmiş olan bir paletten faydalanılmaktadır. Bu palet tarafından kısa süreli ve güçlü bir vibratör hissi veren şok dalgaları üretilmektedir. Bu şok dalgası septayı ikiye ayırmakta ve dermal kollajeni arttırmaktadır. Radyal başlık aynı zamanda acının kontrol edilmesinde de kullanılmaktadır. Bu başlık sinir hücrelerini uyarmakta ve tedavi bölgesindeki kan akışını arttırmaktadır. Bu tedavinin daha rahat yapılmasını mümkün kılmaktadır. Ayrıca bu radyal başlık, egzersize gerek kalmaksızın yüksek frekanslarda kas tonusunu da arttırmaktadır.

Planar Şok Dalgası Terapisi:

Planar başlıkta ise AWT terapisini oluşturan bir elektrik mıknatısından faydalanılmaktadır. Bu, çok kısa süreli ve yüksek enerjili bir şok dalgası meydana getirmektedir (bu dalganın süresi nano-saniyelerle ölçülmektedir). Yüksek enerjili şok dalgasının hastaya çok kısa bir süre ile uygulanması nedeniyle terapi hemen hemen ağrısızdır. Bu yüksek enerji ile fibröz septalar birbirinden ayrılmaktadır. Ayrıca alt dermis içindeki kollajen de uyarılmakta ve böylece yağ tümsekleri azaltılmaktadır. Enerjinin bir kısmı tedavi uygulanan alanın yakınındaki yağ hücrelerine dağılmaktadır. Enerjinin bu şekilde dağılması ile yağ hücreleri sahip oldukları içeriğin bir kısmının erimesi nedeniyle incelmektedir.

AWT terapisi uygulama şekli:

AWT de tedavi ağrısız son derece konforludur. Selülit için öngörülen tedavi şekli haftada 2 olmak koşulu ile sadece 3 haftadır. Kontrollügruplarda yapılan çalışmalarda tedavi öncesi ve sonrası alınan kan örneklerinde serbest yağ asitlerinin ve gliserolün yani yağ doku parçalandığında açığa çıkan ürünlerin anlık arttığı biyokimyasal olarak kanıtlanmıştır.

Şok dalgaları önce ve sonrası cildin sıkılaşması yağ doku kaybı gerçek ve bilimsel olarak gösterilebilir. Cilt sıkılaşması ve yağ doku kaybı nedeniyle özel bir diyete gerek kalmadan bölge başına % 5-12 arasında incelme sözkonusudur. Şok dalgalarının cilt sıkılaşmasındaki başarısı da özel bir başlıkla daha yüzeyel uygulama ile cilt gençleştirmede güvenle kullanılmaktadır.

Siyah Noktalar Nasıl Temizlenir?



Yüzünüzdeki siyah noktaları temizlemenin en basit yolları aslında evinizde var. Tek ihtiyacınız bir şırınga. Bir kaba boşalttığınız sıcak su ile yüzünüze bir süre buhar yapın. Başınızın etrafınıda bir havlu ile örtün. Siyah noktalar buhar banyosundan sonra iyice yumuşayacaktır. daha sonra şırınganın iğnesini çıkarıp siyah noktaların üstüne hafifçe bastırın. Çıkış yönüne göre bastırırsanız işlem kolaylaşacaktır. Sonunda mutlaka yüzünüzü temzileme losyonuyla temizleyin. 1,5 tatlı kaşığı kil, 1 tatlı kaşığı badem yağı, 1 tatlı kaşığı balı karıştırıp yüzünüze sürün ve 35-40 dakikabekleyin. Daha sonra yüzünüzü soğuk suyla yıkayıp yağsız bir nemlendirici krem sürün.

1,5 tatlı kaşığı kil, 1 tatlı kaşığı badem yağı, 1 tatlı kaşığı balı karıştırıp yüzünüze sürün ve 35-40 dakika bekleyin.  yüzünü soğuk suyla yıkayıp nemlendirici sürün.

