20 Ağustos 2010 Cuma

Mineral Makyaj Ürünleri



The Body Shop yeni Nature’s Minerals makyaj serisi yüz, yanaklar ve gözler için mineral formülasyonlar içeren harika ürünler sunuyor. Mineraller özenle seçilerek hafif, doğal ve ışıltılı bir görünüm vererek neredeyse yokmuş gibi gözüken bir makyaj hissi veriyor. Bu seri cildi rahatsız eden her türlü faktörden, katkı maddelerinden ya da parfümden bağımsız olarak üretilmiş ve hassas ciltlere uygun olduğu klinik olarak test edilmiş.

Eğer siz de hassas bir cilde sahipseniz The Body Shop’un mineral makyaj serisini incelemek için tıklayın.

Tırnaklarda Yaz Renkleri



Yaz mevsiminin pozitif enerjisini tırnaklarınıza yansıtmak ister misiniz? Cevabınız evetse 2010 yaz modasının canlı renklerdeki ojeleri tam size göre!

Turkuaz

Deniz esintisiyle dinginlik veren turkuaz; yaz modasının en popüler oje rengi! İster ellerinizde isterseniz ayak tırnaklarınızda kullanabilir, bakımlı ve trendi görünmenin keyfini yaşayabilirsiniz.

Esmer, beyaz, kumral, sarışın… Hangi tende olursanız olun turkuaz renkli ojelerin teninizin rengiyle uyumu ilgi çekici olacaktır!

Parmak arası sandaletler, dolgu topuklar, ucu açık ayakkabılarınızdan canlı bir dünyanın izlerini gösterin!

Mor

Asaletin rengi mor; yaz sezonu için seçebileceğiniz popüler oje renkleri arasında bulunuyor. Özellikle beyaz ve kumral tenlere yakışan mor ojeler; elleriniz ve ayaklarınızın güzelliğine güzellik katacak.

Tırnaklarınızda iki renkli ojeler kullanmayı seviyorsanız; mor ve beyaz kombinasyonlarıyla renklendireceğiniz tırnaklarınız muhteşem görünecektir!

Yeşil

2010 modasının askeri tonlarından esinlenen yeşil oje modası; hem kıyafetlerinizle hem de ten renginizle uyumu yakalamak için harika bir fırsat!

Kahverengi, krem, pudra, nude tonlarındaki ayakkabılarınızı giyerken, ayak tırnaklarınıza koyu yeşil tonlarında oje sürmeyi unutmayın!

Beyaz

Her dönemin modası beyaz; 2010 yaz sezonu oje renklerinde de popülerliğini koruyor. İsterseniz tek başına isterseniz mor, turkuaz, yeşil gibi dönemin moda renkleriyle kombinleyip tırnaklarınızda harikalar yaratabilirsiniz.

Beyaz tonlarıyla tırnaklarınıza uygulayabileceğiniz Fransız manikürü; ellerinizin daha zarif görünmesini sağlayacaktır.

Çiçekler

Tırnaklarda koyu zemin üzerine açık renklerde çiçek, yıldız, fiyonk gibi şekiller yapmak bu yıl çok moda! Ayak başparmağı; çiçek uygulamaları için çok uygun… Sandaletlerin arasından süslü tırnaklarınızı göstermek keyif verecektir.

Oje fırçasıyla şekil yapmak için yeteneğiniz yoksa bu trendden uzak kalacağınız anlamına gelmiyor. Kozmetik ürün satışı yapan mağazalardan uygun fiyatlara satın alabileceğiniz tırnak süsleriyle, siz de 2010 yaz modasının canlı etkisini tırnaklarınıza yansıtabilirsiniz.

Kaynak: kadin.tr.msn.com

Kozmetik Ürünlerini Nasıl Saklamalı?



Yapacağınız birkaç kurnazlıkla rujunuzu bitene kadar kullanabilir ya da maskaranızı kurumaktan kurtarabilirsiniz.


BAKIM KREMLERİNİ BUZDOLABINDA SAKLAYIN

Bakım kremlerinin üzerlerinde son kullanma tarihi belirtilmemişse en fazla 30 ay saklanabilir. Peki bu süre içinde kreminizin bozulmasını nasıl önlersiniz? Çok basit; kreminizi buzdolabına koyarak.


