hamilelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hamilelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ağustos 2010 Perşembe

Hamilelikte Cilt Problemleri



Gebelik döneminde hormonal değişiklik, derinin gerilmesi ve ağırlık artışı bazı geçici veya kalıcı değişikliklere neden olur. Bunların bazılarında önlemler alınabilir.


Damar Değişiklikleri


Gebelerde damar genişlemeleri ve dolaşım problemleri sık görülen problemlerdir. Hormonlardaki değişime bağlı olarak gelişen değişikliklerin bir kısmı doğumdan sonra geriler.

Gebelikteki damarsal bir takım değişiklikler;

*Yüzde, kol bacaklarda şişlik, kızarıklıklar

*Soğuk-sıcak duyarlılığının artışı

*Kılcal damarlarda ve varislerde artış

*Hemoroidlerin ortaya çıkması

*Diş eti kanamalarına da yol açan diş etindeki kızarıklık ve belirginleşmeler

*Çeşitli yerlerdeki bölgesel morarmalar

*Damarlarda iltihap ve tıkanma şikayetleri (tromboflebit veya derin ven trombozu) olabilir.


Bu şikayetlerin bir kısmı tamamen problemsiz görülürken, derin ven trombozu gibi bazı durumlara ciddi problemler eşlik edebilir.

Gebelikteki varisler geniş veya kılcal varis şeklinde olabilir. Gebeliğe bağlı geniş varisler bacaklarda, karın bölgesinde ve hatta genital bölgede ortaya çıkabilir.


Kılcal varisler ise morumsu veya kırmızımsı “örümcek ağı” görünümünde vucudun belli dölgelerinde ortaya çıkabilir.

Hormonal etkiye bağlı bu değişiklikler gebelik boyunca devam edip gebelikten sonra genelde gerilemesine rağmen doğumdan sonra bir miktar kalıcı da olabilir. Kılcal varis tedavisinde en etkili yöntemlerden birisi doğum sonrasında uygulanan “Lazer” ile bu ince damarların koagüle edilmesi yani yakılmasıdır.


Cilt Çatlamaları

Hormonal değişikliklere ve derideki gerilmeye bağlı olarak karın, meme, kalça bölgesinde çatlamalar görülebilir. Çatlaklar erken dönemde pembe, mor renkliyken zamanla beyaz renge döner. Doğumdan sonraki erken dönemde yapılan “karboksiterapi” çatlamaların tedavilerinde önemli yararlar sağlar.

Yine gebelik süresince doktorunuzun önerdiği bir takım kremleri kullanmanız gebelik süresince oluşabilecek çatlamalarınızı en aza indirecektir.


Ter ve Yağ bezlerinin Çalışmalarındaki Değişiklikler

Bunlara bağlı olarak bazı egzemalarda, terlemede artış görülebilir. Gebeliğin erken döneminde “akne” şikayeti oluşabilir. Ciltte yağlanma sık bir bulgudur.


Saç ve Tırnak Değişiklikleri

Gebelik ve doğum sonrası döneminde saç ve vücut kılların miktarında değişiklikler olabilir. Genel olarak vücutta özellikle karın bölgesi ve basenlerde tüylenme artışı görülürken, saçlarda gürleşecektir.

Bu hormonal etkiye bağlı durumlar doğumdan sonraki lohusalık döneminde ortadan kalkar ve sonradan çıkan tüyler dökülür. Hatta bu dönemdeki saçın yoğun olarak dökülmesi de gereksiz endişeler yaratabilir.

Bazen tırnaklarda da şekil değişiklikleri görülebilir.


Ciltteki Renk Değişiklikleri

Hormonlardaki değişikliklere bağlı olarak cilt renginde koyuluk ve yüzde lekeler görülür. En çok pigmentasyon artışı (renkteki koyulaşma) meme başı, koltuk altı, genital bölgede görülür. Ayrıca benlerde ve çillerde de koyulaşma görülür.


GEBELİK DÖNEMİNDE SEYRİ DEĞİŞEN DERİ HASTALIKLARI

Gebelikte bir takım cilt hastalıkları daha aktif olarak seyredebilir. Bunlar:


*Atopik dermatit

*Ürtiker

*Sedef hastalığı (Psöriasis)

*Enfeksiyon hastalıkları (bağışıklık sistemindeki değişiklikler özellikle bazı mantar ve virüs haslıklarının şiddetinde artışa neden olur)

*Bağ dokusu hastalıkları

*Metabolik hastalıklar

*Deri tümörleridir.