Cildinizin ph Seviyesi



Cildimiz vücudumuzun heryeri kaplar. Bu yüzden bir koruma kalkanı gibi bizi soğuktan, sıcaktan, güneş yanıklarından ve çeşitli tehlikelerden korur. Peki biz cildimizi yeterince koruyabiliyor muyuz? Cildin kendine özel ph oranı 5.5′tir. Bu yüzden sadace su ile yıkamak bu ph seviyesini korumakiçin yeterli değildir. Çeşitli toniklerle bu seviyeyi düzenlemek mümkün. Ancak ara sıra da olsa yüzü su ile yıkamak da gerekir. Evinizdekullandığınız suyun sertliğini öğrenerek gerekli tonik için eczacınıza danışın. Cildinizi özellikle bu sıcak yaz günlerinde daha fazla koruyun.

Jennifer Aniston’ın parfümü



Herkes adı Lolavie olacak sanıyordu, herkes yanıldı. İşte yılın en merak edilen parfümünün bilinmeyenleri.


Jennifer Aniston herkesin merak ettiği parfümünü Harrod’s'da tanıtarak satışa sundu. Parfüm şu anda tüm dünyada sadece Harrod’s'da satılıyor. Ve verilen bilgiye göre çok da iyi satıyor. Jennifer Aniston hayranları bu parfüm o kadar merak ediyor ki, hiç koklamadan, siparişi veriyorlar. Harrod’s yurtdışına parfüm göndermediği için birçok meraklı hayran soluğu ebay’de alıyor. Kozmetik peşine düşmüş çaresiz alışverişçinin nelere kadir olduğunu bilen ebay akbabaları da bu hayranları soyup soğana çeviriyor ve parfümü çok pahalıya satıyor. Harrod’s'dan alabilenler için ise parfümün 50 ml.’lik şişesi 29 sterlin.

“Ben çok parfüm parfüm kokan kokuları sevmem. İnsanların bunu duyduğunda ‘Çok güzel kokuyorsun, bu ne?’ diye sormasını istedim.” diyor Jennifer Aniston ve ekliyor: “Bu parfümün hatıralarımın katalogu gibi olmasını istedim. Hayatım boyunca gece açan yaseminin kokusuna aşık oldum. Kalifornia’da büyürken yasemin kokan akşamları çok iyi hatırlıyorum. Aynı zamanda okyanusun kokusunu da canlandırıcı ve seksi bulurum. Bu aroma insanı arıtır ve coşturur. Tropik yağlar ve tuzlu hava kokusu bana plajda uzun güneşli günleri hatırlatıyor. Saf mutluluk.”


Jennifer Aniston

Parfümün üst notalarında turunçgil ve gül suyu.

Orta notalarında yeni açan yasemin çiçeği, vahşi menekşe ve Amazon zambağı

Alt notalarında altın amber ve sandal ağacı var.

Parfümün şişesinin üzerinde hiçbir şey yazmıyor ve aynen Jennifer Aniston’ın giyim tarzı ve güzellik anlayışı gibi olabildiği kadar yalın ve net bir formu var. İsmi sadece “Jennifer Aniston” ama bu onun seçimi değil. Halen satışta olan Marc Zaobs’ın Lola isimli parfümü ile karışmasından çekinildiği için son anda Lolavie isminden vazgeçilmiş. “Çok içime sinmese de son anda hukuki olarak kullanabileceğim tek isim kendiminkiydi.” diyor Aniston…

Kaynak: Trendus.com

Makyaj Hataları İçin Çözümler



Fazlalıkları pratik ve küçük dokunuşlarla halledin.

Fazla parlıyorsanız uygunlayın

Aşırıya kaçmış ışıltıları azaltmak için işaret parmağınızın ucuna yapışkan kısmı dışarı gelecek şekilde seloteyp sarın. Ardından parlak yerlere yavaşça dokunarak ışıltıları azaltın.