MASKARANIZIN KURUMASINI NASIL ÖNLERSİNİZ?

Kurumaya başlayan maskaralar için, maskaranın fırçasına birkaç damla ılık su dökün ya da hint yağı damlatın. Böylece maskaranızın ömrünü uzatabilirsiniz.


RUJUNUZU FIRÇAYLA SÜRÜN

Rujunuzu fırçayla kullanırsanız hem daha iyi sonuç elde edebilirsiniz hem de rujunuzu sonuna kadar kullanabilirsiniz.


OJENİZİ SULANDIRIN

Kuruyan oje şişelerinin içine birkaç damla koruyucu damlatarak ojeyi sulandırabilirsiniz. Böylece oje hem sulanmış, hem de güzel bir parlaklık kazanmış oluyor.


KALEMLERİNİZİ BUZDOLABINA KOYUN

Göz ya da dudak kalemleri, uçları açılırken ziyan edilir. Kırılmaması ve bulaşmaması için kaleminizi önce yarım saat kadar buzdolabında soğutun. Uç sertleştiğinden daha kolay açılacak ve hiç ziyan olmayacaktır.

Kaynak: Cosmoturk.com

Cilt Çatlakları Yok Ediliyor



Doğum yapan kadınların yaşadıkları mutluluktan geriye kalan cilt çatlakları, özellikle yüzde oluştuğunda hayatı kabusa çeviren yara izleri ve tedavisi yok denilen birçok cilt problemi ile başa çıkmak mümkün. “Fotona Fraksiyonel Lazer” tedavisi ile başta kadınlar olmak üzere pek çok kişinin hayatını kabusa çevirebilen cilt sorunların kısa zamanda önüne geçilebiliyor. Ataşehir Memorial Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Aylin Kalayciyan, “Fotona Fraksiyonel Lazer tedavisi ve uygulama alanları” hakkında bilgi verdi.

Cilt Sorunlarına Hızlı Çözüm

Fraksiyonel lazer, ciltteki kollajeni yok etmeye yönelik geliştirilmiş lazer sistemidir. Cilde mozaikleme tarzında nüfus ederek cilt altındaki yıpranmış kollajeni yok etmekte ve taze kollajeni filizlendirmektedir. Böylece üst derideki kök hücreleri aktive edilerek, yeni epitel hücrelerinin yüzeyi örtmesi sağlanır.

Fotona fraksiyonel lazer tedavisi, uygulamanın geniş alanlarda yapılmasına olanak verirken; olağanüstü ve hızlı klinik sonuçları ile hem hastalara hem de doktorlara büyük bir kolaylık sunmaktadır. Bu tedavide gerekli olan enerji cilde özel bir biçimde verilmektedir. Böylece çevre dokuların ısınmasına sebep olmadan, sorunlu olan bölgenin tedavisi sağlanmaktadır.

Ameliyatsız, Acısız Güzellik

Cilt yenileme tedavisi için farklı merkezlerde farklı uygulamalar yapılmaktadır. Ancak bu tip uygulamalarda iyileşme süresi kısayken elde edilen etki düşüktür. Fotona fraksiyonel lazer teknolojisi ile yapılan cilt yenileme tedavisinde ise iyileşme oranı çok yüksektir. Ayrıca hasta bölgenin durumuna göre değişmekle birlikte, tedavi çok kısa sürede sonuç vermektedir. Uygulama sırasında kişi herhangi bir acı hissetmemekte ve anestezi uygulanmadan pek çok cilt problemi giderilmektedir.

Fotona fraksiyonel lazer ile tedavisi mümkün görünmeyen pek çok sorun giderilebilmektedir.