GEBELİĞİN SEYRİNDE GÖRÜLEN DERİ HASTALIKLARI

Gebelik dermatozları dediğimiz bir grup kaşıntılı deri döküntülerinin olduğu hastalıklardır. Çoğunlukla iyi seyirlidir doğumu izleyen günlerde kendiliğinden kaybolur ancak nadir görülen bazı tiplerine iç organlardaki problemler eşlik eder anne ve bebek için sorun oluşturabilir. Bunların ayırımı için bazı testlerin yapılması gerekir.

Gebelik dermatozlarının sonraki gebeliklerde de tekrarlama ihtimali vardır.

Kaynak: http://www.jinekolognet.com

Hamileliğinize Keyif Katacak 10 Şey



Hamilelik insanın kendini başka bir boyutta hissettiği bir dönemdir. Aşağıda yer alan listeden kendinize küçük keyifler çıkarabilirsiniz…


1- İşte sonunda hamilesiniz! Eşiniz ile bu mutlu haberi nasıl paylaşacağınızı düşünün.Gözlerinin içine bakarak ‘‘baba olacaksın’’ demek yerine,ona farklı ve şaşırtıcı sürprizler hazırlayın ve bu mutlu anı en güzel şekilde değerlendirin.


2- Aileniz ve bazı akrabalarınıza bu müjdeyi vermek için evde hafif yemeklerden oluşan şık bir sofra hazırlayın. Hep beraber eğlenceli bir akşam geçirin.


3- Birkaç gününüzü kız arkadaşlarınıza ayırın.Kız kıza gezin,eğlenin,sinemaya gidin.Güzel bir yemek programı da hoş olabilir…


4- Hamileliğiniz ağırlaşmadan eşinizle tatile çıkın.Hatta birkaç hafta sonu küçük kaçamaklar yapın.İlerleyen dönemlerde zaten uzun bir süre eşinizle başa başa tatile çıkamayabilirsiniz…


5- Bol bol uyuyun…Uykunuz geldiği zaman direnmeyin uyuyun…Bebeğiniz olduğunda bu kadar rahat uyuyamayabilirsiniz…


6- Bilindiği gibi,rahim içindeki bebek 24. haftadan itibaren dış dünyadaki sesleri duymaya, kaydetmeye ve yorumlamaya başlar. Müzik doğru seçildiğinde bebeğin ruhsal gelişimine yardımcı olur.Bebeğinizle kendinize özel zaman ayırın müziğin beraberce keyfini çıkarın…


7- Bebeğiniz için özel bir defter hazırlayın.İçine sizin,eşinizin,ailelerinizin resimlerini koyun,yaşantınızı,arkadaşlarınızı ve bebeğiniz hakkında söylemek istediklerinizi fotoğraflar ve yazılarla anlatın.


8- Eşinizle beraber bebeğin odasını hazırlayın.Kendinizi alışveriş oluşturun ve yavaş yavaş zaruri şeylerden başlayarak ihtiyaçları giderin.


9- Bu arada artık çok şık hamile kıyafetleri var.Hamileliğinizi aynalardan uzak durarak ve iki kıyafetle bitirmeyin.Bu özel döneminiz için bir gardırop hazırlayın kendinize…Ayrıca vücut sağlığınız için özel olarak hamileler için üretilmiş Shuma Hamile Terlikleri’ni kullanabilirsiniz. Shuma hamile terlikleri patentli alçak topuk ,yüksek burun tasarımı ile vücudunuzun ağırlık merkezini dengeler ve vücudunuzda ki baskıyı ortadan kaldırır.


10- Okuyun…Çocuk sahibi olmak,bebek büyütmekle ilgili bol bol kitap okuyun ve dergi okuyun.Sonrasında bu kadar kolay zaman bulamayabilirsiniz…

Kaynak: Anneyim.org

Hamilelikte ayakkabı seçimi



Kıyafet gibi günlük yaşamda ayakkabı seçimi de hamileler için önemlidir.

Gebelikte vücudun yük dağılımının bozulması, oluşan ödem ve ayak ağrılarının bu tabloya eklenmesi, ayakkabı seçimini daha önemli kılıyor.


Hamilelerde ayakkabının 5 cm’den yüksek ya da sıfır topuk olması da sakıncalı.


Bahar aylarında ayak rahatsızlıklarının asgari olması için ayakkabıların ve terliklerin rahat, geniş ve yumuşak özel tabanlı seçilmesinde fayda var. Keyifli bir gebelik dönemi için hamilelere özel olarak tasarlanmış hamile terliklerini kullanabilirsiniz. Bu tip terlik ve ayakkabılar patentli alçak topukları, yüksek burun tasarımı ile vücudunuzun ağırlık merkezini dengeler ve vücudunuzdaki baskıyı ortadan kaldırır.


