9 Ağustos 2010 Pazartesi

Stresin ilacı "SU"



Stres karşıtı hormonların üretimini artıran, bağışıklık sistemini uyaran, kan dolaşımı ve metabolizmayı canlandıran su, migren, hemoroit ve varise birebir iyi geliyor...

Osmanlı döneminde psikiyatrik bozuklukların tedavisinde su sesi kullanılırken günümüzde suyun her türlü özelliği ayrı bir hastalık reçetesi olarak kabul ediliyor. Bir araştırmaya göre, tıp dünyası suları keşfediyor. Birçok üniversitede hidroterapi kürsüleri açılıyor. Bu kürsülerde kaplıcaların farklı özellikleri kaydediliyor. iklim ve mineral özelliklerine göre, her kaplıca bir hastalık için reçete ediliyor.

Suyun tedavi amaçlı kullanılma yöntemleri arasında suyla yıkama, su akıtımı, suda yürüme, banyodan saunaya kadar varan hidro ve termoterapi yöntemleri geliyor. Suya dokunmak, su ile temas içinde olmak bağışıklık sistemini uyarıyor, stres karşıtı hormonların üretimini hızlandırıyor.

Hidroterapi, kan dolaşımını ve metabolizmayı canlandırıyor, ağrıları hafifletiyor. Suyun cilde teması sinir uçlarını uyarıyor. örneğin suyun enseye ve yüze dokunuşu nevraljiden migrene, kas tutulmasında, eklem atrozlarına kadar bir çok soruna çözüm olabiliyor. Damar çeperlerine de etkileyen su, varisleri rahatlatıyor, dolaşım bozukluklarını düzeltiyor.

Su, çeşitli hastalıklarda tıbbi tedavi yöntemlerinin yanında destekleyici olarak da kullanılabiliyor.

Suyun kullanıldığı başlıca yöntemler şunlar:

Hidroterapi: Suyun üç hali de bu yöntemde kullanılabiliyor. Su içmek, yüz yıkamak, yüzmek, yara üzerine buz koymak klasik hidroterapi biçimleri arasında geliyor. Duş almak, banyo küvetine girmek, ayak banyosu ve tüm vücut banyoları birer hidroterapi yöntemi olarak kabul ediliyor.

Oturma banyoları: Hemoroid ve varis tedavilerinde, rahim kasılmalarına bağlı ağrılarda işe yarıyor.

Basınçlı su uygulamaları
Jakuzi uygulamaları: Girdaplı ve basınçlı sular romatizmal yakınmaları hafifletiyor.

Sıcak kompresler veya sargılar: Ağrıyı azaltıyor, apse ve sivilcelerin iyileşmesini hızlandırıyor. Soğuk kompres ya da sargılar burkulma ve gerilme gibi kas travmalarını tedavi edilebiliyor.

Buğu tedavisi: Solunum yolları, sinüs ve akciğerlerdeki tahriş ve konjesyonların tedavisinde buhar solunumu yapılıyor. Ağrılı kasların tedavisinde buhar odaları ve saunalar kullanılıyor.

Mükemmel vücut için ipuçları



Kalçanızdan mı şikayetçisiniz, bacaklarınızda oluşan selülitlerden mi? Üzülmeyin, bu sorunlardan kısa sürede kurtulabilirsiniz. İşte ideal vücuda kavuşmanın en kolay ve etkili yolları...

Pürüzsüz ve selülitsiz bacaklar artık hayal değil. Gelişen teknolojinin nimetlerinden yararlanarak kısa sürede ideal bacaklara kavuşabilirsiniz. Çiftehavuzlar Keyif Estetik Merkezi kurucusu Şehnaz Kargı bacaklardaki sarkma, selülit ve damar çatlakları için özel bir kür uyguluyor. Birkaç farklı yöntemi bir arada toplayan Kargı, uyguladığı teknikle büyük başarı sağlıyor. Kargı'nın 10 seans halinde sunduğu kür program sayesinde kişi forma girip, özellikle bacak bölgesindeki problemlerden kurtuluyor. İşte Kargı'nın paket programındaki yöntemler...