Kullanım alanları:- Damar ve varis tedavisi

- Yüz gençleştirme

- El gençleştirme

- Lekelerin giderilmesi

- Deri tümörlerinin tedavisi

- Yara izi tedavisi

- Cilt çatlakları

- Doğum sonrası oluşan çatlaklar

- Ben tümörlerinin tedavisi

- İstenmeyen tüylerin yok edilmesi

- Kırışıklıkların tedavisi

- Sivilce izlerinin giderilmesi

- Gebelik lekelerinin tedavisi

- Yüz ve vücuttaki gevşeklik ve sarkmaların toparlanması

- Sivilce ve rozase tedavisi

İnce Kırışıklıklara Son

‘Smooth Mode’ teknolojisi çok amaçlı ve yönlü kullanılabilen bir tedavi yöntemidir. İnce kırışıklıkların giderilmesi gibi gençleştirme tedavilerinde etkin olarak kullanılmaktadır. Herhangi bir soyulma işlemi gerçekleşmeden termal enerjinin deri altına iletilmesi sağlanır. Çok hızlı bir şekilde sonuç veren bu tedavi yöntemi sayesinde ince kırışıklıklar giderilmekte ve cildin gençleşmesi sağlanmaktadır.

Yüz Gençleştirme Tedavisi

Güneş ve yaşlanmaya bağlı olarak cilt zamanla yıpranır. Fraksiyonel lazer, yıpranmış kollajeni ince ışınlarla tahrip eder, bağ doku hücrelerinin yeni kollajen üretmesini ve epitelyum hücrelerinin yenilenmesini başlatır. Üst ve altderinin yenilenmesi, cilde daha genç bir görünüm sağlar. 3 seans sonunda başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Tedavi sonrasında cilt daha parlak ve yumuşak görünür. Cildin gerginliği artar, gözenekleri sıkılaşır. Ciltteki renk ve ton farkları azalır.

Yara İzleri 3 Seansta % 50 Azalıyor

Fraksiyonel lazer tedavisi, yaralanma sonrası oluşan izlerin tedavisinde etkindir. Tedavi sonrasında yara izi küçültülür, düzleştirilir ve çevre dokular ile uyumu artırılır. Ortalama 3 seans gibi kısa bir sürede izler %50 civarında azalabilmektedir.

Hamilelik Çatlakları Sorun Olmaktan Çıkıyor

Gebelik sırasında oluşan çatlaklar, pek çok kadın için engellenmesi mümkün olmayan bir sorundur. Ayrıca bu sorunla karşı karşıya kalan kadınların sıklıkla karşılaştığı cümle ise çatlakların tedavisinin mümkün olmadığıdır. Fraksiyonel lazer tedavisi ile çatlaklar küçültülür ve cildin görünümü büyük oranda düzeltilir.

Kaynak: iVillage Türkiye

19 Ağustos 2010 Perşembe

Hamilelikte Cilt Problemleri



Gebelik döneminde hormonal değişiklik, derinin gerilmesi ve ağırlık artışı bazı geçici veya kalıcı değişikliklere neden olur. Bunların bazılarında önlemler alınabilir.


Damar Değişiklikleri


Gebelerde damar genişlemeleri ve dolaşım problemleri sık görülen problemlerdir. Hormonlardaki değişime bağlı olarak gelişen değişikliklerin bir kısmı doğumdan sonra geriler.

Gebelikteki damarsal bir takım değişiklikler;

*Yüzde, kol bacaklarda şişlik, kızarıklıklar

*Soğuk-sıcak duyarlılığının artışı

*Kılcal damarlarda ve varislerde artış

*Hemoroidlerin ortaya çıkması

*Diş eti kanamalarına da yol açan diş etindeki kızarıklık ve belirginleşmeler

*Çeşitli yerlerdeki bölgesel morarmalar

*Damarlarda iltihap ve tıkanma şikayetleri (tromboflebit veya derin ven trombozu) olabilir.


Bu şikayetlerin bir kısmı tamamen problemsiz görülürken, derin ven trombozu gibi bazı durumlara ciddi problemler eşlik edebilir.

Gebelikteki varisler geniş veya kılcal varis şeklinde olabilir. Gebeliğe bağlı geniş varisler bacaklarda, karın bölgesinde ve hatta genital bölgede ortaya çıkabilir.


Kılcal varisler ise morumsu veya kırmızımsı “örümcek ağı” görünümünde vucudun belli dölgelerinde ortaya çıkabilir.