Ödeme karşı öneriler

Hamile bir kadının damarlarında dolaşan kan hacmi yaklaşık %50 daha fazladır. Artan kan hacmiyle birlikte damarlarda da bir miktar genişleme olduğundan fazla olan sıvının bir kısmı doku içinde hücrelerin arasında birikir. Bu duruma ödem adı verilir. Şişlik olarak tanımlayabileceğimiz ödem, hamile kadınların hemen hemen hepsinde belirli bir dereceye kadar görülür ve yaklaşık %75 kadında şikayet yaratacak boyuttadır.


Bahar aylarında hamileler ödeme karşı bol su içmelidirler. Sanılanın aksine şişlik durumunda su içmek şişliği artırmaz tam tersine azaltır. Önemli olan su içmeyi kısıtlamak değil vücuttaki suyu hareket ettirmektir. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içmelisiniz.


Yine ödeme karşı ayaklarınızı havaya kaldırabilirsiniz. Gün içinde fırsat bulduğunuzda ayağınızı bir sandalye ya da benzeri nesnenin üzerine koyarak bir süre havaya kaldırın. Bunu her fırsatta yapmaya çalışın.


Otururken bacak bacak üstüne atmayın. Eğer çalışıyorsanız akşamları evde mümkün olduğunca uzun oturun. Ayaklarınızı sarkıtarak oturmayın.


Kaynak: www.anneyiz.biz

Hamileler de tatil yapabilir



Hamileyim deyip kendinizi kısıtlamayın! Uzmanlar güneşin fazla olmadığı saatlerde yüzmeyi tavsiye ediyor.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İnci Öz, tatile çıkacak olan hamilelere, “güneşin fazla olmadığı saatlerde yüzmeleri, deniz ya da çok yoğun olmayan havuzları tercih etmeleri” konusunda uyardı.


İnci Öz, yaptığı açıklamada, gebelerin tatil için hava sıcaklığı ve nemin çok yoğun olmadığı, tam teşekküllü sağlık kuruluşlarına kolay ulaşılabilecek yerleri seçmeleri gerektiğini ifade etti.


Gebelikte tatilin, uygun ortam ve koşullar sağlanması halinde çok rahat geçebileceğini vurgulayan Öz, şu önerilerde bulundu:


“Güneşin fazla olmadığı saatlerde yüzün. Deniz veya çok yoğun olmayan havuzları tercih edin. Güneşte fazla kalmayın. Sabah erken ve akşam saatlerinde çok yorucu olmayacak şekilde uzun yürüyüşler yapın. Hayvansal ve bitkisel proteinler ile sebze ve meyve ağırlıklı beslenin. Az ve sık yiyin, günlük sıvı alımını da 3-4 litreye kadar artırın.”


İnci Öz, hamilelere, çok yoğun ve karbonhidrat ağırlıklı besinler ve aletle yapılan su sporlarından uzak durmaları uyarısında da bulunarak, yüksek koruma faktörlü güneş koruyucularının da mutlaka kullanılması gerektiğini söyledi.


Öz, tatile çıkmadan önce ve dönüşte yapılması gereken gebelikle ilgili değerlendirme ve tetkiklerin de aksatılmamasını önerdi.


Kaynak: Milliyet.com.tr

Mucize Yaratmak



Büyüyen bebeğinizle ilgili birçok mucize var. İşte bilmeniz gereken 14 gerçek…


1. Milyonda bir gerçeğini unutun çünkü bebeğiniz aslında çok daha fazla, tam 250 milyon spermden biri. Bu eşinizin vücudunda üreyen sperm sayısı. Sadece bir spermin bile yumurtayı döllemeye yettiğini biliyor muydunuz?


2. Hamileliğinizin 22. gününden itibaren bebeğinizin kalbi atmaya başlar. Kalbi sadece bir tohum tanesi büyüklüğünde olur. Hamileliğiniz süresince kalbi iki katı daha hızlı atmaya devam eder. Birinci trimester’ınızın sonunda kalbi dakikada 157 kez atar.


3. 6. haftada bebeğiniz büyümeye başlar. Yüzü ve üreme organları bir börülce tanesi büyüklüğünde olur.


4. 9. ve 12. haftalar arasında bebeğinizin saçları, kirpikleri gelişmeye başlar. Ayrıca bütün vücudunu kaplayan ayva tüyleri oluşur. Bu tüyler miniğinizin vücudunu sıcak tutmaya yarar.


5.13. haftadan itibaren başlıca organları şekillenmeye ve çalışmaya başlar. Ama ultrasona bakıldığında belki şaşıracaksınız, bebeğiniz hala yumruğunuz büyüklüğünde olur.


6. 17. haftadan itibaren bebeğinizin parmak izleri belirginleşir. Hayatı boyunca değişmeyecek olan parmak izine sahip olur.