Saç spreyi fazla olduysa

Şampuanı kuru saçlarınıza sıkın ve nazik hareketlerle fırçalayın. Bu hareket saç tellerini tazeleyecek ve bir sonraki uygulamaya hazır hale getirecektir.

Likit eyelinerı kalın çektiyseniz

Pamuk çubuklar makyajınızı yeniden yapmanıza gerekmeden düzeltmenizi sağlayacaktır. Çektiğiniz çizgi inceltmek ya da yumuşatmak için kulak çubuğunun ucunu az miktarda nemlendiriciye batırın ve çizginin dış kısmında gezidrerek fazlalığı alın.

Parfümü fazla kaçırdıysanız

Bir pamuğa alkol sürün ve parfümü sıktığınız bölgeye birkaç kez nazikçe dokundurun. Alkol, üst ve orta noktaları alacak ve sadece daha hafif olan alt noktayı bırakacaktır.

Kaynak: iVillage Türkiye

Daha genç eller için



Ellerdeki yaşlanmaya karşı tıp uzun yıllar çaresiz kalmıştı. Ama yeni uygulamalarla eller artık kısa sürede kolayca onarılıyor, yenileniyor, daha genç görünüm elde ediliyor.

Yaşı ilerleyen ve gençleştirme tedavilerinden olumlu sonuç alan her kadının kabusudur ellerdeki yaşlanma… El gençleştirme, yumuşak dokugençleştirme işlemleri arasında son zamanlarda giderek yaygınlıkkazanan bir uygulamadır çünkü pek çok hasta, daha genç görünümlü ellere kavuşmak için tedavi yolları aramaktadır. El estetiği, normal anatomi ve yeterli yumuşak doku volümü, pigmentasyon ve cilt yüzeyinin karakteristiğine bağlıdır. Bu anlamda, dışsal ve içsel yaşlanma belirtileri tanımlanmalı ve buna uygun bir tedavi metodu izlenmelidir.

Hastalarla yapılan görüşmeler ortaya koymuştur ki genç bir eli belirleyen en önemli özellikler dolgunluk, damarların ve kırışıklıkların azlığıyken; yaşlı bir eli belirleyen unsurlar ise çizgiler, damarlar, belirgin eklem yerleri,ince deri, deformasyon ve lekelenmelerdir. Günümüzde yaşlanan ellerin tedavisinde microdermabrasyon, fractional thermolysis, kimyasal peeling, yoğun ışık kaynakları ve lazer kullanıldığı gibi dolgu maddeleri ve volüm artırıcılar da yumuşak dokunun tedavisinde sonuç vermektedir.

Ellerde yaşlanmayla ortaya çıkan alt deri değişikliklerinden bir tanesi, volüm ya da yumuşak doku kaybıdır. Bu kayıplar, doğru dolgu maddelerinin kullanılmasıyla tedavi edilebilmektedir. Yumuşak doku takviyesi, ellerdeki volüm kaybının tedavisinde çok bilinen bir metottur. Biodegradable dolgu maddelerinin enjekte edilmesiyle ya da yarı-kalıcı volüm artırıcılarla eller onarılıyor, yenileniyor ve daha genç bir görünüm elde ediliyor.

Enjekte edilecek ilaçlar için tedavi öncesinde içerikleri ve dağılma yöntemleri hakkında bir analiz yapılması gereklidir. Kanın pıhtılaşmasını azaltan aspirin gibi ilaçlar, tedaviye başlanmadan 5-7 gün önce çürüklerin oluşumunu önlemek için bırakılmalıdır. Aynı zamanda, tedaviden bir-iki gün önce ve tedavi sonrasında alınacak arnica ve bromelain gibi ilaçlar, çürük oluşumunu önlemede tedaviye yardımcı olmaktadır. Hyalüronik asit içeren ürünler de volümünü kaybeden ellerin tedavisindekullanılabilmektedir.