Hormonal etkiye bağlı bu değişiklikler gebelik boyunca devam edip gebelikten sonra genelde gerilemesine rağmen doğumdan sonra bir miktar kalıcı da olabilir. Kılcal varis tedavisinde en etkili yöntemlerden birisi doğum sonrasında uygulanan “Lazer” ile bu ince damarların koagüle edilmesi yani yakılmasıdır.


Cilt Çatlamaları

Hormonal değişikliklere ve derideki gerilmeye bağlı olarak karın, meme, kalça bölgesinde çatlamalar görülebilir. Çatlaklar erken dönemde pembe, mor renkliyken zamanla beyaz renge döner. Doğumdan sonraki erken dönemde yapılan “karboksiterapi” çatlamaların tedavilerinde önemli yararlar sağlar.

Yine gebelik süresince doktorunuzun önerdiği bir takım kremleri kullanmanız gebelik süresince oluşabilecek çatlamalarınızı en aza indirecektir.


Ter ve Yağ bezlerinin Çalışmalarındaki Değişiklikler

Bunlara bağlı olarak bazı egzemalarda, terlemede artış görülebilir. Gebeliğin erken döneminde “akne” şikayeti oluşabilir. Ciltte yağlanma sık bir bulgudur.


Saç ve Tırnak Değişiklikleri

Gebelik ve doğum sonrası döneminde saç ve vücut kılların miktarında değişiklikler olabilir. Genel olarak vücutta özellikle karın bölgesi ve basenlerde tüylenme artışı görülürken, saçlarda gürleşecektir.

Bu hormonal etkiye bağlı durumlar doğumdan sonraki lohusalık döneminde ortadan kalkar ve sonradan çıkan tüyler dökülür. Hatta bu dönemdeki saçın yoğun olarak dökülmesi de gereksiz endişeler yaratabilir.

Bazen tırnaklarda da şekil değişiklikleri görülebilir.


Ciltteki Renk Değişiklikleri

Hormonlardaki değişikliklere bağlı olarak cilt renginde koyuluk ve yüzde lekeler görülür. En çok pigmentasyon artışı (renkteki koyulaşma) meme başı, koltuk altı, genital bölgede görülür. Ayrıca benlerde ve çillerde de koyulaşma görülür.


GEBELİK DÖNEMİNDE SEYRİ DEĞİŞEN DERİ HASTALIKLARI

Gebelikte bir takım cilt hastalıkları daha aktif olarak seyredebilir. Bunlar:


*Atopik dermatit

*Ürtiker

*Sedef hastalığı (Psöriasis)

*Enfeksiyon hastalıkları (bağışıklık sistemindeki değişiklikler özellikle bazı mantar ve virüs haslıklarının şiddetinde artışa neden olur)

*Bağ dokusu hastalıkları

*Metabolik hastalıklar

*Deri tümörleridir.


GEBELİĞİN SEYRİNDE GÖRÜLEN DERİ HASTALIKLARI

Gebelik dermatozları dediğimiz bir grup kaşıntılı deri döküntülerinin olduğu hastalıklardır. Çoğunlukla iyi seyirlidir doğumu izleyen günlerde kendiliğinden kaybolur ancak nadir görülen bazı tiplerine iç organlardaki problemler eşlik eder anne ve bebek için sorun oluşturabilir. Bunların ayırımı için bazı testlerin yapılması gerekir.

Gebelik dermatozlarının sonraki gebeliklerde de tekrarlama ihtimali vardır.

Kaynak: http://www.jinekolognet.com

Kadınlar Neden Aşerer?



Hamilelik esnasında kadınların aşerme’si hemen hepimizin bir şekilde duyduğu bir konudur. Gerçekte ise, bazı kadınlar bu durumu yaşarken, bazıları yaşamaz. Beslenme uzmanları aşermenin, gıdanın kendisine değil, vücutta yarattığı etkiye yönelik olduğunu söylüyorlar. Ayrıca, beslenme şeklinizdeki bir dengesizlikten de ortaya çıkabiliyor. Örneğin tahıl açısından zengin bir diyetle besleniyorsanız, yağ ve tatlılara karşı aşırı bir arzu duymaya başlayabilirsiniz; ya da protein açısından zengin bir beslenme şekli , gene şeker yeme istediğini, bol şeker tüketimi de, tuzlu yeme arzusunu artırabilir.