Vakum Terapi: 300 megabayt'lık hava basıncı uygulanarak yüzeydeki yağ kütlecikleri kırıp, lenf kanallarına doğru itilir. Böylece vücut yağlardan arınıp, bacak sarkmaları engellenir.

Pro-line: Teknolojinin en yeni ürünlerinden olan pro-line cihazı bilgisayar sistemi sayesinde 85 ayrı beden tipine göre farklı program içerir. Kasları çalıştırarak yağ, ödem ve selülitin çözülmesini sağlar. 1 saatlik yürüyüş pro-line'ın 10 dakikasıyla eş değerdir.

Lenf direnaj: Bacak, kalça, karın ve kol bölümüne uygulanan lenf direnaj çizme şeklindedir. Hava basıncıyla çalışan cihaz vücutta biriken ödem ve toksinleri lenf kanalları yoluyla atar.

G-5: 3800 hrz'lik vibrasyon ile yüzeysel yağları tamamen kırar. Selülit, sarkma, ödem, ve çatlaklara karşı etkilidir. Aynı zamanda masaj da yapan cihaz, kan dolaşımını düzenleyip, varisleri engeller.

Yosun tedavisi: Yosun, çamur ve çeşitli minerallerle zenginleştirilen kür ödem çözmek, toksin atmak ve bacaklarda oluşan şekilsiz yağ kütlelerini yok etmek için kullanılır. Cildi yumuşatıp, pürüzsüz bir hale getirir.

Termo dinamik: İleri derecede selülit ve katılaşmış yağ birikimleri termo dinamik yöntem çözülüyor. Sorunlu bölgelere 40-45 derecelik ısı verilerek sorun tamamen çözülüyor. İşlem uygulanırken kişi acı ve yanma duymadığı gibi deride de herhangi bir kızarık görünmüyor.

Fiyatı: Altı ayrı kürün birleştiği 10 seanslık paket program yaklaşık 100 milyona uygulanıyor. 45 dakika ile 1 saat arasında değişen seanslar haftada 2-3 kez yapılıyor.

'Shakira'lar çatlasın!
Kusursuz kalçalara sahip olmak her kadının düşü. Yaş, kalıtım ve yanlış beslenme gibi değişik nedenlerle deforme olan kalçayı düzeltmekse hiç de zor değil. Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu kalça düzeltme operasyonunun birkaç farklı yöntemle yapıldığını açıklıyor: 'Kadın 35 - 40 yaşın altındaysa kalçanın altından yağı liposuction yöntemiyle çekiliyor. Daha sonra lipofilling tekniğiyle alınan yağlar kalçanın üstüne yerleştirilip yuvarlak hatlar sağlanıyor. Ancak kişi 40 yaşın üzerinde ve yağ dokusu gevşemişse, bele yakın bir yerden kesik açılıp bölüm yukarı kaldırılıyor. Her iki uygulama genel anastezi altında yapılıyor. İlki 1.5- 2 saat arasında değişirken, ikinci operasyon 3-4 saat sürebiliyor' diyor. Aynı gün evine dönebilen kişi, iki gün istirahatten sonra işinin başına dönebiliyor. Ancak hemen hatırlatalım; kalçanın toparlanması için bir ay süreyle korse takılması gerekiyor.

En güzel göğüs En güzel karın
Dik göğüsler için...

Göğüsler çoğu kadının ortak derdi. Kimisi büyüklüğünden, kimisi küçüklüğünden şikayetçi. Bir de doğum yapıldıysa durum daha da kötüleşebiliyor. Ancak estetik operasyonla ideal göğüslere sahip olmak da mümkün.

Göğüs büyütmek: Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu bu operasyonlarda yuvarlak, damla ve serim fizyolojik olarak üç farklı silikon kullanıldığına dikkat çeki yor. Göğüs ucu ve göğüs altından kesikler açılarak uygulanan işlem genel anastezi altında yapılıyor. 2-7 gün dinlenmeden sonra günlük hayata devam edilebiliyor. Bir ay süreyle özel sutyen takılıp, en az üç ay spordan uzak durulması isteniyor.