7. 18. haftadan itibaren bebeğiniz karnınızın içinde takla atmaya başlar. Eğer bu sizin ilk bebeğinizse bu hareketleri rahminize doğru hissedersiniz.

8. Yoğun bir şekilde çalışan plasentanız kanın % 35′ini vücudunuza pompalar. Dakikada 500 mililitre kan pompalanır.


9. 20. haftalardan itibaren bebeğiniz günde üç yemek kaşığını dolduracak kadar idrar çıkarmaya başlar. Bebeğinizin idrarı yuttuğu amniotik sıvısından oluşur. Bu da günde 2 litreyi bulur.


10. 24. haftada bebeğinizin kulakları gelişmeye başlar. Rahmin içindeki ve dışındaki sesleri duyabilir. Ama özellikle sizin sesinizi duyar ve sesinizi duyduğunda sakinleşir.


11. Gözleri ilk kez 26. haftada açılır. Ama karanlıkta görebileceği çok fazla bir şey olmaz.


12. Üçüncü trimester’ınız boyunca bebeğiniz günde 1,5 gram kadar kilo alır.


13. 32. haftadan itibaren vücudunu oldukça hassas olur. Bazen acı bile hissedebilir.


14. Hamileliğinizin sonunda rahminizin normal şeklini alması için metabolizmanız hızla devreye girer.


Kaynak: www.motherandbaby.com.tr

Bebeğin Görme Gelişimi Hamilelik Sırasında Başlıyor



Bebeğin görme gelişimi hamilelik sırasında başlıyor. Dolayısıyla kendi vücudunuzun bakımına hamilelik sırasında verdiğiniz önem, bebeğinizin göz ve beyindeki görme merkezleri dahil olmak üzere tüm bedensel ve zihinsel gelişimi için çok önemli.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanınızın gebelik esnasındaki beslenme ve destek ilaçlar ile nasıl dinlenmeniz gerektiği talimatlarını doğru bir şekilde uyguladığınızdan emin olmalısınız. Gebelik sırasında sigara ve alkol kullanımından kaçının. Bu maddelerin toksinleri ciddi görme sorunları dahil bebeğiniz için birçok başka problemlere neden olabilir.

Sigara dumanı potansiyel olarak insana zarar verebilecek yaklaşık 3.000 farklı kimyasal ve özellikle karbon monoksit olarak bilinen ölümcül bir toksin içerdiği için özellikle gebelik sırasında çok zararlıdır.

Hatta normal şartlarda sık kullanılan aspirin gibi ilaçlar bile hamilelikte risklidir. Zira doğum esnasında düşük doğum ağırlıklı bebeklere ve başka birçok probleme neden olabilir. Düşük doğum ağırlığı bebeklerde görme problemleri riskini artırmaktadır. Gebelikte annenin geçirdiği kızamıkçık gözlerde hasarlara yol açmaktadır.

Doğum Sonrasında Görme Gelişimi

Doğumdan kısa bir süre sonra, doğum ve çocuk doktorları bebeğinizin gözlerini doğuştan katarakt veya diğer ciddi yeni doğan göz sorunları açısından kısaca incelerler. Her ne kadar bu tür göz problemleri nadirse de bunların erken tespiti ve tedavileri çocuğun görme gelişiminin düzgün tamamlanabilmesi için önemlidir.

Bebek doğar doğmaz, antibiyotikli bir göz merhemi genellikle yeni doğanın gözlerine doğum kanalından bulaşabilecek bir bakteri enfeksiyonunu önlemek için uygulanır.

Doğumdan hemen sonra, bebeğiniz sadece siyah beyaz ve gri tonlarında görür. Görmeyi kontrol eden retina ve beyindeki sinir hücreleri tam olarak gelişmemiştir. Ayrıca yenidoğan bir bebeğin gözleri yakın nesneler üzerine baktığında odaklama yeteneğine sahip değildir. Bu nedenle yakına baktığında, özellikle sizin yüzünüze odaklanmıyormuş gibi hissederseniz sakın endişelenmeyin. Bu durum sadece zaman alır ve düzelir.

Bu görsel eksikliğe rağmen, araştırmalar doğumdan birkaç gün içinde bebeklerin annelerinin yüzlerine bir yabancıya bakarmış gibi baktıklarını göstermektedir. Araştırmacılar bebeğin annenin yüzündeki yüksek kontrast hatlarını (yani saç ve yüzün birleştiği sınırlar gibi) tercih ederek baktıklarına inanmaktadırlar. Bu çalışmalar, eğer annenin başına bone veya eşarp gibi sınırları maskeleyici başlıklar takılırsa, bebeğin annenin yüzüne bakma tercihinin ortadan kalktığını göstermektedir.