Pek çok kadın, hamilelik esnasında tat ve koku alma duyularında değişiklik gözlemler. Örneğin, bazı kadınlar hamileliğin ilk safhalarında ağızlarında metalik bir tat olduğundan bahsedebilir. Bu türden değişiklikler de, bazı besinlere duyulan isteği ve diğerlerine duyulan isteksizliği açıklayabilir.

Aşerme, bazı kadınlarda duyguların bilinç seviyesindeki, ya da bilinç altındaki karşılığı şeklinde de ortaya çıkabilir. Örneğin çocukluğunuzda sevdiğiniz bir şeyi yemek isteyebilir, ya da din veya kültürünüzle özel bir bağlantısı olan bir besini tüketmek isteyebilirsiniz. Özellikle de hala aynı çevrede yaşıyorsanız. Alışılagelmedik gıdaları arzulamanız, hamile olmak gibi özel bir duruma dikkat çekmek için kullandığınız size özel bir yol olabilir.

Beslenmede çelişkiler:

Gebelik esnasında yaşanan aşerme durumu bazen etik problemlere de sebep olabilir. Örneğin pek çok vejetaryen kadında ete olan isteğin arttığı gözlemlenmiştir. Hamilelikte vücudun proteine olan ihtiyacı artar. Belki de bu nedenle bu tür bir arzu, vücudun gönderdiği bir mesaj olarak algılanabilir. Buna cevap olarak bazı kadınlar sadece hamilelik boyunca da olsa et yemeye başlarken, bazıları da balık ve baklagillerle bu açığı kapamaya çalışırlar. Daha çok yumurta ve peynir yiyip, süt içmek de aldığınız proteini artırmanın iyi bir yoludur.

Aşerme`den bahsederken, çikolatadan bahsetmemek olmaz. Hamilelikte çokça arzulanan çikolata, vücutta karmaşık biyokimyasal tepkimelere sebep olabilir. Çikolata, özellikle de bitter çikolata, zengin bir magnezyum ve demir kaynağıdır. Bu nedenle, eğer canınız çikolata çekiyorsa, bu hafif bir kansızlığın belirtisi olabilir. Bu mineralleri içeren daha tatlı gıdalar, magnezyum için hurma, incir, yemişler; demir için de kırmızı et, yumurta, fasulye ve yulaftır.

Çikolata yemek, beyinde kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan kimyasalların salgılanmasını sağlar. Ayrıca bir anda şeker yüklemesi de yaptığından, kendinizi yorgun ve depresif hissediyorsanız, kısa zamanda daha iyi hissetmenizi sağlar. Ancak çoğu çikolatada fazlaca katkı maddesi bulunduğundan, organik çikolatayı tercih etmek, ya da daha sağlıklı bir alternatif bulmak iyi olabilir.

Kendinizi iyi hissetmek için yapabileceğiniz bir diğer şey de, düzenli egzersiz ve rahatlama teknikleridir. Ayrıca, depresyondaysanız bir terapiste de başvurabilirsiniz. Probleminiz aşermek değil de, bazı besinlere isteksizlik duymak olabilir. Beslenme planınız pek çok farklı besini içereceğinden, bu çok büyük bir problem yaratmayacaktır. Ancak eğer beslenmeniz açısından değerli besleyenler içeren bir gıdaya karşı isteksizlik duyarsanız, bunun yerini alabilecek başka bir gıda bulmaya çalışın. Böylece herhangi bir vitamin ve mineral eksikliği söz konusu olmaz.

Hamilelik sırasında, aşerme`nin aksi bir durum da meydana gelebilir. Yani kahve ve alkol, ya da kızartma gibi bazı yiyecek ve içeceklere karşı isteksizlik oluşabilir. Bu, çoğunlukla mide bulantıları sebebiyle olur. Tüm bunların yanı sıra ortaya çıkabilecek bir diğer durum da tıpta pika olarak adlandırılmaktadır. Pika, yenilebilir olmayan, sabun, macun, toprak gibi maddeleri yeme arzusudur.

Ne yapabilirim?