Göğüs küçültme ve dikleştirme: Göğüs ucu kesilerek fazlalıklar alınıyor. Böylece en az izle operasyon tamamlanmış oluyor.

Dümdüz bir karın
Bacak, kol, karın, kalça, sırt, mide ve diz çevresine uygulanan mezoterapi, inceltmenin yanı sıra sarkmaları toparlama konusunda da oldukça etkili. Dr. Melisa Eczacıbaşı , mezoterapinin 18-65 yaş arasında herkese uygulandığını söylerek, yöntemi şöyle açıklıyor: 'Tedavi edilecek bölgelerde, çok ince uçlu özel iğneler kullanılarak, ilaçlar lokal olarak enjekte edilir. Böylece yağ blokları yıkılır ve 15-20 cm zayıflama meydana gelir. Özellikle kol, karın ve bacakların iç tarafınki sarkmalarda son derece başarılı sonuçlar verir.'

Kollar yukarı...
İlerleyen yaşlar, spordan uzak durmak ve kalıtımsal nedenler yüzünden kollarda oluşan sarkmaları toparlayıp, daha sıkı bir görünüm kazandırabilirsiniz. Sabahları yapacağınız kol egzersizleri kaslarınızı geliştirmenize yardımcı olup cildin deformasyonunu minimuma indiriyor. Bununla beraber mezoterapi de kollar için etkili çözümlerin başında yer alıyor. 10-15 dakika süren uygulama sonunda yaklaşık 7 seans sonunda etkili çözümler görülebiliyor. Prof. Kışlaoğlu kimi zaman koltuk altından kimi zaman kol arkasından yapılan kesiklerle toparlandığını söylüyor.

Birkaç kilodan kurtulmak için



Hafta sonu tatilinden, hiç hesaba katmadığınız bir-iki kilo fazla ile döndünüz. Kısa sürede ve acı çekmeden son aldığınız birkaç kiloyu vermek istiyorsanız, önerilerimize kulak verin.

* Alkol, fark etmeden kilo almanızı sağlayan en önemli etken. Alkolün her türlüsünü ve bir kadehini bile hemen kesin. Çünkü kendi kalorisinin yanı sıra aynı zamanda yağların vücuttan atılımını da yavaşlatır.

* Şekerli içecekleri de tüketmeyin. Meyve suları bile yüksek miktarda kalori içerirler. Bunların yerine bol miktar su ve soda içebilirsiniz.

* Günde üç öğün salata yiyin. Salata, bol yağlı ve soslu olmadığı takdirde, çok az kalorili olmasının yanı sıra tokluk hissi yaratmakta birebir. Bu arada, yüksek miktarda şeker sebebiyle, günde 2-3 meyveden fazlasını yememeye dikkat edin.

* Ekmek, makarna, patates gibi "şişmanlatıcı" besinleri öğünlerden tümüyle kaldırmayın. Bunlar tokluk hissi uyandıracağından çok abartmamak kaydıyla yenilebilir. Ancak bu yiyecekleri hazırlarken içine kattığınız soslara dikkat edin. Yağ, mayonez ve hazır soslar bu yiyeceklerin olduklarından çok daha kalorili hale gelmesine sebep olur. Örneğin makarnanın üzerine, yağsız kıyma ile yapılan bir sostan sadece 2 kaşık koyun. Bunların yerine yemeklerinizi yağsız domates sosu ve otlarla tatlandırın.

* Kilo vermeye çalıştığınız günlerde sulu yemeklerin yanında ekmek yemeyin. Böylelikle hem ekmekten hem de yağdan "tasarruf" etmiş olursunuz.

* Düzenli olarak egzersiz yapın. Yürüyüş, yüzme, aerobik, step, bisiklet... Seçim size kalmış, düzenli olsun yeter.

* Yemekleri tüm güne dağıtın. Yani öğün atlamayın. Öğün aralarına küçük ara öğünler koyun.