Hyalüronik asit iki ele de gerekli olduğu miktarda enjekte edilebilir. Enjeksiyon dermis tabakasına ulaşacak ölçüde derin olmalıdır; çünkü yüzeysel yerleştirme cilt üzerinde renk kaybına neden olabilmektedir.

Ayrıca, kalsiyum hidroxylapatite içeren yarı-kalıcı dolgular da elgençleştirme tedavisinde kullanılmaktadır. Bu, biodegradable polimerdir, fibroplasia’yı uyararak tedavi edilen bölgede volümü artırdığı düşünülmektedir ve etkisi bir yıl devam etmektedir. Yapılan son araştırmalar göstermiştir ki, elin üstüne enjekte edildiğinde kalsiyum hidroxylapatite bu bölgenin volümünü artırmakta ve çok kısa sürede etkisini göstermektedir.

Dolgu maddesinin aktif bileşeni PLLA sentetik, biyouyumlu, ve biodegradable olduğundan alerjik reaksiyon oluşma riski azdır ve uygulandığı bölgede kolajen üretimini arttırarak volüm kayıplarının tedavisinde kullanılmaktadır. Enjekte edilen PLLA maddesi, kozmetikkullanımda ve yüzdeki yağ kayıplarının tedavisinde kullanılmak üzere Avrupa tarafından lisanslanmıştır. PLLA maddesi, cilt sıkılığının artmasında gözle görülür artışlar sağlamaktadır ve etkileri 2 yıl kadar sürmektedir. Aynı zamanda el gençleştirme işlemlerinde de kullanılan bu madde, 2 yıla kadar değişkenlik ve dayanıklılık göstermekte ve doğru enjekte edildiğinde çok az yan etki oluşumuna neden olmaktadır. Enjeksiyon, elevasyonun kemikler arasındaki boşluğuna yapılmaktadır, çizgisel ip tekniği kullanıldığından işlem için gerekli delik sayısı azaltılmıştır. Operasyon sonrası uygulanan masaj ve uygulanan maddenin doktor tarafından biçimlendirilmesi, deride oluşabilecek yuvarlak nodüler çıkıntıları engellemektedir. Ayrıca hastalara günde 5 dakika 5’er kez ellerine masaj yapmaları tavsiye edilmelidir. Ellerde yaşlanmanın diğer belirtileri olan pigmentasyon, kırışıklıklar, cilt sarkması ve şiş damarların tedavisi, her birine özel geliştirilmekte ve uygulanmaktadır.

Dr. Ceyda Şener

Kaynak: Posta.com.tr

26 Ağustos 2010 Perşembe

Bebek Arabası seçerken dikkat etmeniz gereken noktalar



Bebek arabası bakmaya başladıysanız artık bebeğinizi kucağınıza almanıza az kalmıştır. Yani ağırlaşmışsınızdır ve mağaza mağaza gezmekte zorlanıyorsunuzdur. Halbuki bebek arabalarında değişik mağazalarda çok değişik alternatifler vardır. O zaman öncesinde ihtiyacınızı tam olarak belirlemenizi öneririm. Aksi halde sonsuz seçenekler arasında boğulabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken noktalar :

-Otomobiliniz var mı? Araba koltuğu içeren bir travel sistem alıp almamanızla bu sorunun cevabıyla ilgili.

- Bebek arabasını hangi sıklıkla kullanabilecekseniz?

- İlk günden itibaren kullanabilecek bir semtte oturuyor musunuz?

- Apartmanınızda asansör var mı? Yoksa en hafif olan bebek arabasını seçmeniz gerekir.

- Bebek arabasında görüntü mü yoksa fonksiyonellik mi arıyorsunuz?

Bu soruların cevaplarını belirleyerek arayışınıza devam ederseniz, daha kısa sürede çözmüş olursunuz. Bunun yanı sıra ben CHICCO TRIO TRAVEL SYSTEM’i seçtim.