Bu yüzden yeni doğan çocuğun görsel etkileşimi teşvik etmek için saç stilinizi aynı tutun ve görünümünüzü değiştirmekten kaçının.

Yenidoğan bebeğinizde fark edeceğiniz en önemli şey gözlerinin ne kadar büyük olduğudur. Bunun nedeni bebeğin gelişiminin başından aşağı doğru olmasıdır. Doğumda, bebeğin gözleri zaten erişkindekinin yüzde 65’i boyutundadır.

Kaynak: www.anneyiz.biz

Göğüs Çatlaklarına Son



Anne adayı ve annenin ortak şikayeti olan göğüs çatlaklarının nedenleri, korunma yolları ve tedavisi.


Konu çatlaklar olduğunda bir kadını, başka bir kadından daha iyi kimse anlayamaz. Hemen hemen kadınların tümü, vücutlarının çeşitli yerlerinde oluşmuş çatlaklardan şikayetçi. Bu yazıda özellikle kadınların önem verdiği göğüs dekoltesinin düşmanı göğüs çatlaklarını ele alıyoruz.


Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için Flavius Sağlık ve Güzellik Merkezi’nden Medikal Estetik Doktoru Uz. Dr. Sinan İbiş’le görüştük. Göğüs çatlaklarının gelişeceği bölgede, ilk olarak göğüs bölgesindeki ciltte gerilmeye bağlı kaşıntı ve karıncalanma hisleri duyulur. Ardından da pembe çizgiler belirmeye başlar. Bu dönemde çatlakların gelişmesini önleyici tedbirler almak, bu pembe çizgileri tamamen ortadan kaldırabilir.


Önlem Almak

Çatlaklar, cildin aşırı gerilmeden dolayı yırtılmaya karşı ciltte oluşturduğu bantlar. Anlayacağınız bir onarım şekli. Özellikle cildin gerilmesine neden olacak durumların yaşandığı dönemlerde nemlendirici kozmetikleri düzenli kullanmak işe yarar.


Tedavi Yöntemleri

Yapılması gereken öncelikli tedavi, çatlak bölgesindeki elastikiyeti geliştirmek. Bunun için fototerapiler, lazer terapiler, metotlu karboksiterapiler, vakum terapiler, yüksek oranlı meyve asitlerinin uygulanması gibi birçok terapi türü genellikle birlikte gerçekleştirilir. Özellikle Nlite V lazer tedavisinde tedavi sonuçları çok daha başarılı. Elastikiyetin artırılmasına yönelik metotlu karboksiterapide önemli olan, gazın milyonlarca küçük baloncuklar halinde dokulara gönderilmesiyle dokularda esnemeyi sağlayacak elastin ve kolajen oluşumunun uyarılması.


İşte bu nedenle az sayıda bu özelliği olan karboksiterapi cihazları bu tedavide başarılı olabilir. Çatlak çizgilerinin hacimlerinin küçültülmesiyse ikinci sırada yapılması gereken işlem. Bunun içinse Nlite V lazer veya mikropeeling denilen yöntemlerle çatlakları oluşturan izlerin hacimleri küçültülür. Daha az orandaysa karboksiterapiler ve vakumterapiler kullanılır. Çatlakların üzerini örten deforme, ince ve parlak cildinse olabildiğince diri hale getirilmesi son aşamayı oluşturur. Bunun içinse çeşitli elektriksel yöntemler, meyve asitleriyle peelingler ve kozmetik bakım uygulamak gerekir.


Ne Zaman Başlanmalı?

Hamilelik ve süt verme dönemleri dışında her zaman, uzmanın uygun göreceği tedavilerin yapılması mümkün. Göğüs çatlaklarının oluşma zamanından hemen sonra gerçekleştirilen tedavilerde, sonuçlar daha başarılı. Hamilelik ve süt verme dönemindeyse genellikle koruyucu önlemleri almak ve klinik tedavileri ertelemek gerekir.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Hamilelikte bu ilaçlara dikkat



Alerji için kullanılan birçok ilaç doğumsal anomalilere yol açar. Gebeliğin ilk üç aylık döneminde bu ilaçların kullanılmaması ve doktora danışılması gerekir...

- Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçları kullanmadan önce hekime danışmalısınız. Gerekli durumlarda asetominofen türevi ilaçlar kullanılabilir.

- Öksürük için kullanılan birçok ilacın da gebelikte güvenilirliği konusunda kesin bilgiler yoktur. Özellikle gebeliğin ilk üç ayında bu ilaçları kullanmaktan kaçınmak gerekir.