Tatiliniz zehire dönmesin



Neşe içinde çıktığınız tatiliniz size zehir olmasın, seyahat hastalıklarına karşı gerekli tedbiri alın, sorunsuz huzurlu bir tatil yaşayın...

Tatil sezonu açıldı ve belki siz de bu aralar nereye gideceğinizi düşünüyorsunuz. Ancak tatile çıkmadan önce seyahat hastalıklarına karşı tedbirinizi almayı unutmayın!

Bir çok bulaşıcı hastalık tatilinizi mahvedebilir. Çamlıca Medicana Hastanesi'nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Engin Yurt, seyahat hastalıkları ile ilgili bilgi veriyor.

Nasıl yayılır?
Tatiliniz sırasında özellikle de gidilecek bölgeye göre bulaşma yolları su-yiyecek yoluyla, böcekler, kan teması, hava yolu veya toprak ile olabilir. Su ve yiyecek kaynaklı hastalıklarda temiz olmayan yiyecek ve sıvıların alımı ile bulaşıcı mikroplar vücut içine girer; örnek hepatit A, tifo ve koleradır.

Böcekler ve hastalık
Özellikle sıcak bölgelere gidecek olanların böceklere karşı korunma yollarına dikkat etmesi gerekir. Hava yoluyla yayılan hastalıklar grip, menenjit, verem gibi hastalıklardır. Bu hastalıklar kişiden kişiye damlacıklar yoluyla yayılır. Hasta bir kişi hapşırdığında su damlacıkları yoluyla bol miktarda mikrobu da dışarıya gönderir. Aynı mekanda bulunan başka bir kişi ağız yoluyla bilmeden bu damlacıkları aldığında mikroplar sağlam kişiye de geçer.

Ağız yoluyla bulaşma
En önemli önlem hasta kişilerle kapalı, kalabalık mekanlarda yakın temasdan kaçınmaktır. Çocuklar, gebelik, yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişilerde ek önlemler gerekli olabilir. Çocukların gerekli aşıları tam olarak yapılmış olmalıdır. Seyahat öncesi doktora danışmak da yararlı olabilir.

Bebekler ve uçak yolculuğu
Bebeklerde hava yolu ile seyahatlerde kabin içi basınç değişikliği rahatsızlık verebilir, bu yüzden 7 günden küçük bebeklerin uçak ile seyahet etmemesi gerekir. Gebelerin ilaç kullanması zor olduğundan bu tip enfeksiyonların olduğu yerlere zorunlu olmadıkça seyahat etmemeleri önerilir. Kronik hastalıkları olan kişiler ilaçlarını mutlaka yanlarına almalıdır.

İlaçlarınızı unutmayın
Özellikle gelişmekte olan, sağlık şartlarının tam olarak sağlanamadığı ülkelere gidecekseniz sağlık çantası hazırlayın. Bu çantada hafif hastalıkları tedavi etmek için temel ilaçlar, ilk yardım malzemeleri bulunsun. Ayrıca gezi sıarasında ilaçların kaybolma riskini en aza indirmek için tüm ilaçlarınızı el çantasında taşıyın.

Açlık krizini bastırmak için



Diyet yapmaya çok kararlısınız, ama her seferinde aynı şey oluyor ve siz diyet esnasında her zamankinden daha çok acıkıyorsunuz. Her şeyin bir çözümü olduğu gibi, açlık hissini yenmenin de bir formülü var.

Su içmek lazım
* Burnun mideyle doğrudan bir ilişkisi var. Yemek kokularını derin derin içinize çekerek sanal bir tokluk hissi yaratabilirsiniz.

* Su için. İlk başlarda midenizi bulandırsa da, 20 dakika kadar sonra açlığınızın kesildiğini fark edeceksiniz.

Kendinizi şımartın
* Günde mutlaka bir kere nefesiniz kesilecek kadar hareket edin. Örneğin hızlı bir şekilde merdiven çıkın ya da hızlı adımlarla dışarıda yürüyün. Bu, kanınızı temiz oksijen ile besleyecek.