Aşerdiğinizde, arzu duyduğunuz gıdayı yemekte sakınca yoktur. Ancak önemli olan bunu abartmamaktır. Eğer tek bir besinden bol miktarda tüketirseniz, muhtemelen diğer yemeniz gerekenleri yemiyorsunuz demektir. Bu da, zaman içerisinde ihtiyacınız olan besleyenleri alamamanıza sebep olabilir. Bir hafta kadar bir beslenme günlüğü tutup, ne kadar dengeli beslendiğinizi inceleyin . Eğer diyetiniz yetersizse, doktorunuza danışın.

Eğer aslında yenmeyecek şeylere karşı bir ilgi görürseniz, bunları yeme isteğinizi bastırmaya çalışın ve kendinizi yenebilir bir besinle ödüllendirin. Kendinize pika durumunun geçeceğini ve endişelenmemeniz gerektiğini söyleyin. Ancak bu durumun sizi iyice rahatsız ettiğini hissederseniz, o zaman doktorunuza danışın. Bazen pika, altta yatan başka bir fiziksel ya da akli rahatsızlığın göstergesi olabilir.

Kaynak: iVillage Türkiye

Hamileliğinize Keyif Katacak 10 Şey



Hamilelik insanın kendini başka bir boyutta hissettiği bir dönemdir. Aşağıda yer alan listeden kendinize küçük keyifler çıkarabilirsiniz…


1- İşte sonunda hamilesiniz! Eşiniz ile bu mutlu haberi nasıl paylaşacağınızı düşünün.Gözlerinin içine bakarak ‘‘baba olacaksın’’ demek yerine,ona farklı ve şaşırtıcı sürprizler hazırlayın ve bu mutlu anı en güzel şekilde değerlendirin.


2- Aileniz ve bazı akrabalarınıza bu müjdeyi vermek için evde hafif yemeklerden oluşan şık bir sofra hazırlayın. Hep beraber eğlenceli bir akşam geçirin.


3- Birkaç gününüzü kız arkadaşlarınıza ayırın.Kız kıza gezin,eğlenin,sinemaya gidin.Güzel bir yemek programı da hoş olabilir…


4- Hamileliğiniz ağırlaşmadan eşinizle tatile çıkın.Hatta birkaç hafta sonu küçük kaçamaklar yapın.İlerleyen dönemlerde zaten uzun bir süre eşinizle başa başa tatile çıkamayabilirsiniz…


5- Bol bol uyuyun…Uykunuz geldiği zaman direnmeyin uyuyun…Bebeğiniz olduğunda bu kadar rahat uyuyamayabilirsiniz…


6- Bilindiği gibi,rahim içindeki bebek 24. haftadan itibaren dış dünyadaki sesleri duymaya, kaydetmeye ve yorumlamaya başlar. Müzik doğru seçildiğinde bebeğin ruhsal gelişimine yardımcı olur.Bebeğinizle kendinize özel zaman ayırın müziğin beraberce keyfini çıkarın…


7- Bebeğiniz için özel bir defter hazırlayın.İçine sizin,eşinizin,ailelerinizin resimlerini koyun,yaşantınızı,arkadaşlarınızı ve bebeğiniz hakkında söylemek istediklerinizi fotoğraflar ve yazılarla anlatın.


8- Eşinizle beraber bebeğin odasını hazırlayın.Kendinizi alışveriş oluşturun ve yavaş yavaş zaruri şeylerden başlayarak ihtiyaçları giderin.


9- Bu arada artık çok şık hamile kıyafetleri var.Hamileliğinizi aynalardan uzak durarak ve iki kıyafetle bitirmeyin.Bu özel döneminiz için bir gardırop hazırlayın kendinize…Ayrıca vücut sağlığınız için özel olarak hamileler için üretilmiş Shuma Hamile Terlikleri’ni kullanabilirsiniz. Shuma hamile terlikleri patentli alçak topuk ,yüksek burun tasarımı ile vücudunuzun ağırlık merkezini dengeler ve vücudunuzda ki baskıyı ortadan kaldırır.


10- Okuyun…Çocuk sahibi olmak,bebek büyütmekle ilgili bol bol kitap okuyun ve dergi okuyun.Sonrasında bu kadar kolay zaman bulamayabilirsiniz…

Kaynak: Anneyim.org