- Mide ekşimesi ve hazımsızlık için kullanılan ilaçların gelişmekte olan bebek üzerinde olumsuz etkileri gösterilmemiştir. Bu ilaçlar hekime danışılarak kullanılabilir.

- Mide bulantısı için kullanılan ilaçlardan mümkün olduğu kadar sakınmak gerekir. Bunlar gelişmekte olan bebeğin iskelet, dolaşım ve sindirim sisteminde anormalliklere neden olabilir.

- Kabızlık için kullanılan ilaçlar ancak doğal önlemler ile barsak problemlerinin çözülemediği durumlarda hekime danışarak kullanılabilir.

- Yüzeysel olarak kullanılan kaşıntı giderici, lokal anestezik gibi ilaçlar sistemik alınmadığı sürece gelişmekte olan bebeğe zarar vermez, ancak hekime danışarak kullanılmalıdır.

- Birçok kadının menstrual kanama bittikten sonra kullandığı vajinal duşlar, birçok hekim tarafından gebelik dışında da kullanımları önerilmeyen ürünlerdir. Bunlar gebelik öncesi dönemde kullanıldığında enfeksiyon riskini ve düşük ihtimalini artırır. Bu duşların bir kısmı embriyoya toksik olabilecek maddeler içerdiğinden doğum kontrol yöntemi uygulanmadığı dönemlerde kesinlikle kullanılmamalıdır.

Gebelik öncesi ilaçları
Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi sorumlu doktoru Op.Dr. Seval Taşdemir gebelik öncesinde sağlık sorunlarına bağlı ilaç kullanan anne adayları hakkında düşüncelerini şöyle ifade etti: "Hipertansiyon, şeker hastalığı ve epilepsi (sara) gibi sürekli ilaç kullanımını gerektiren durumlarda doğum kontrol uygulaması kesilmeden önce, gebelik döneminde anne adayının önceden varolan sağlık probleminin tedavisine nasıl devam edileceği belirlenmelidir. Gebelik öncesinde kullanılan ilaçların birçoğu gebelik döneminde kullanılamaz. Gebelik dönemi anne adayının kullandığı birçok ilacın dozunun tekrar ayarlanmasını gerektirir. Anne adayını gebelik öncesindeki sağlık problemi sebebi ile takip eden doktor ve gebeliği takip edecek olan jinekolog beraber değerlendirmeli ve gebeliği süresince beraber takip etmelidir."

29 Temmuz 2010 Perşembe

Hamilelik çatlakları nasıl önlenir?



Hamileliğiniz süresince vücudunuzda bir takım değişimlerin olması normal. Bebeğiniz büyürken sizin bedeninizde de değişmeler söz konusu olacak. Kilo alımı ve bebeğin içinde gelişeceği rahmin yeterli büyüklüğe ulaşması bu değişimlerdendir. Normalde bir armut büyüklüğü olan rahmin, doğum zamanı yaklaştıkça iri bir karpuz kadar büyümesi elbette onu çevreleyen cilt üzerinde de etki yaratır. Elastik bir yapıda olan cildimizi doğum sonrası eski görünümüne kavuşturmak için bazı önlemler almak mümkün.


Hamilelikte oluşan çatlakların nedeni nedir?


Hamilelikte oluşan çatlakların nedenleri: Hormonal değişim, derinin gerilmesi ve kilo artışına bağlıdır. Ani ya da olması gerekenden daha fazla kilo alanlarda çatlaklar daha yoğun olarak görülür. Bu faktörlerin etkisi ile ciltte elastikiyet sağlayan liflerde incelme gözlenir. Çatlaklar erken dönemde pembe-mor renkliyken zamanla beyaz renge döner.


Vücudun hangi bölgelerinde daha çok oluşur?


Karın, göğüs, uyluk, bel ve kalça bölgelerinde daha yoğun olmak üzere tüm vücutta çatlaklar oluşabilir.


Doğumdan önce görülürler mi? Yoksa doğumla birlikte mi fark edilirler?


Doğumdan önce genellikle fark edilirler. Özellikle gebeliğin son 3 ayında herhangi bir dönemde görülebilir.


Özellikle karnın alt bölgelerinde oluşan kaşıntı hissi çatlamalarla mı ilgilidir?


Ciltte oluşan çatlamalar öncesinde kaşıntı olabilir. Ancak bu kaşıntılar yalnız çatlamalara bağlı olmayıp tüm gebelik süresince farklı nedenlerden dolayı da oluşabilir. Bunlar da bazen hekime başvurmayı gerektirecek kadar yoğun olabilir.


Hamilelik çatlakları kalıcı mıdır? Tamamen engellemek mümkün mü?