* Eğer tatlı düşkünüyseniz, kendinize işkence etmeyin. Ağır bir krize girdiğiniz anda, ağzınıza bir parmak bal çalın. Ama sadece bir minik parmak ve sadece bir kez. Ve lütfen her gün olmasın!

Moralinizi bozmayın
* Her gün tartılmayın. Bu sadece moralinizi bozacak. Zaten her gün tartıldığınızda aradakı farkı görmeniz mümkün değil. Bu nedenle uzmanlar 6 günde bir tartılmanın en doğrusu olduğunu söylüyorlar.

* Yavaş yavaş yeyin. Tabağınızı bir çırpıda silip süpürürseniz, asla doyduğunuzu hissetmezsiniz. Uzun uzun çiğnediğinizde, hem yemeğin tadını daha iyi alacaksınız hem de beyninize yavaş yavaş "doydum" sinyalleri gitmeye başlayacak.

Yağ yakımını hızlandırın
* Bazı besinler yağ yakımını hızlandırıyor. Bunları ne kadar tüketirseniz, metabolizmanız o kadar hareketleniyor. Acı biber, enginar, karabiber gibi.

* Sıcak ve soğuk, cilt üzerindeki mikro kan dolaşımını harekete geçirerek, yağ yakımını sağlıyor. Banyodan sonra sorunlu bölgelere bir sıcak bir soğuk su tutmak fayda sağlıyor.

6 Ağustos 2010 Cuma

Şambaba



MALZEMELER
1 Su Bardağı Sıvı Yağ
2 Çay Bardağı Su
1 Çorba Kaşığı Sirke
Alabildiğince Un
1 Çorba Kaşığı Tereyağı
2 Çorba Kaşığı Yoğurt
Kavurmak İçin: 3 Çorba Kaşığı Un
Üzerine :
1 Adet Yumurtanın Sarısı
2 Çorba Kaşığı tereyağı


HAZIRLANIŞI
Unun ortasını havuz gibi açalım. Yumurtaları, ılık şekerli su ile eritip, kabartılan mayayı, bir tutam tuzu ve yağı ilave ederek yoğuralım. Tek kişilik kağıt ya da alüminyum kek kalıplarını yağlayıp şeker serpiştirelim. Hamuru küçük kalıplara eşit miktarda paylaştıralım. Tepsiye dizerek oda sıcaklığında yarım saat bekletelim.
110 dereceli fırında 15-20 dakika pişirip, fırından çıkaralım. Şekeri suyu ve limon suyunu kaynatarak, şurubu hazırlayalım. Şambabaları kaynayan şerbete ekleyip ters yüz ederek birkaç dakika şerbetin içinde kaynatalım. Üzeri için, yarım paket kakaolu pudingi üzerinde yazılan tarifte olduğu gibi hazırlayalım. Basit şambabaların üzerine dökerek servis yapalım.

Şeftalili Punding



MALZEMELER
3 adet şeftali
1 su bardağı süt
3 yumurta
1 paket vanilya
2 çorbakaşığı un
2/3 su bardağı pudra şekeri

4 Kişilik

HAZIRLANIŞI
Şeftalileri yıkayıp soyduktan sonra mikserden geçirin. Bir kapta iki yumurtanın sarısını ve bir bütün yumurtayı tozşekerle çırpın. Köpüklü bir karışım elde edince, unu katıp tekrar çırpın. Şeftali püresini ve vanilyayı ekleyip iyice karıştırdıktan sonra sıcak sütü katın.
Karışımı, dört adet ısıya dayanıklı puding kalıbına boşaltın.
Kapları alüminyum folyoyla kaplayın. Dört beş parmak derinliğinde bir tepsinin içine yarı yarıya gelecek biçimde kaynar su koyun. İçinde puding bulunan kaseleri tepsiye yerleştirin. 180 derecelik fırında 45 dakika pişirin. Alüminyum folyoları çıkarıp soğumaya bırakın.
Sonra tabaklara ters yüz ettiğiniz pudingleri şeftali dilimleriyle süsleyip servis yapın.