Erken dönemde uygulanacak bazı tedavi uygulamaları ile çatlaklar hafifletilebiliyor. Hamilelik çatlaklarını tamamen engellemek mümkün değil. Ancak derinin nemini, yağını artıran elastikiyetini koruyan genellikle lokal kullanılan bir takım ürünlerle olabildiğince az oluşması sağlanabilir. Bunun dışında; gebeliği esnasında bol su içmek, sebze ve meyve tüketimine dikkat etmek faydalı olabilir. Gebelik öncesinde spor yapanlarda ve sigara içmeyenlerde çatlaklar daha az görülür.


Cilt tipine göre çatlak oluşumu değişir mi?


Genetik yapı çatlak oluşumunu belirleyen cok önemli bir faktördür. Gebelikte hiçbir ürün kullanmamasına rağmen çatlak oluşmayan kişiler olabildiği gibi, çok özen gösterdiği halde yoğun çatlakları oluşan kişileri de görebiliriz.


Özetle, öncelikle çatlakların genetik yapıyla ilgili olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak pek çok faktörün var olan durumu artırıp azaltabileceğini de unutmamak gerekir. Sadece gebelik esnasında değil, öncesinde de yaşam tarzımız, beslenme alışkanlıklarımız önem arz eder. Ancak gebelikle birlikte bol su tüketmek, sebze-meyve yemek, uykularımıza dikkat etmek, sigara, çay ve kahveden uzak durmak mutlaka dikkat edilmesi gereken durumlardır. Bununla birlikte özellikle gebeliğin başından itibaren cilt nemini sağlayacak ürünler, 20. haftadan itibaren de hekiminizin önereceği çatlak oluşumunu engelleyen özel ürünler kullanmak çatlak oluşumunu olabildiğince engelleyebilir.


Hamilelikten itibaren bebe ya da badem yağıyla yapılacak masajlar deri çatlaklarını engeller mi?


Bedeninizdeki değişimler her ne kadar yavaş yavaş gerçekleşse de bu değişimin doğum sonrasını daha az etkilemesi için hamilelikte gereğinden fazla kilo almamak ve genişleyen deriye yağlı masajlar yaparak kalıcı hasarı azaltmak önerilir. Bu konuda bebe yağları ve badem yağını öneriyoruz, elbette her gün bir yenisi geliştirilen kozmetik kremleri de uygulamak mümkün, özellikle gebeliğe bağlı çatlakların oluşmasını engellemek amacıyla gebeliğin başından itibaren derinin esnekliği artırılabilirse, oluşacak hasar en aza indirilebilir. Tabii burada derinin özellikleri de söz konusu; çünkü genetik etkiler daha fazla çatlamaya neden olabiliyor. Yine de yağlı masajdan vazgeçmemek gerek. Sarkmalar bir ölçüde egzersizle önlenebilir. Bölgesel biriken yağlardan doğum sonrasında başlanacak uygun bir egzersiz programı ile kurtulmak mümkün olabilir.

Hamileler seyahat ederken nelere dikkat etmeliler?



Op. Dr. Seval Taşdemir hamileler için tatilde nelerin yapılıp nelerin yapılmaması gerektiği konularında sorularımızı yanıtlıyor.


Hamileyken seyahat etmek sakıncalı mıdır?


Hamileliğin son ayına kadar seyahat etmenizde bir sakınca yok, yalnız uzun süreli yolculuklarda sık sık kalkıp dolaşmak ve bol sıvı almak yararlı olur. Tatil mekanını seçerken de iyi düşünmelisiniz. Aşırı sıcak ve yüksek rakımlı bölgeler anne adayları için uygun değildir. Yurt dışına gitmeyi planlıyorsanız, az gelişmiş ülkelere yapılacak seyahatlerden kaçınmalısınız. Bu ülkelere yapılacak olan seyahatler sırasında hem o ülkedeki tıbbı imkanların yetersizliği hem de bu ülkelerde yaygın olarak görülen malarya (sıtma) gibi mikrobik enfeksiyonlar hamileliği olumsuz etkiler. Seyahate çıkan kişilerde en çok görülen problemlerden biri olan ishal, aşırı su kaybına yol açar. Bu durum anne adayını ve bebeğe olan kan akımını bozarak gelişmekte olan bebeği olumsuz etkiler. Özellikle gezi sırasında içilen suya çok dikkat edilmesi sadece kapalı kutularda satılan içeceklerin içilmesi, kesinlikle buz kullanılmaması gerekir. Dışarıda hazırlanmış salata, az pişmiş et ve mayonezli ürünlerin tüketilmesinden kaçınılmalıdır. Seyahate çıkarken ishali önlemek için önerilen antibiyotikleri anne adaylarının kullanması sakıncalıdır. Anne adaylannda ishal görüldüğünde bol sıvı almak ve doktora danışarak antibiyotik kullanmak gerekebilir.


Tatilin sakıncalı olduğu durumlar nelerdir?


* Düşük öyküsü

* Rahim ağzı yetmezliği

* Dış hamilelik öyküsü

* Erken doğum öyküsü

* Plasental anomaliler (bebeğin eşine ait problemler)

* Vajinal kanama veya düşük tehdidi

* Çoğul hamilelik

* Hamilelik zehirlenmesi öyküsü

* Hipertansiyon, diyabet (şeker hastalığı, kalp hastalığı ve diğer organ sistemlerine ait kronik hastalığı)

* Ağır anemisi (kansızlık) olan hamilelerin özellikle yurt dışı ve uzak yerlere seyahat etmekten kaçınmaları gerekir.


Tatilde nasıl bir program izlenmeli, nelere dikkat edilmeli?


* Gideceğiniz yerdeki sağlık kurumları ve kapasitelerini belirleyerek, acil durumda başvurabileceğiniz telefon numaralarını öğrenin.


* Kan grubunuz, kullandığınız ilaçlar, alerjik reaksiyonlar ve hamileliğinizle ilgili tıbbi bilgiler ve doktorunuza ulaşılabilecek telefon numaralarını yanınızda bulundurun.


* Sizin ve bebeğiniz açısından beslenmenize dikkat etmeniz çok önemlidir. Tatil döneminde de düzenli beslenmeniz gerekir. Bol sıvı almanız ve lifli besinlerden zengin beslenmeniz kabızlığı önler. Hijyenik açıdan güvenilir olmayan yerlerde yemek yememeye özen gösterin.


* Özellikle sıcak olan bölgelere yaptığınız seyahatlerde bol su içmeniz gerekir. Sadece pet şişede satılan suları ve kapalı içecekleri tüketmeye özen gösterin. Buz kalıplan birçok yerde şebeke suyundan hazırlandığı için kullanmayın.


* Rahat, ince, hava alan giysiler ve alçak topuklu ayakkabılar giyin.


* Tatilinizi sürekli gezmek yerine sık sık dinlenerek geçirin.


Yolculuk süresince nelere dikkat edilmeli?


* Yolculuk süresince tuvalete gitmeyi ertelemeyin. Aksi davranmanız idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilir. Yolcululuğunuz boyunca bol su içmeye ve sık tuvalete gitmeye dikkat edin.


* Yolculukta uzun süre hareketsiz kalmak, kan dolaşımını yavaşlatarak derin ven trombozuna (pıhtılaşmaya) yol açabilir. Yolculuk sırasında sık sık dolaşmak, bacaklarınızı hareket ettirmek ve bol sıvı almak gerekir. Özellikle varis problemi olan hamilelere mutlaka varis çorabı giyerek seyahat etmeleri önerilir.


Arabayla mı yoksa uçakla mı yolculuk yapmak daha uygun olur?


Her ikisi ile de yolculuk yapabilirsiniz, ancak dikkat etmeniz gereken kuralları unutmayın: Araba ile yolculuk sırasında rahat edebileceğiniz koltuğu seçin. Gerekirse sırtınızı ve boynunuzu yastıkla destekleyin ve mutlaka emniyet kemerinizi bağlayın. Emniyet kemeriniz karnınızı sıkmayacak şekilde yeterince gevşek olmalıdır. Uzun sürecek yolculuklarda saatte bir durarak mutlaka biraz dolaşın. Yanınızda acıktığınızda atıştırabileceğiniz hafif, besleyici yiyecekler ve su, meyve suyu gibi içecekler bulundurun. Araba tutması gibi bir yakınmanız varsa, yolculuk öncesinde bu problemi önlemek için kullanabileceğiz ilaçları mutlaka doktorunuza danışın.


Uçak ile yolculukta ise dikkat etmeniz gerekenler şöyle: Birçok havayolu şirketi hamileliğin 36. haftasına dek uçuşlara izin verir. Tatilinizi dönüş tarihindeki hamilelik haftasını göz önünde bulundurarak planlayın. Hamileliğin son 3 ayında özellikle 4 saatten fazla sürecek uçak yolculuğu zorunlu olmadıkça önerilmez. Özellikle uzun sürecek uçak yolculuklarında mutlaka bol sıvı alın. Her yarım saatte bir kalkarak dolaşın ve bacaklarınızı sık sık hareket ettirin. Uçağın kanat hizasındaki bölümü uçuş açısından en rahat bölümdür. Mümkünse bu bölgede ve kalkarken rahat edebileceğiniz koridor kenarında bir koltuğa oturun. Tüm uçuş boyunca mutlaka kemerinizi bağlı tutun.